Dalaman Havalimanı da İspanyolların oldu

İspanyol havacılık ve altyapı şirketi Ferrovial, Dalaman Havalimanı işletme hakkının yüzde 60'ını 140 milyon Avro'ya YDA Grubu'ndan satın almak için anlaştı.

Açıklamalar gösteriyor ki prosedürlerin tamamlanmasıyla satış, yılın ilk yarısında gerçekleşecek.

Aslında havalimanının işletme hakkına 2042 yılına kadar YDA Grup sahipti.

Bu satışla YDA Grup geriye kalan 20 yıl için imtiyaz hakkını devretmiş olacak.

Sonuç itibariyle de bir kurum daha değerinin altında yabancılara gitmiş olacak.

Zaten yerli ve milli olmak bunu gerektirir öyle değil mi?

Gelin görün ki kamunun rolünün asgariye indirilmesi veya tamamen kaldırılması amacıyla hayatımıza giren “özelleştirme” ile ülke olarak ne hallere geldik.

1986 yılında başlayan Türkiye’nin özelleştirme serüveninde, bilinçli politikalarla zarar ettirilen kamu işletmeleri adım adım tasfiye edildi maalesef.

Gelinen noktada özelleştirmenin temel hedefinin kamusal üretimi yok etmek, özelleştirme üzerinden yabancı sermaye için yeni kâr alanları açmaktan başka bir işe yaramadığı çok net ortaya çıktı.

Bakın! Bu ülkede 1986 yılından bugüne kadar yapılan özelleştirmelerden elde edilen gelir 68 milyar dolar…

Bu rakamın yüzde 87’si 59,2 milyar doları tek başına 2001 krizinden sonra iktidara gelen AKP döneminde yapıldı.

AKP iktidarında 10 liman, 81 elektrik santrali 40 tesis (işletme),  3 bin 483 taşınmaz mal, 3 adet gemi ve 36 maden sahası özelleşti.

Buna halka arz ve hisse satışıyla elden çıkarılan neredeyse 100’e yakın işletmedeki kamu paylarını da eklersek bilançoyu siz düşünün.

Bu yazdıklarım da eksik var fazlalık yok inanın ki!

Şimdi de Dalaman Havalimanı…

Devlet Hava Meydanları İşletmesi’nin 2003 yılında Yap-İşlet-Devret modeline göre açmış olduğu Dalaman Havalimanı Dış Hatlar Terminali’nin yapım ve işletim ihalesini YDA Grup kazanmış ve 2006 yılından itibaren işletmesini sürdürürken devletten yerliye oradan da yabancıya geçiş sağlandı çok şükür.

Şimdi kimse üzerimize sizde her şeye muhalifsiniz yaftası ile gelmesin lütfen!

Özelleştirmenin bizi süreklediği açmaza gıda başta olmak üzere enerji, gübre, mazot gibi temel girdilerdeki dışa bağımlılığımıza dikkat çekmek istiyorum o kadar.

Son günlerdeki fiyat artışlarının sebebi üretemeyen, elindeki satan ve ithalata dayalı bir politika  uygulama anlayışının ürünü değil de nedir acaba?

Dalaman Havalimanı elbette ki sadece bir örnek.

Cumhuriyet ile birlikte milletçe beraber sağladığımız tüm kazanımların yok edilmesi ve geldiğimiz noktada iğneden ipliğe ithalata dayalı bir ekonomik sistemimizin varlığı çok üzücü değil mi?

80 yılın birikimi 20 yılda satıldı.  Kamu varlıklarının bu satışına rağmen açıklar kapatılamadı, son 10 yılda 170 milyar doları aşan bütçe açığı verildi.

Peki biz güzelim fabrikalarımızı, bankalarımızı, limanlarımızı neden sattık o zaman?

Şimdi diyeceksiniz ki:  Her şeyimiz elimizden gitmişken Dalaman Havalimanı mı gözünüze battı?

Yok gözümüze değil ama yüreğimize batıyor artık bu yapılanlar!

Ülkemizin değerlerinin hiç uğruna satışı, bunlara kimsesinin ses çıkarmayışı süslü argümanlar ile satışların alt yapılarının oluşturulması, itiraz edenin CEHAPE zihniyeti olarak hor görülmesi acıtıyor içimizi.

Konu elbette Dalaman Havalimanı satışı değil sadece.

Konu ne mi?

Konu bir kişinin aldığı kararlar sonrası ülkenin freni patlamış araba misali yokuş aşağı hızla gitmesi.

Konu hukukun, demokrasinin, insan hak ve özgürlüklerinin rafa kalkması.

Konu ülkedeki derin sessizlik…

Daha ne olsun!