Avukat Naim Eminoğlu, hafta sonu düzenlenen basın toplantısında, TBMM gündemindeki yargı paketinin 6 Şubat depremi davalarında sorumlu olarak yargılananları kapsamaması gerektiği yönünde görüş bildirmiş, "Asrın felaketi diyorlar, asrın katliamı bu'' demişti.
Eminoğlu, bu açıklamasından bir kaç gün sonra bir soruşturma kapsamında gözaltına alındı ve 11 Aralık akşamı "FETÖ/PDY silahlı terör örgütü"ne üye olma suçlamasıyla tutuklandı.
İstanbul Barosu'na üye avukatlar, meslektaşları Naim Eminoğlu'nun tutuklanmasını Çağlayan'da İstanbul Adliyesi önünde bir basın açıklamasıyla protesto etti.
Basın açıklaması sırasında Eminoğlu'nun cezaevinden gönderdiği mesajı Av. Vedat Ece okudu, Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Av. Ezgi Önalan ile İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Hakları Merkezi Koordinasyonu adına Av. Fırat Epözdemir konuştu.
Ortak açıklamayı da İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Av. Ekim Bilen Selimoğlu okudu. Yapılan açıklamada, "Siyasal iktidar, yargı eliyle savunmayı ve avukatlığı dizayn etmeye, bizlere makbul ve makul bir avukatlık sınırı çekmeye çalışmaktadır. Bu sınırın dışında avukatlık pratiği yürüten meslektaşları bekleyenin gözaltı ve tutuklamalar olduğu bizlere gösterilmekte ve adeta hepimize gözdağı verilmektedir" denildi.
"MESLEKTAŞIMIZ BU ADLİYEDE, KARARTILACAK HİÇBİR DELİL VEYA KAÇMA ŞÜPHESİ YOKKEN, GÖZ GÖRE GÖRE TUTUKLANMIŞTIR"
İstanbul Barosu Yönetim Kurulu adına yapılan açıklama şöyle:
"Baromuzun bir üyesi olan ve aynı zamanda Adil Yargılanma Hakkı Araştırma ve İhlalleri İzleme Merkezi Yürütme Kurulu üyesi meslektaşımız Av. Naim Eminoğlu, FETÖ/PDY terör örgütü üyeliği suçlamasıyla gözaltına alınmış ve 11 Aralık’ta çıkarıldığı Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklanmıştır. Meslektaşımızın gözaltı, savcılık ve sorgu süreci bizzat Baro Yönetim Kurulumuz ve Avukat Hakları Merkezimiz tarafından takip edilmiştir. Dosya kapsamında meslektaşımıza ne bir tanık ifadesi ya da telefon tape kaydı sorulmuş, ne bir teknik veya fiziki takip işlemi gösterilmiş, ne de el konulan bir suç unsuruna rastlanılmıştır. Sonuç olarak meslektaşımız, her gün cübbesiyle geldiği, duruşmalarda avukatlık yaptığı bu adliyede, karartılacak hiçbir delil veya kaçma şüphesi yokken, göz göre göre tutuklanmıştır."
"TUTUKLAMA KARARINI 11. YARGI PAKETİYLE İLGİLİ AÇIKLAMANIN HEMEN ARDINDAN GERÇEKLEŞMESİNİ TESADÜFLE İZAH ETMEK MÜMKÜN DEĞİLDİR"
Av. Naim Eminoğlu, Amasra maden kazası, Bolu Kartalkaya yangını ve 6 Şubat deprem davaları gibi toplumsal davaları takip eden bir meslektaşımızdır. Özellikle, gözaltına alınmadan üç gün önce deprem davaları ile ilgili düzenlenen bir basın toplantısında yaptığı konuşmada, 11. Yargı paketiyle depremde binlerce yurttaşımızın faili olan sanıkların cezasız kalacağı yönündeki açıklamaları kamuoyu ve basında yer almıştır. Dolayısıyla, tutuklama kararının bu açıklamanın hemen ardından gerçekleşmesini tesadüfle izah etmek mümkün değildir."
"SİYASAL İKTİDAR, YARGI ELİYLE SAVUNMAYI VE AVUKATLIĞI DİZAYN ETMEYE, BİZLERE MAKBUL VE MAKUL BİR AVUKATLIK SINIRI ÇEKMEYE ÇALIŞMAKTADIR"
"Avukatlara yönelik baskı ve tutuklamalara baktığımızda; Av. Selçuk Kozağaçlı, Av. Can Atalay, Av. Mehmet Pehlivan ve bugün Av. Naim Eminoğlu ve daha niceleri gibi pek çok ismin ortak özelliği, hepsinin toplumsal davalarda görev alan, muhaliflerin, ezilen halk kesimlerinin, işçi ve yoksulların avukatlığını yapıyor olmalarıdır. Dolayısıyla şunu görmekteyiz ki, yargılamak istedikleri şey aslında bir avukatlık pratiğidir. Siyasal iktidar, yargı eliyle savunmayı ve avukatlığı dizayn etmeye, bizlere makbul ve makul bir avukatlık sınırı çekmeye çalışmaktadır.
Bu sınırın dışında avukatlık pratiği yürüten meslektaşları bekleyenin gözaltı ve tutuklamalar olduğu bizlere gösterilmekte ve adeta hepimize gözdağı verilmektedir. Tüm avukatlara söylenmek istenen; ‘uslu’ olmadığımız takdirde, hiçbir delil toplamaya bile zahmet etmeden, Anayasal haklarımız, hukuk güvenliğimiz ve Ceza Muhakemesi Yasası hiçe sayılarak, bir gün hepimizin göstere göstere cezaevine konulabileceği gerçeğidir."
"İSTANBUL BAROSU VE AVUKATLARI HİÇBİR ZAMAN İKTİDARIN KENDİLERİNE KOYMAYA ÇALIŞTIĞI SINIRI KABUL ETMEDİLER, MAKUL VE MAKBUL AVUKAT OLMADILAR, SORUŞTURMA, GÖZALTI VE TUTUKLAMA TEHDİDİNE BOYUN EĞMEDİLER, EĞMEYECEKLER"
"Ancak şu unutulmamalıdır ki, İstanbul Barosu ve avukatları hiçbir zaman iktidarın kendilerine koymaya çalıştığı sınırı kabul etmediler, makul ve makbul avukat olmadılar, soruşturma, gözaltı ve tutuklama tehdidine boyun eğmediler, eğmeyecekler. Av. Naim Eminoğlu ve haksız şekilde cezaevinde tutulan tüm meslektaşlarımız özgürlüğüne kavuşana dek, yanlarında olacağız, birlikte dayanışacak, birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz."