Doğal hayatın madene çevrilmesine yol açacak düzenleme 11’inci kez gündemde: Zeytinlerin idam fermanı

Doğal hayatın madene çevrilmesine yol açacak düzenleme 11’inci kez gündemde: Zeytinlerin idam fermanı

21.06.2025 04:00:00
Güncellenme:
İrem Karataş
Takip Et:
Doğal hayatın madene çevrilmesine yol açacak düzenleme 11’inci kez gündemde: Zeytinlerin idam fermanı

TBMM’de kabul edilen torba yasaya karşı çıkan yurttaşlar, zeytinliklerin taşınamayacağını ve termik santrallar için doğanın feda edilmemesi gerektiğini vurguluyor. İkizköylüler 'Bu topraklarda büyüdük, bu topraklarda gömülmek istiyoruz' diyor. Uzmanlar ve çevreciler ise zeytinliklerin enerji bahanesiyle ranta kurban edildiğini söylüyor.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda kabul edilen yasaya birçok kesim karşı çıkıyor. Uzmanlar zeytin ağaçlarının taşınmasının mümkün olmadığını belirtirken şirketlerin istediği alandaki köylüler ise toprağına sahip çıkmak istiyor. Limak Holding, IC İÇTAŞ ve Aydem Holding tarafından Muğla’da işletilen termik santrallar uğruna yapılacak ağaç katliamının da tüm Türkiye’ye yayılacağı düşünülüyor.

Milas’taki İkizköy’de yaşayan yurttaşlar ise yıllardır Akbelen Ormanı’nın termik santrallar uğruna yok edilmemesi için mücadele etti. Yurttaşlar her fırsatta, “Orman bir kale, onu alırlarsa sıra köylerimize gelecek” dedi. Buna karşın YK Enerji’nin kömür ihtiyacını sağlamak adına ormana girdiler. Torba yasanın mecliste görüşülmesi üzerine İkizköylüler de Ankara’ya gitti. Komisyona alınmayan yurttaşlar, oturma eylemi yaptı. İkizköy’de yaşayan 67 yaşındaki Havana Ova, “Kimseye hakkımızı yedirmeyiz, kimsenin hakkını yemeyiz. Sonuna kadar savaşacağız. Ölmek var dönmek yok. Bu topraklarda büyüdük bu topraklarda gömülmek istiyoruz. Kimse bizim hakkımıza zeytinimize el uzatamaz. Uzanan eller de kırılsın” dedi. İkizköy Muhtarı Nejla Işık ise “Direndik, mücadele ettik, oturduk ve o komisyona girip sözümüzü kurduk. Burada mağdur edilmek istenen biz köylüleriz. Toprağı, zeytini, evi barkı alınmak istenen bizleriz. Biz bu çökme yasasını kabul etmiyoruz. Ama biz daha son sözü söylemedik, biz bitti demeden bitmeyecek” diye konuştu.

'KİMSE YERİNDEN EDİLEMEZ'

Muğla Çevre Platformu’ndan (MUÇEP) Neşe Tuncer, “yerli ve milli enerji üretme” bahanesiyle bölgedeki tarım alanlarının, zeytinliklerin, su varlıklarının yok edildiğini vurguladı. Yasada yer alan koordinatların Limak, IC İÇTAŞ ve Aydem Holding’in geçmişteki madenlerinin devamı niteliğinde olduğunu belirten Tuncer, “Haklarımızdan feragat etmemiz için ‘enerjisiz kalırsınız, dışa bağımlı oluruz’ diyerek korku algısı yaratıyorlar. Stratejik maden dedikleri dünyanın en verimsiz kömürü, en kirli madeni. Madensiz ve enerjisiz kalacağız diye korkan insanların gıdasız ve susuz kalacağız diye korkmamasını anlamıyorum” ifadelerini kullandı. Tuncer, “Koordinatlar haritada Karacahisar ve Çamköy’deki su havzalarına denk geliyor ve bu havza Bodrum ve Milas’ı besliyor. Ruhsat sahası içinde 40 tane köy var, 460 bin dönümlük alan. Herkes doğduğu yerde yaşama hakkına sahiptir, kimse yerinden edilemez” dedi.

'AKRABADAN SİPARİŞ'

Gece geç saatlere kadar komisyonda çalışan Emek Partisi Milletvekili Sevda Karaca, “Süper Talan Yasası” olarak adlandırdığı teklife ilişkin maden şirketi patronlarıyla AKP’li milletvekillerinin akrabalık ilişkileri olduğunu söyledi. Karaca, “Yasayı Meclis’e kim getirdi? Ahlatçı Holding’in patronu Ahmet Ahlatçı’nın yeğeni, AKP Çorum Milletvekili Yusuf Ahlatçı, Sudan’da altın keşfine çıkan AKP Denizli Milletvekili Şahin Tin, sendikalı oldukları için maden işçilerini işten atan Fernas Maden patronu, AKP Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu, ÇED raporu olmadan kaçak kimyasal atık havuzu inşa eden AKP Iğdır Milletvekili Cantürk Alagöz” ifadelerini kullandı. 

ZEYTİN TAŞINIR MI?

İktidar milletvekilleri yasa teklifine ilişkin eleştirilere “zeytinin yok edilmeyeceğini yalnızca taşınacağını” belirterek yanıt verdi. Bölgede bulunan zeytinliklerin taşınmasının nasıl yapılacağına ilişkin açıklama yapan Muğla Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Ali Şimşek, topografik olarak mümkün olmadığını söyledi. Şimşek, “Zeytin taşınabilir ama bir tane değil ki. Muğla’da 20 milyona yakın zeytin ağacı var. Bu ne ekonomik ne de bilimsel olur. 100 yıllık ağaçlar var orada. 3573 sayılı kanuna da aykırı” dedi.

Şimşek, “Zeytinleri kaldırıp altındaki kömürü alacaklar bir de milli emlak yerlerine taşıyacaklar oradan da zenginlere verecekler. Camiyi çalan kılıfına uyduruyor. İkizköy’de binlerce hafriyat kamyonu var, 10-15 metrede kömür gözüküyor. O kadar hafriyata rağmen termik santral çalışsın diye Soma’dan kömür getiriliyor. Yatağan bölgesi kanser vakalarında Türkiye’de Zonguldak’tan sonra ikinci, Muğla hava kirliliğinde yedinci sırada” diye konuştu.

SEKİZ KÖY YOK OLDU

Araştırmalara göre 1978-2020 yılları arasında sadece Milas’ta termik santral ve bunlara yakıt sağlayacak kömür ocakları için 3 bin 400 hektar yani 4 bin 788 futbol sahası büyüklüğünde alan yok edildi. İkizköy, Sekköy ve Hüsamlar’da yaşam bitti. Dereköy, Türkevleri, Çamlıca, Alatepe, Karacaağaç, Bağdamları, Çakıralan, Güreceğiz ve Pınar’ın da bir kısmı yok edildi. Böylece termik santral kaynaklı Muğla’da sekiz köy tamamen yok edildi. 

İlgili Konular: #maden #Zeytin