Bukoleon Sarayı’nda heyecan verici keşifler…

İstanbul, binlerce yıl öncesinin mimari tanıklarıyla adeta bir açık hava müzesi… İBB Miras’ın, 1.600 yıllık Bukoleon Sarayı restorasyonunda heyecan verici keşifler birbirini izliyor…

Bukoleon Sarayı’nda heyecan verici keşifler…
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 23.01.2022 - 00:00

BUKOLEON SARAYI kalıntıları, sahil yolu yapılmadan önce…

İstanbul, yeni keşiflerle tarihi her geçen gün daha eskilere dayandırılan kadim şehir… Roma, Bizans ve Osmanlı İmparatorluğuna başkentlik yapmış, üç büyük din ve sayısız kültüre ev sahipliği eden kent. İBB Miras ekipleri kentin hafızası kültürel varlıkların korunması, yaşatılması için kazı ve restorasyon çalışmalarını özenle sürdürüyor. Restorasyonu devam eden Bukoleon Sarayı’nda kazı çalışmaları derinleştikçe heyecan verici yeni bulgulara ulaşılıyor.

UNESCO DÜNYA KÜLTÜR MİRASI LİSTESİ’NDE

Bukoleon Sarayı, Tarihi Yarımada’nın Marmara Denizi kıyısında bugünkü Cankurtaran ile Kumkapı arasındaki Çatladıkapı mevkiinde, Küçük Ayasofya’nın hemen doğusunda bulunan ve bugüne yalnızca kalıntıları ulaşmış Bizans sahil sarayıdır.

UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası Listesi’nde bulunan ve 1. Derecede Arkeolojik Sit Alanı içinde yer alan Bukoleon Sarayı’nda restorasyon ivme kazandı. İBB Genel Sekreteri Mahir Polat restorasyon çalışmalarıyla ilgili olarak açıklamalarda bulundu. Ayrica projede gorevli Ali Asker Ulket de tarihi alan hakkinda bilgiler verdi. Projede görevli Arkeolog Ali Asker Ülker ile de tarihi alanı gezdik. Eşsiz bir deneyimdi…

İBB Miras, 2020 yılında Bukoleon Sarayı’nda restorasyon ve arkeolojik kazı çalışmalarına başladı. Toprak altındaki sarayda sekiz buçuk metreye varan toprak dolgunun kaldırılarak sarayın özgün seviyesine ulaşıldığını belirten Polat, “İBB Miras’ın çalışmalarıyla, literatürde olmayan, ilk kez karşılaşılan ve keşfedilen buluntular gün yüzüne çıkarılmaya devam ediyor. Bunlardan biri geçtiğimiz haftalarda sarayın törensel alanında ortaya çıkarılan, bir grup iskelet buluntusudur. İskeletler üzerinde yapılan ilk araştırmalarda bulunan izlerden, burada toplu bir katliam yaşanmış olabileceği düşünülüyor” diyerek önemli bir keşfe imza atıldığını söylüyor.

İSTANBUL’UN EN ESKİ ÇEŞMESİ

23 Eylül’de Bukoleon Sarayı’ndaki arkeolojik kazıda İstanbul’un en eski çeşmesi bulunmuştu. Çeşmenin hemen ardında bulunan sarnıçta kazıların devam ettiğini söyleyen Mahir Polat, “Sarnıcın arkasındaki alanda, üç kola açılan tonozla örtülü olan yapının da bulunmasıyla, bir kaçış dehliziyle karşılaşıldığı düşünülüyor. Devam eden arkeolojik kazı çalışmaları neticesinde hem Bukoleon Sarayı’nın mimari elemanlarıyla birlikte öyküsü, hem de İstanbul tarihinde bilinmeyenler aydınlatılacak” dedi.



İNSAN İSKELETLERİ, BU İNSANLAR NASIL ÖLDÜRÜLDÜLER?

