Cumhurbaşkanlığı bütçe görüşmelerine İBB davaları damga vurdu: ‘İftirayı da görelim, iftiracıyı da görelim’

Cumhurbaşkanlığı bütçe görüşmelerine İBB davaları damga vurdu: ‘İftirayı da görelim, iftiracıyı da görelim’

3.12.2025 04:00:00
Güncellenme:
Merve Kılıç
Takip Et:
Cumhurbaşkanlığı bütçe görüşmelerine İBB davaları damga vurdu: ‘İftirayı da görelim, iftiracıyı da görelim’

CHP Ankara Milletvekili Okan Konuralp, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki Cumhurbaşkanlığı ile bağlı ve ilgili kuruluşlarının 2026 yılı bütçe teklifi görüşmelerinde yaptığı konuşmada, “Biz son derece yalın bir biçimde İletişim Başkanlığı’yla ilişkili kuruluş TRT’nin İBB davalarını canlı yayınlanmasını talep ediyoruz. Biz kendimize güveniyoruz; siz de bu iddianameye güveniyorsanız davanın TRT’de canlı yayınlanmasının önünü açın. İftirayı da görelim, iftiracıyı da görelim. Milletimiz de görsün” dedi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, önceki gün Cumhurbaşkanlığı ile bağlı ve ilgili kuruluşlarının 2026 yılı bütçe görüşmeleri tamamlandı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, milletvekillerinin eleştirilerini yanıtladı.

Cumhurbaşkanlığı bütçesi, örtülü ödenek, kurumlar arası aktarmalar ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne yönelik eleştiriler hakkında açıklamalarda bulunan Yılmaz, “Abartılı yorumlar yapılıyor, rakamlar ortada” dedi. CHP Ankara Milletvekili Okan Konuralp, komisyonda yaptığı konuşmada, Diyanet İşleri Başkanlığı ve İletişim Başkanlığı’nın başkan değişimlerini anımsatarak, mevcut uygulamaları eleştirdi.

Konuralp, “Kimi uygulamaların önceki başkandan devralındığı gibi sürdüğünü görüyoruz ki bu bizi düşündürüyor. Diyanet’in faaliyet yürüttüğü amaçlar bütünü ifade ettiğiniz gibi ise örneğin Menzil cemaatinde yaşanan rezillikleri miras hukukunun bir konusu olarak değerlendirip görmezden mi geleceğiz? Din, iman diyerek kavuşulan olağanüstü zenginliğin paylaşım tartışmalarıyla ortaya çıkan tabloya Diyanet’in örneğin din istismarıyla mücadele bağlamında söyleyecek tek bir sözü yok mu? Neden susuyor Diyanet?” dedi.

‘DİYANET’İN BAŞINI KUMA GÖMMESİNİ ENGELLEYİN’

“Lafa gelince, önüne geleni dinen tehdit et; hedef göster” diyen Konuralp, “Tasavvuf geleneğini de istismar edecek şekilde, dini önderliğini, gavslığını, liderliğini her derde deva diye pazarla; ülkemizin laik, demokratik, hukuk devleti kimliğinin aleyhine her türlü haltın içinde ol ama insanların dini duygularının sömürülmesi yoluyla sağlanan milyarlarca doların paylaşımı söz konusu olunca birbirini boğazla. Tablo özetle böyle. Ama Diyanet susuyor. Sayın Yılmaz, Diyanet’in bu konuda başını kuma gömmesini artık engelleyin. Ülkemizi yeni bir FETÖ ihtimalinden hızla uzaklaşması için gerekenleri yapın” ifadelerini kullandı. 

‘YAKIŞMAYAN ÜSLUP!’

10 Kasım’da Kocaeli Valiliği’nin ve Kocaeli Müftülüğü’nün aldığı karar doğrultusunda il genelindeki camilerde Atatürk’ü Anma Programı kapsamında Mevlid-i Şerif okutulduğunu belirten Konuralp, “Bir Diyanet personeli çıktı; valiyi eleştirdi: Mensubu olduğu Diyanet teşkilatının bir il müftüsüne; üstelik kurum hiyerarşisi açısından kendisinin üstü olan birine ‘kifayetsiz’ demekten çekinmedi. Bu zat, yıllardır olduğu gibi bu konuda da 'sözde' eleştirilerini çirkin, avam, dine, Diyanet’e yakışmayan dille, üslupla gerçekleştirdi. Peki ne oldu? Bu zat Diyanet tarafından yıllardır korunuyordu; bir kez daha korundu. Neden bu zatın bu seviyesiz dilinden medet umuyorsunuz?” diye konuştu.

“Halil Konakçı ve benzerleriyle ilgili açılmış ve tamamlanmış soruşturma veya soruşturmalar var mıdır? Soruşturmaların sonucu nedir?” diye soran Konuralp, “Diyanet Sen’in 2024 yılı başında dönemin başkanı Erbaş’a sunduğu, Diyanet Çalışanlarının Sorunları Beklentileri Din-Diyanet Algıları Araştırması’ndan da bir veriyi paylaşmak istiyorum; Diyanet çalışanlarının yüzde 80’i kurumda to

‘DEZENFORMASYON HIZ KESMEKSİZİN DEVAM EDİYOR’

İletişim Başkanlığı’na da eleştirilerde bulunan Konuralp, şöyle konuştu: 

“İletişim Başkanlığı bünyesinde Dezenformasyonla Mücadele Merkezi bulunuyor. Bu merkezin görevi, ‘Türkiye aleyhine yürütülen psikolojik harekat, propaganda, algı operasyonu, iç ve dış dezenformasyon faaliyetlerini takip etmek, ülkemize yönelik manipülasyon ve dezenformasyona karşı faaliyet göstermek’ olarak özetleniyor. Peki, bu ülkenin AKP’li ve/veya Cumhur İttifakı mensubu olmayan vatandaşlarının, siyasi partilerinin, belediyelerinin, seçilmişlerinin, gazetecilerinin hakkını hukukunu kim koruyacak?”

‘KENDİMİZE GÜVENİYORUZ’

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) davası sürecine işaret eden Okan Konuralp, “Biz son derece yalın bir biçimde İletişim Başkanlığı’yla ilişkili kuruluş TRT’nin bu davaları canlı yayınlanmasını talep ediyoruz. Biz kendimize güveniyoruz; siz de bu iddianameye güveniyorsanız davanın TRT’de canlı yayınlanmasının önünü açın. İftirayı da görelim, iftiracıyı da görelim. Milletimiz de görsün” dedi.

‘PARLAMENTER SİSTEME GEÇİLMELİ’

CHP Rize Milletvekili Tahsin Ocaklı da kurumlara güvenin azaldığını söyleyerek “Bence yapılması gereken şey bu güvensizliğin ortadan kalkabilmesi için yeniden kuvvetler ayrılığı prensibinin çalıştığı bir demokratik düzen geliştirmemiz lazım. Bu da parlamenter sistemle ancak mümkün olabilir” dedi.