Meclis’te tarım politikalarına ilişkin sunulan dört önemli önerge, AKP ve MHP oylarıyla reddedildi. Önergeler, çiftçilerin maliyetlerini düşürmeyi, üretimi artırmayı ve kırsal kesimde sürdürülebilir tarımı desteklemeyi amaçlıyordu. En dikkat çekici önergelerden biri olan ‘her yıl millî gelirin yüzde 1’i oranında tarımsal destek sağlanması’ önergesi 2006 yılında AKP iktidarının kendi çıkarttığı ve 2006 yılında yürürlüğe giren Tarım Kanunu’nun 21’inci maddesinin uygulanmasını içeriyordu. Çiftçi Sen Genel Başkanı Ali Bülent Erdem, “Küçük ve orta ölçekli çiftçiler giderek yoksullaşıyor, üretim araçlarına ve topraklarına erişimde zorluk yaşıyor veya hacizle karşılaşıyor” dedi. Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Dr. Hakan Çakıcı, “Mazot, elektrik, gübre ve ilaç gibi maliyetler her geçen gün artıyor. Çiftçi, bu maliyetleri karşılamaya çalışsa bile üründen elde ettiği gelir yeterli değil. Tarıma aktarılan kaynak çok önemli” ifadelerini kullandı. Tarım Ekonomisti Prof. Dr. Tayfun Özkaya ise, “Tarım Kanunu’nun önerdiği GSMH’nin yüzde 1’lik destek oranına hiçbir zaman ulaşamadık” diye konuştu.
Tarım politikalarına ilişkin Meclis’e sunulan dört önemli önerge, AKP ve MHP oylarıyla reddedildi. Önergeler, çiftçilerin maliyetlerini düşürmeyi, üretimi artırmayı ve kırsal kesimde sürdürülebilir tarımı desteklemeyi amaçlıyordu. Tarım ve Orman Bakanlığı’na 2026 yılı için ayrılan bütçe, 541,8 milyar lira olarak belirlenirken tarımsal destek programları için ayrılan tutar 135 milyar liradan 168 milyar liraya yükseltildi. TBMM’nin 2026 yılı bütçe görüşmelerinde, çiftçilere destek olarak yer alan tüm önergeler, AKP ve MHP milletvekilleri tarafından reddedildi. Önergeler arasında, çiftçiye ÖTV’siz ve KDV’siz mazot verilmesi, her yıl millî gelirin yüzde 1’i oranında tarımsal destek sağlanması, 600 bin liraya kadar olan çiftçi borçlarının silinmesi ve tarımda kadın ile genç çiftçilerin sigorta primlerinin devlet tarafından ödenmesi yer alıyordu.
Reddedilen önergeler arasında en dikkat çeken önerge ise AKP iktidarının kendi çıkarttığı ve 2006 yılında yürürlüğe giren Tarım Kanunu’nun 21’inci maddesi; ‘Tarımsal desteklerin Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) içerisindeki payının en az yüzde 1’lik kısmı çiftçiye destek olarak verilir’ hükmünün uygulanması önergesi de reddedildi.
Çiftçi Sen Genel Başkanı Ali Bülent Erdem, 2024 yılına kadar mazot ve gübre desteği ödemelerinin yapıldığını, ancak Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile bu desteklerin kaldırıldığını belirtti. Erdem, “Çiftçiler hâlâ desteklerin nasıl uygulanacağını çözebilmiş değil. Küçük ve orta ölçekli çiftçiler giderek yoksullaşıyor, üretim araçlarına ve topraklarına erişimde zorluk yaşıyor ya da haciz geliyor. Türkiye tarımını hızla şirketleştirmek istiyor ve küçük çiftçileri topraktan uzaklaştırıyor” dedi.

ALİ BÜLENT ERDEM
Erdem, reddedilen önergeler arasında mazot ve gübre desteği ile çiftçilerin borçlarının silinmesi gibi taleplerin de bulunduğunu vurguladı. Erdem, “Mevcut sistemde, sadece planlamaya uygun hareket eden veya sertifikalı tohum kullanan çiftçilere çok sınırlı destekler sağlanıyor çok cüzi rakamlar yani aslında çiftçiler desteklenmiyor, destekleniyor gibi gözüküyor” dedi.
ÇAKICI “TARIMA KAYNAK AKTARIMI ŞART”
Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Dr. Hakan Çakıcı, tarım sektöründeki mevcut sorunları ve çiftçilerin destek taleplerini dikkat çekerek, “Tarımda birikmiş sorunlar söz konusu. Çiftçimizin maliyetleri oldukça yüksek. Mazot, elektrik, gübre ve ilaç gibi girdilerin fiyatları her geçen gün artıyor. Çiftçi, bu maliyetleri karşılamaya çalışsa bile, ürünü sattığında elde ettiği gelir düşük kalıyor. Bu nedenle çiftçinin gelir durumu yeterli seviyeye ulaşmıyor” dedi.
HAKAN ÇAKICI
Çakıcı, çiftçilerin artan maliyetler nedeniyle borçlandığını ve iklim değişikliğinin etkisiyle ürün kayıplarının yaşandığını belirterek, “Bunlar geçmişten gelen birikmiş sorunlar. Özellikle borçların ertelenmesi ya da silinmesi gibi talepler çiftçinin toparlanması için önemli. Çiftçinin hangi üründe ne kadar mazot harcadığı, gelir ve gider durumu net olmalı. Buna göre devletin destek uygulaması gerekir” dedi.
Çakıcı, tarımın stratejik önemi ve gıda güvenliği açısından kaynak aktarımının zorunluluğunu vurgulayarak, “Tarıma aktarılan kaynak çok önemli. Çiftçinin üretimden çıkması halkın gıda güvenliğini de etkiliyor. Geçmişte yapılan hatalar ve eksik uygulamalar nedeniyle ortaya çıkan sorunların çözümü için kaynak aktarımı şart. Hükümet sürekli yeni yöntemler deniyor. Ama çiftçiyi bataktan çıkaracak katkılar sağlanmalı. Bu, tarımın sürdürülebilirliği ve halkın gıda güvenliği için kritik bir konu” şeklinde konuştu.
ÖZKAYA: AGROEKOLOJİYE YÖNELMEK ŞART
Tarım Ekonomisti olan Prof. Dr. Tayfun Özkaya, mazot fiyatlarındaki artışın üretimde ciddi maliyet artışlarına yol açtığını belirterek, “Mazot kullanımını azaltmak için agroekolojiye yönelmek şart. Azaltılmış toprak işleme veya sıfır toprak işleme teknikleri ile hem maliyet düşüyor hem de toprak verimliliği artıyor. Anıza ekim yöntemi sayesinde kullanılan mazot miktarı beşte bire düşüyor, toprağın su tutma kapasitesi yükseliyor” dedi. Özkaya, özellikle Konya, Yozgat, Kırşehir ve Trakya’da bu yöntemi benimseyen çiftçi sayısının hızla arttığını aktardı. Konya Yunak’ta 14 yıldır anıza ekim yapan çiftçi Derviş Kısa’nın, bu yöntemle maliyetin düştüğünü, verimin arttığını ve tarımsal ilaç kullanımını azalttığını belirttiğini kaydetti. Özkaya, “Dünya genelinde işlemesiz tarım, ABD ve Arjantin, Brezilya gibi ülkelerde yaygınlaşıyor. ABD’de bu yöntemi uygulayan alanlar yaklaşık yüzde 30” diye konuştu.

TAYFUN ÖZKAYA
TARIMSAL DESTEKLERİN %1’İ ORANINDA VERİLMESİ ÖNERGESİ REDDEDİLDİ
Özkaya, mevcut tarım desteklerinin yetersiz olduğunu vurgulayarak, “Tarım Kanunu’nun önerdiği GSMH’nin yüzde 1’lik destek oranına hiçbir zaman ulaşamadık. Sadece oranı artırmak sorunu çözmez. Tarım politikası kökten değişmeli, çiftçi ve tüketici lehine bir sistem kurulmalı” dedi.
Ayrıca, çiftçi eline geçen fiyatların taban fiyatın altına düşmemesi için devlet ve yerel yönetimlerin doğrudan müdahale etmesi gerektiğini belirten Özkaya, mevcut destek politikasının şirketlerin çıkarlarını koruduğunu söyledi.
ÇİFTÇİ BORÇLARININ SİLİNMESİ ÖNERGESİ REDDEDİLDİ
Çiftçilerin borç yükü nedeniyle üretimi bırakma riskine dikkat çeken Özkaya, “Borç silme önerisi kısa vadede yararlı olurdu, ancak sürdürülebilir çözüm için tarım politikası değişmeli ve agroekolojik sistem hızla yayılmalı. Endüstriyel girdiler yerine ekolojik yöntemler kullanılarak maliyetler düşürülebilir, üretim sağlıklı hale gelir” ifadelerini kullandı. Özkaya, çiftçilerin ürünlerini doğrudan tüketiciye ulaştırabilmesi için üretim ve tüketim kooperatiflerinin, ekolojik köylü pazarlarının önemine de değindi. Özkaya, bu önergenin kırsal alandan göçün önlenmesinde kritik bir rol oynayabileceğini belirterek, “Genç ve kadın çiftçilere uygulanmalıydı. Bu sayede kırsal nüfus korunabilir, tarımda gençleşme sağlanabilir” dedi.