İktidarın Kanal İstanbul inadı, söylem değişiklikleriyle devam ediyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, su havzalarından Sazlıdere’de yapılan konutlara ilişkin “Kanal İstanbul ile bağlantısı nedir” sorusuna “Kanal İstanbul ile ilgili bir konu şu anda gündemimizde yok” dedi. Kurum, “Kuralar çekildi, alan her bir vatandaşımız, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. Yani onların söylediği gibi Araplara veya herhangi bir ülke vatandaşına konut satılmış değil” diye konuştu.
Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan 2021’de “Kanal İstanbul, ülkemizin en önemli değerlerinden biri olarak tarihteki yerini alacaktır” ifadelerini kullanmış, Kanal İstanbul projesine ilişkin AKP’li yetkililer çeşitli açıklamalarda bulunmuştu. Erdoğan, yaklaşık iki ay önce Kanal İstanbul projesinin önemli ayaklarından Sazlıdere Köprüsü inşaatını inceledi. İktidara yakın kaynaklar haberi “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a projeler hakkında bilgi veren Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Sazlıdere Köprüsü'nün Kanal İstanbul Projesi’ndeki 6 köprüden ilki olduğunu vurguladılar. Hava görüntüleriyle de desteklenen incelemelerde, köprünün son durumu detaylı bir şekilde değerlendirildi” ifadeleriyle paylaştı.
‘SOSYAL KONUT DEĞİL’
Kurum’un açıklamalarına “Aklımızla mı oynuyor” sözleriyle tepki gösteren Şehir Plancısı Prof. Dr. Pelin Pınar Giritlioğlu, “İktidarın konuya ilişkin ısrarı, inadı ve girişimleri ortadayken, inşaatların yürüdüğü, buna karşı çıkanların hedef yapıldığı, yatırım planlamalarında her yıl Kanal İstanbul için bütçe ayrıldığı bir ortamda, Kanal İstanbul için nasıl gündemimizde yok deniyor” dedi. İktidarın yaptığı konutları sosyal konut olarak tanımlamasına da itiraz eden Prof. Giritlioğlu, “İktidar 2002’den beri bir tane bile sosyal konut yapmadı. Çünkü sosyal konut, dar gelirli, dezavantajlı gruplara kamunun mülkiyetinde olup, kamu eliyle kiralanan konutlardır. Barınma sorununu çözerken yurttaşların toplumsal dezavantajını giderme, toplumsal kapasiteyi iyileştirme misyonunu da içinde barındırır” ifadelerini kullandı. Sosyal konutun Cumhuriyet’in ilk dönemlerinde Emlak Bankası ve SSK gibi kurumların yaptığı, 1966 yılındaki Gecekondu Kanunu kapsamında konutlar da yapıldığını belirten Prof. Giritlioğlu, sözlerine şöyle devam etti:
‘ÇİVİ BİLE ÇAKILAMAZ’
İktidarın yaptıkları, sözde dar gelirli yurttaş için olan ama onların da almasının çok mümkün olmadığı daireler. Üstelik belirtilen bölgedeki konutlar da dar gelirli yurttaşlara yönelik olmayacak. İktidar, Kanal İstanbul projesini sosyal konut algısı üzerinden meşrulaştırmaya çalışmasın. Kanal İstanbul projesinin yapılmakta olduğu alan, kentin sadece 6306 sayılı kanunla belirlenen rezerv alanı değil; doğal rezerv alanı. Tarım alanlarını, meraları, orman alanlarını su havzalarını kapsıyor. Buraya değil kanal yapmak, konut inşa etmek, çivi çakılmasına bile izin verilmemeli, karşı çıkılmalı. Depremde bizim o alana çok ihtiyacımız olacak.”
'BİLİMİN İNKAR EDİLİŞİNİN ÖRNEĞİ'
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) “İstanbul’a ihanet” olarak adlandırılan Kanal İstanbul projesine ilişkin bir açıklamaya yayımladı. İstanbul il koordinasyon kurulu tarafından dün yapılan açıklamada, “Projenin başlangıcından bugüne kadar yürütülen süreç, bilimin ve hukukun sistematik olarak inkâr edilişinin örneği” ifadeleri kullanıldı.
Mücadele çağırısı yapılan açıklamanın devamında, “Gelinen noktada, projenin bir ulaşım veya güvenlik projesi olmadığı, İstanbul Boğazı’nı koruma bahanesiyle İstanbul’un en değerli doğal varlıklarını, su kaynaklarını ve tarım arazilerini ranta açmayı hedefleyen devasa bir gayrimenkul projesi olduğu tüm çıplaklığıyla ortadadır” eleştirisine yer verildi.
İMAMOĞLU'NDAN REFERANDUM ÇAĞRISI
Seçilmiş İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkanı ve CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu da sosyal medya hesabından bir açıklama yayımladı. İmamoğlu, “İstanbul’a göz diktiğini biz de biliyoruz millet de. Cesaretin varsa koy sandığı milletin önüne, şehrin kaderine İstanbul karar versin. Buradan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çağrı yapıyorum” dedi.