‘Aydınlıkevler’ adlı oyunda Demet Akbağ’ı babaanne Zühre karakteriyle seyrediyoruz
Ankara’nın Aydınlıkevler Mahallesi’ndeyiz. Yıl 1970’ler... Torunu Aydın ile yaşayan babaanne Zühre’nin evine konuk oluyoruz.
Ülkenin her noktasında yaşanan o dönemin olumsuzlukları ve sıcak ilişkiler, mahalle kültürü...
Elektrik, su kesintileri, ısınma sorunu, yokluk, sağ sol kavgaları, umutsuz aşklar, mutlu sonlar.
Komşuluk, insanların birbirine yardım etmeleri, radyo tiyatrosu, sobanın çıtır çıtır yanma sesi. Oyundan hiç kopmadan, yüzümde bir gülümseme ile seyrettiğim “Aydınlıkevler” bizi geçmişin sıcaklığına götürdü. O zamanlarda bugün gibi ağlanacak halimize gülüyormuşuz.
Yılmaz Erdoğan’ın kaleme aldığı oyunda babaanne Zühre karakterini 15 senelik sahne arasından sonra Demet Akbağ canlandırıyor.
Oyunda, “Kulüp” dizisinden sonra daha bir popüler olan oyuncu Salih Bademci de rol alıyor. Ressam Süreyya karakterini canlandıran Bademci, umutsuz âşık rolünde. Süreyya’nın, Sülün’e olan aşkı uğruna her şeyi göze almasına tanık oluyoruz. Tüm bu günlük yaşamın sadeliği icin de geçen huzur, mahallenin tam da ortasında yer alan yeşil alan yani çayıra Amerikan askerlerinin yüksek duvarlar örmesiyle bozuluyor. Duvarların ardından gelen golf topları mahallelinin evlerinin camlarını kırınca Zühre önderliğinde bir isyan başlıyor ve bu isyan mahalleli ile duvarları kırmasıyla son buluyor. Kırılan duvarlar, Süreyya ile Sülün’ün arasındaki buzları da kırıyor. Sonrası tabii ki mutlu son.
(Salih Bademci - Sinem Ünsal)
Oyunda kullanılan dönen dekor tasarımı oldukça iyi düşünülmüş. Serdar Biliş’in yönnettiği oyunda slayt perdesinde gösterilen çizimler oldukça yaratıcı...
Oyunun müzikleri de sıcacık samimi 1970’ler pop müziği.
Oyunda ayrıca; Burak Dakak, Sinem Ünsal, Nebi Tolga Yılmaz, Sevda Baş, Caner Alkaya, Barkın Sarp, Ömer Güneş, Kiraz Tosun rol alıyor.
Uniq Açıkhava Sahnesi, kesinlikle bir tiyatro sahnesi değil. Belki bazı etkinlikler ya da konser için evet. Bir oyuncunun seyirciye çok ama çok tepeden bakması, bir seyircinin ise oyunculara yine çok tepeden bakması bir şeylerin yanlış olduğunun göstergesi. Sahne ayrıca düz ve dar, yani tiyatroya uygun değil. Sahnenin yanlarına koyulan ekranlar ve ekranların tam karşısında yer alan sandalyeler bizi oldukça şaşırttı. Seyircinin o noktadan sahneyi görme ihtimali çok zayıf onun için ekrandan seyrediyor. Haftalar öncesinden bilet alıp heyecanla gelen seyirci, tiyatroyu canlı seyredemeyecekse neye yarar. Görüntü ekrandan, ses canlı. Oldukça trajikomik.
Mekânı tasarlayanlar ve işletenler buna bir an önce çözüm bulacaktır diye düşünüyorum. Çünkü köşelerde oturan seyircileri görünce çok üzüldüm.
Bir de asıl beni uzun süredir rahatsız eden yeme içme sorunu. Konserde olabilir ama tiyatroda bir şey yenilmez ve içilmez. Bu sanata ve sahnedeki oyuncuya yapılan büyük bir ayıptır. İşletmeler para kazanacak diye böyle bir uygulamaya göz yummak... Söylenecek çok söz var. Bu aralar ise sanat adına çok dertler. Yine mekânın yetkili kişileri buna çözüm bulacaktır ve tiyatro oyunu sırasında yeme içmeye izin verilmeyecektir diye umut ediyorum.
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Restoranlarda 'harcama limiti' uygulaması başladı
- Milletvekilleri Genel Kurulu terk etti!
- Colani’nin arabası
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Erdoğan'dan Suriyeliler açıklaması