Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantısı öncesinde işveren kuruluşu TİSK'e yaptığı "ellerini taşın altına koyma'' çağrısına yurttaşlardan farklı tepkiler geldi. Bir yurttaş, "Cumhurbaşkanı öyle diyor da sonuç önemli olan. Demeleri değil, yapmaları önemli" derken, bir başka yurttaş ise "Toplumu avutuyorlar. Yani ne demek kefenin cebi yok? 'Asgari ücret yüksek mi olmalı' demek istiyor? Versin, elini tutan mı var? 23-24 yıldan beri iktidarda" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nun (TİSK) Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, asgari ücret görüşmelerinde TİSK’in daha aktif rol alması gerektiğini söyledi. Erdoğan, TİSK'ten "ellerini taşın altına koyma" çağrısı yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarının ardından İzmir’de yurttaşlar, değerlendirmelerde bulundu. Tek çocuk annesi olduğunu belirten Zeynep Kapşigay, ekonomik koşulların hem çalışanlar hem de anneler için çok zorlaştığını söyledi. Kapşigay, şunları söyledi:
"Gerçekten şu anki şartlar çok zor. Hem anne olarak hem çalışan olarak çok zor yani gerçekten. İnşallah güzel olur, hayırlı olur herkes için. Asgari ücret bence kira ile aynı olmamalı önce. Kira ile aynı olduğu zaman hiç kimse geçinemez. Ben bir kadın olarak tek başıma, bir çocuğumla bir eve geçemiyorum maalesef. İlla evlenmem mi gerekiyor? Cumhurbaşkanıma sesleniyorum buradan. Evlenmek de istemiyorum şu anda. Çocuğuma bakmak istiyorum sadece. Bence en az 55 bin lira olmalı. O da en azı, minimumu yani. Şu anda sadece karın tokluğuna çalışıyoruz Cumhurbaşkanım. Sadece yemeğimizi, kahvemizi, yol paramızı bir de evin ihtiyacını alabiliyoruz. Sağ olsun annemden babamdan… Onlar olmasa sokakta yaşayacağız gerçekten, zor yani."
"HÂLÂ YÜZDE 30 BU İKTİDARA OY ÇIKIYORSA DİYECEK LAFIMIZ YOK"
Asgari ücretin en az 40 bin lira olması gerektiğini ifade eden bir yurttaş, "En az 40 bin lira. Bu hayat şartlarında. 40’tan aşağı olmamalı, hatta 50. Çünkü refah seviyemiz gerçekten çok düştü. Cumhurbaşkanı öyle diyor da sonuç önemli olan. Demeleri değil, yapmaları önemli" diye konuştu.
Celal Durmaz adlı bir yurttaş, iktidarın yıllardır benzer söylemlerle toplumu oyaladığını ileri sürerek, "Toplumu avutuyorlar. Yani ne demek kefenin cebi yok? 'Asgari ücret yüksek mi olmalı' demek istiyor? Versin, elini tutan mı var? 23-24 yıldan beri iktidarda. Ama insanlara müstahak. Her ulus layık olduğu şekilde yönetilir. Hâlâ yüzde 30 bu iktidara oy çıkıyorsa diyecek lafımız yok" dedi.
"AZ İNSANDAN ÇIKARTMAYA ÇALIŞIYORLAR ÜLKENİN YÜKÜNÜ"
Emekli devlet memuru Gülay Samanyolu ise tek maaşla geçinen aileler için asgari ücretin 50 bin liranın altında olmaması gerektiğini ifade ederek, "Ben emekli devlet memuruyum. Hemen hemen asgari ücret kadar gelirim, maaşım. Ama 50 bin liradan aşağı olmamalı. Tek maaşlı bir aileyi düşünecek olursak 50 bin liradan aşağı olmamalı. Cumhurbaşkanı doğru söylemiş. Yapmazlar, az insandan çıkartmaya çalışıyorlar ülkenin yükünü. O yüzden yapmazlar" ifadelerini kullandı.
"HANGİ İŞVEREN VERECEK ONU? ÖYLE BİR İŞVEREN YOK TÜRKİYE’DE"
Asgari ücretin artırılması gerektiğini dile getiren bir yurttaş, "50 bin lira olsa iyi olur ya, olmaz. Yok, öyle bir para yok ki piyasada. Ben okudum az önce. Hangi işveren verecek onu? Öyle bir işveren yok yani Türkiye’de. O parayı verecek şu an. Şu an bunların hepsi masal yani. Eğer asgari ücretli 28-30 bir lira alırsa öpsün başına koysun. Yani çok zor. Çok zor Türkiye şartlarında. Ama hiçbir zaman işçiyi, memuru, emekliyi düşünmüyor" diye konuştu.
Çağrı Işıklıoğlu da "Ben Sayın Cumhurbaşkanımızın açıklamalarını maalesef samimi değerlendiremiyorum. Çünkü bir de gerçeklik var ortada. Dolayısıyla gerçekliğe baktığımız zaman insanlar samimiyette kafalarında bir tereddüt ve şüphe duyuyor. Ben hükümetimizin ve Cumhurbaşkanımızın asgari ücretin maksimum seviyede verilmesi konusunda önce kamuda başlayarak sonra özel sektörde bunu destekleyecek politikaları hayata geçirmesi gerektiğini düşünüyorum" dedi.
"HER ŞEY YİNE AYNI ORANDA ZAMLANACAK"
Asgari ücretin artmasıyla birlikte giderlerin de artacağına dikkat çeken bir yurttaş, "Her şey ona göre artacak. Bir şey değişmeyecek. Asgari ücret yüksek olsun, bizim harcamalarımız da yükselecek. Eve aldığımız gıdadır, giyecek…Bir şey değişmeyecek yani kaç para olursa olsun asgari ücret. Her şey yine aynı oranda zamlanacak. Daha da fazla zamlanacak hatta. O yüzden isterse 50 bin lira asgari ücret yapsın" ifadelerini kullandı.
"SİZ ASGARİ ÜCRETE '70 BİN LİRA' DEYİN..."
Berber dükkânı işleten bir esnaf da ücret artışlarının maliyetleri yükselttiğini belirterek, şunları söyledi:
"Ücreti ne kadar belirlerseniz belirleyin benim için bir şey fark etmez. Siz bugün asgari ücrete 70 bin lira deyin. Ben burada tıraşı 500 değil, ertesi gün 1200 liraya çıkarıyorum. Çünkü benim personelim de 60 bin lira alacak. Bahane olarak bunu gösteririm. Ben ayda 700 bin lira ciro yapmışım, 60 bin lira işçime fazla vermişim… Söylemem. Yüzde 180 zam yaptım derim asgari ücret gibi. O ince hesap yapmıyor hiç kimse. Herkes diyor ki ‘personel maaşım’. Ya senin dört tane personeline ayda 48 bin liradan fazla para veriyorsun ama o yaptığın zam aylık şirketin gelirinin on katını çıkarıyor. Yani o rakamların yükselmesi bir şey ifade etmez. Yani her şeyin bir normali var ama artık insanlar normalden çıktı. Herkes böyle çabuk zenginleşme peşinde."
KİRA MAAŞI GEÇTİ...
Emekli olduğunu ve çalışmak zorunda kaldığını anlatan Şahin İlden de şunları söyledi:
"Asgari ücret 40 bin lira da olsa, 50 bin lira da olsa insana yetmez. Ben emekliyim, kıt kanaat geçiniyoruz. Yani şimdi diyorlar ki 'çalışma'… İnşaatlarda sürünüyoruz, çalışmasak açız. 16 bin 800 lira maaş alıyorum. 16 bin 800… Kira olmuş 20 bin lira... Nasıl geçineceğim ben? Dört çocuğum var. Bizden sonra çocuklarımız perişan. Yani Allah yardımcısı olsun. Sonumuz iyi değil. İnşallah asgari ücret yükselir. Fazla yapacağını tahmin etmiyorum. Dört bin, beş bin lira, fazla yapmaz. Yok, vallahi yapmaz, çok duyduk. Yine sürünmeye devam edeceğiz. Yani hiç durumumuz iyi değil, Allah yardımcımız olsun."