Can Atalay kararını uygulamamıştı: Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin yeni başkanı seçildi
Anayasa Mahkemesi'nin Can Atalay kararını uygulamadığı için eleştirilerin odağındaki Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin haftalardır süren seçimi sonuçlandı. Yeni başkanlığa aynı daire üyesi Mustafa Kurtaran seçildi.
Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) Can Atalay kararını uygulamadığı için eleştirilerin odağındaki Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nde haftalardır süren başkanlık seçimi sonuçlandı.
Türkiye İşçi Partisi Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında Anayasa Mahkemesi’nin ‘ihlal’ kararını tanımayan ve ihlal kararlarını alan AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunan Yargıtay 3. Ceza Dairesi Başkanı Muhsin Şentürk, haziranda AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı olarak atanmıştı. Şentürk'ten boşalan koltuk için yapılan seçimler bugün sonuçlandı. Yeni başkanlığa aynı daire üyesi Mustafa Kurtaran seçildi.
Terör davalarına bakan Yargıtay 3. Ceza Dairesi Başkanlığı için üyeleri bugün yapılan seçimde dairenin yeni başkanını seçti. Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nca yapılan seçimin 47. turunda 177 üyenin oyunu alarak dairenin yeni başkanlığına aynı daire üyesi Mustafa Kurtaran seçildi.
KURTARAN’IN GEÇMİŞİ
Kurtaran, Yargıtay üyeliğine 2014’te seçildi ve 2015 yılında kurulan Yargıtay 16. Ceza Dairesine Yargıtay Başkanlık Divan’ınca görevlendirildi ve kapandığı tarihe kadar görev yaptı. Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2021’de numarası 3. Ceza Dairesi olarak değiştirildi ve Kurtaran 3. Ceza Dairesi üyesi olarak görevlendirildi. Söz konusu daire kurulduğu andan beri darbe girişimi ve örgüt üyelikleri dosyalarının temyiz incelemelerini sürdürüyor.
‘HİZBUT TAHRİR’İN CEZALARINA KARŞI OY KULLANDI
16. Ceza Dairesi, merkezi İngiltere’de bulunan ve tüm İslam devletlerinin “hilafet çatısı altında” birleştirilmesi için faaliyet yürüten “Hizbut Tahrir”in (İslamcı Kurtuluş Partisi) davalarına baktı. Daire 4 Ekim 2017’de oyçokluğu ile Hizbut Tahrir’in terör örgütü olduğuna ve yargılanan 61 kişiye “terör örgütü üyesi olma” gerekçesiyle toplam 300 yıllık cezayı onadı. Bu davada Kurtaran tek “karşı oy” kullanan isim oldu. Kurtaran, karşı oy gerekçesinde Hizbut Tahrir’in anayasal düzeni değiştirme veya ortadan kaldırmayı hedeflemesi nedeniyle Türkiye Cumhuriyet’i yasalarınca koruma görmesinin olanaklı olmadığını belirtmesine karşın, örgütün terör örgütü olmadığını savundu. Kurtaran gerekçesinde şu ifadeleri kullandı:
“1953 yılında Kudüs’te temeli atılan örgüt, Mısır’da bulunan Müslüman Kardeşler (İhvanı Müslimin) örgütünden çözülen ve Ürdün’de kurulan bir örgüttür. Türkçe karşılığı; İslamcı Kurtuluş Partisidir. Örgüte girerken yapılan yemin, örgütün amacını ve kullanılacak araçları da belirgin biçimde ortaya koymaktadır. Örgüt, her alanda İslam hukukunun uygulanmasını benimsemiş ve bu hukukun dört temel kaynağı olan Kuran, sünnet, icma, kıyası esas alarak eylemlerini yürütmeye karar vermiştir. 1953 tarihinde kurulmuş olmasına rağmen ülkemizde veya başka bir ülkede bu örgüt adına ele geçmiş silah, mühimmat veya bu nitelikte araç ve gereç bulunmamaktadır. Terör örgütü sayılması anayasa ve ceza kanunumuza uygun düşmemektedir.”
HİZBUT TAHRİR NEDİR?
Hizbut Tahrir, İslâmcı hayatı toplumda etkin kılmak ve tüm İslam devletlerinin “Hilâfet Devleti”nin çatısı altında birleştirmek için faaliyet yürüten siyasi bir partidir. Türkiye’de 2000’li yılların ardından etkin olmaya başladı ve faaliyet göstermeye başladı. Faaliyetlerini “Köklü Değişim Dergisi” ile yayan partinin Türkiye temsilcisi de Mahmut Kar olarak biliniyor. Türkiye’de partinin faaliyetlerine yönelik 2001-2013 yılları arasında toplam 500 kişi hakkında 200’ün üzerinde soruşturma açıldı. Soruşturmalar çerçevesinde yürütülen yargılamalarda toplam 1828 yıl ceza verildi. 793 yıllık ceza dosyaları ise hâlâ Yargıtay aşamasında. Partinin üyelerine “Terörle Mücadele Yasası” kapsamında “terör örgütüne” üyelik suçundan 7,5 ila 15 yıl arası ceza veriliyor. Partiye üye olmak için edilen ve Kurtaran’ın da savunmasında bahsettiği yemin ise şöyle:
“İslam’ın emin bekçisi olacağıma, Hizbut Tahrir’in anayasasını, düşüncelerini ve görüşlerini kendi görüşlerime aykırı olsa bile benimseyerek gayesi olan İslami hayatı tekrar başlatmak ve gerçekleştirmek için gayret sarf edeceğime, Allah’ı şahit tutarak yemin ederim.”
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- Edirne'de korkunç kaza