Genel Sağlık-İş'ten TES tepkisi: 'Sosyal devlet ilkesinin ihlalidir'

Genel Sağlık-İş'ten TES tepkisi: 'Sosyal devlet ilkesinin ihlalidir'

11.09.2025 15:32:00
Güncellenme:
Genel Sağlık-İş'ten TES tepkisi: 'Sosyal devlet ilkesinin ihlalidir'

Genel Sağlık-İş Genel Başkanı Dr. Derya Uğur, gelecek yılın ikinci çeyreğinde gerçekleştirilmesi öngörülen Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi’ni (TES) sosyal devlet ve sosyal güvenlik ilkesi ile mülkiyet hakkının ihlali olarak değerlendirdi.

Orta Vadeli Program’da (2026-2028) gelecek yılın ikinci çeyreğinde gerçekleştirilecek yasa düzenlemesi ile Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi'nin (TES) devreye gireceği açıklandı. Programa ilişkin konuşan Genel Sağlık-İş Genel Başkanı Dr. Derya Uğur, "SGK kapsamında bulunan emeklilik sisteminden ayrı olarak ikinci basamak bir emeklilik sistemi şeklinde öngörülmüştür. TES ile ilgili Kanun düzenlemesi henüz yapılmadığı için detayları tam olarak bilinememekle birlikte sisteme katılımın zorunlu olacağı, çalışanların aylık ücretlerinin yüzde 3'ünü sisteme yatıracağı, ayrıca işveren katkısının da olacağı, çalışan ve işverenin katkıları toplamının yüzde 30'u kadar da devlet katkısı olacağı öngörülmektedir" dedi.

"İSTEDİĞİ ZAMAN ÇIKAMAYACAK"

Çalışanın TES'ten istediği zaman çıkamayacağını belirten Uğur, "TES kapsamında 2. emekli aylığını alabilmek için sistemde en az 10 yıl kalmak zorunlu olacak; kadınlar 58, erkekler 60 yaşında emekli olabileceklerdir. Ancak yapılan kabaca hesapta çalışanların TES kapsamında alacağı emekli aylığı, sistemde bulundukları sürece aylık olarak yatırdıkları katkı kadar dahi olmayacaktır.

Dolayısıyla ekonominin büyüyeceği, işsizliğin azalacağı öngörüsünde bulunan Orta Vadeli Program (2026-2028) ile kurulacak sistem çalışan iş gücünün emeğinin bir kez daha tırpanlanması esasına dayanmakta olup halihazırda çok düşük olan emekli aylıklarının düşük olmasının sebebi olanlar, sahte çözüm önerilerinde bulunmakta, bunu yaparken de emekçilerin ücretlerini bir kez daha sömürmektedir" diye konuştu.

"TES, SOSYAL GÜVENLİK İLKESİNİN İHLALİDİR"

Anayasa'nın 60. maddesinde herkesin sosyal güvenlik hakkı olduğunun belirtildiğini anımsatan Uğur, "Anayasa Mahkemesinin kararları uyarınca Sosyal Güvenlik Hakkı, 'Çağdaş devlet anlayışının bir sonucu olan sosyal hukuk devletinde geçerli sosyal güvenlik ve sosyal adalet ilkeleri gereğince toplumdaki insanlara, insan onuruna yaraşır asgari yaşam düzeyi sağlamak ve onları korumakla görevi devletten bu yönde gerekli tedbirleri almasını ve teşkilatları kurmasını talep hakkıdır' şeklinde tanımlanmıştır.

Fakat mevcut emeklilik sistemi ile buna ek olarak getirilecek TES, Anayasa ile düzenlenen sosyal devlet ilkesi ile sosyal güvenlik ilkesinin ihlali anlamına gelmekte olup bütün yaşamını çalışarak geçiren kişilerin ne çalışma yaşamları boyunca ne de emekliliklerinde insan onuruna yaraşır bir yaşam düzeyi sağlamamaktadır" ifadelerini kullandı.

 

"YÜZDE 3'LÜK KESİNTİ MÜLKİYET HAKKI İHLALİ"

Ayrıca çalışanların SGK primleri ödenmeye devam ederken TES ile çalışanların ücretlerinde bir azalış yaşanacağını, çalışanların her ay ücretlerinin en az yüzde 3'ünü TES'e aktarmak zorunda bırakılacağını vurgulayan Uğur, "Üstelik TES' in emeklilikte vaat ettiği potansiyel kazanç da hane gelirine anlamlı bir katkıda bulunmayacaktır. Bu haliyle ikinci bir sisteme katılımın zorunlu tutulması ve ücretlerinden her ay yüzde 3'lük bir kesintinin yapılması, yine Anayasal bir hak olan mülkiyet hakkının da ihlali anlamına gelecektir.

Bu kapsamda TES, çalışan lehine olmaktan ziyade düşük emekli ücretlerine olan tepkiyi azaltmak, aynı zamanda çalışanların ücretlerinden kesinti yaparak kasaya para girişini sağlamanın bir yolu olup sistemde yer almanın zorunlu olması, zaten var olan ve çalışanlar adına prim ödenen sosyal güvenlik sistemi içerisinde yukarıda da yer verilen temel hak ve özgürlüklerin sınırlanması sonucunu doğuracaktır" dedi.