Tarihi alandayız. Arkeolog Ali Asker Ülker ile dolaşıyoruz. İnsan iskeletlerinin bulunduğu alana geldiğimizde, Ülker alanı işaret ediyor, “8 Kasım günü bu alanda çalışma devam ederken ilk iskelete ulaştık. İki, üç derken dokuz insan iskeleti açığa çıkarmıştık. Büyük bir muamma ile karşı karşıyaydık. Soru şuydu: Bu insanlar nasıl öldürüldüler? Çünkü ilk izlenimlerimiz buranın toplu bir gömü alanı olduğuna işaret ediyordu. Ve bazı iskeletlerde kesici aletten kaynaklı izler mevcuttu” diyor gururla.

5. yüzyılda inşa edildiği bilinen Bukoleon Sarayı’nda İBB Miras ekibinin restorasyon ve kazı çalışmasında insan iskeletlerine rastlandı.

BELKİ DE BİR KAÇIŞ TÜNELİYDİ…

Bukoleon Sarayı kalıntıları içerisinde dolaşırken, ‘Kim bilir bir zamanlar ne kadar güzeldi’ diye düşündüm... Dehliz, tünel gibi bir yapıya geldiğimizde anlatmaya devam etti Ülker:

“Yaklaşık altı metre dolgu toprak attıktan sonra kazı ekibinden Veysi, büyük bir heyecanla ‘Ali Bey, burada bir boşluk göründü ve aşağıya doğru devam ediyor’ diye seslendi. Büyük bir merakla o bölgeye yaklaştım ve ekibe hemen bu kısmı genişletelim, dedim. Yarım saatlik çalışmadan sonra bir insanın geçebileceği bir açıklık elde ettik. Büyük bir merak ve heyecanla içeri doğru sürünerek girdiğimde buranın muntazam bir işçiliğe sahip koridorlu bir yapı olduğunu gördüm. O anki heyecanımı anlatamam size…”

Ülker, kazılar sırasında, imparatorların limandan gelen ziyaretçilerinin saraya geçişini sağlayan bir anıtsal geçiş alanına da ulaştıklarını söylüyor. İmparatorluk merdivenleri, denilen alanda limandan gelen imparatorun resmi ziyaretçiler tarafından kullanılan oldukça büyük ve görkemli sütunlar bulunuyor. Yıkılmış olsa da kalıntıları hâlâ duran sarayın güzel seyir terası üzerinde Adalar’ı, Marmara’yı izleyen İmparator ve konuklarını hayal edebiliyorum.

Bukoleon Sarayı ve limanı

ŞANTİYE ALANI HAFTA SONU GEZİLEBİLİR

İBB Miras ile güzel bir hafta sonu programı yapabilirsiniz. Rumeli Hisarı, Anadolu Hisarı, Bukoleon Sarayı ve Sen Piyer Han restorasyon alanlarını dilerseniz başvuruda bulunarak gezebilirsiniz. Gezmek istediğiniz şantiye için aşağıdaki linklerden başvuruda bulunabilirsiniz.

İBB Miras şantiye gezisi başvuru formu: https://forms.gle/nTvRK1aFF5fDyBkZ8

AÇIK HAVA MÜZESİ OLACAK

İBB Miras ekibinin restorasyon çalışmaları tamamlanınca Kara Surları ve Bukoleon Sarayı açık hava müzesi olacak. Bu yeni gezi rotası İstanbul’a değer katacak.

İBB Miras Arkeolog Ali Asker Ülker:

“Kazılar sırasında 9 adet insan iskeletine ulaştık. İskeletlerden birinin kafatası kısmında kesici bir aletten (muhtemelen kılıç) kaynaklı bir kesik izi bulunuyor. Bu da bize bu insanların tarihin bir evresinde, büyük ihtimalle bir kargaşa döneminde katledilip topluca buraya gömüldüklerine işaret ediyor...”

İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat:

“Sarnıcın arkasındaki alanda, üç kola açılan tonozla örtülü olan yapının da bulunmasıyla, bir kaçış dehliziyle karşılaşıldığı düşünülüyor. Devam eden arkeolojik kazı çalışmaları neticesinde hem Bukoleon Sarayı’nın mimari elemanlarıyla birlikte öyküsü, hem de İstanbul tarihinde bilinmeyenler aydınlatılacak.”


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler