İşçi, Bakan’ın imzasını gösterdi: İktidara ‘belgeli’ yanıt

İşçi, Bakan’ın imzasını gösterdi: İktidara ‘belgeli’ yanıt

31.07.2025 04:00:00
Güncellenme:
Mustafa Çakır
Takip Et:
İşçi, Bakan’ın imzasını gösterdi: İktidara ‘belgeli’ yanıt

Yaklaşık 600 bin işçiyi ilgilendiren kamu sözleşmesinde verilen zam teklifinin geri çekilmesine tepki gösteren Türk-İş, Çalışma Bakanı’nın imzalı teklifini belgeyle ortaya koydu.

Türk-İş, yaklaşık 600 bin işçiyi kapsayan kamu sözleşmesinde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın yaptığı ancak hükümetin daha sona geri çektiği teklifin belgelerini paylaştı. Bakan Işıkhan’ın imzası ve elyazısı olduğu belirtilen belgelerde birinci altı ay için yüzde 24, ikinci altı ay için ise gerçekleşen enflasyon yani yüzde 16.67 oranında zam öngörülüyor. Ancak iktidar daha sonra bu teklifini geri çekti. Yüzde 16.67 olan artış, yüzde 11’e indirildi.  

İkinci altı ay için gerçekleşen enflasyon teklifini geri çeken iktidar önceki gün yeni teklif vermişti. İşçilere ilk altı ay için yüzde 24, ikinci altı ay için yüzde 11, üçüncü altı ay için yüzde 10, dördüncü altı ay için yüzde 6 zam teklif edildi. Bu teklifi reddeden Türk-İş, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın daha önceki teklifine ilişkin belgeleri paylaştı. Belgeleri bizzat Türk-İş Başkanı Ergün Atalay açıkladı. 

BAKANIN EL YAZISI

Atalay’ın, Bakan Işıkhan’ın el yazısı ve imzası olduğunu belirttiği, üzerinde de bakanlığın adı yazan belgelerde bu yılın ilk altı ayı için yüzde 24, diğer altı aylar için de gerçekleşen enflasyon oranında zam veriliyor. Belgelerde yer alan diğer teklifler de şöyle: “Taban ücretin günlük bin 400 liraya çekilmesi, bu tutarın üzerinde olanlara 40 TL seyyanen zam verilmesi. Nitelikli işçilere yüzde 7 (120 bin işçi), diğer işçilere yüzde 3 ek prim verilmesi. Ocak ve mart ayındaki sözleşmelerden doğan yüzde 3.68 farkın ücretlere verilmesi. Toplu iş sözleşmeleri arasında yürürlük tarihlerinden kaynaklanan ücret artışı farklılıkları olması durumunda, en yüksek olan ücret artışına göre artışlar belirlenecektir.”   

Bakan Işıkhan’ın el yazısı olduğu belirtilen belgede 17 Temmuz 2025 tarihi yer alıyor. Türk-İş, diğer belgede yer alan imzanın da Işıkhan’a ait olduğunu belirtti.   

MADENCİLER GELDİ

Yarın ve cumartesi günü greve çıkacak olan maden işçileri dün Türk-İş’e geldi. Türk-İş Başkanı Ergün Atalay, işçinin sıkıntı çektiğini, 7. aya girildiğini söyledi. Süreç hakkında bilgi veren Atalay, Bakan Işıkhan’ın 18 Temmuz’da heyetleri topladığını ve kamuoyuna ilk atı ay için yüzde 24, diğer altı aylar için de gerçekleşen enflasyon oranında zam teklifini açıkladığını anımsattı. 

‘BAKAN ORTADA YOK’

Atalay, şunları söyledi:

“Bunu kim dedi Türkiye Cumhuriyeti Çalışma Bakanı dedi. ‘Protokolü kaleme almaya başlayacağız’ dedi. Sonrasında bir sessizlik oldu. 21 Temmuz’da Ekonomik ve Sosyal Konseyi topladılar. 22 Temmuz’da sendikaları çağırdılar. Toplantı 15.00’te başladı. 17.30’a kadar tutanakları tek tek hazırladılar. En son bakan, maddeleri yazdılar. Maliye toplantıyı terketti. Sonra bakan yarım saat müsade istedi. Sonra toplantıyı terketti. Bakan ortada yok.” Bu sırada işçiler “yuh” çekti. Asgari ücretlilerden, emeklilerden örnekler verildiğini belirten Atalay, “İşçiyi asgari ücretlilerle tokuşturursan, emekli ile tokuşturursan bu ülkede huzuru, iş barışını bulamazsın” dedi. 

‘ÖYLE YAĞMA YOK’

Ekonomideki iyileşme söylemlerinin markette, pazarda hissedilmediğine dikkat çeken Atalay, şunları söyledi:

“35- 40 bin lira alıyorsunuz diyorlar. Öyle büyük para ki! Yazıklar olsun. Kira 25 bin lira, limon 25 lira, su 80 lira, lahmacun 350 lira. Utanmadan bunun neresini konuşuyorsunuz. Diyorlar ki ‘biz ne dersek o olacak’. Öyle yağma yok.” 

Atalay, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’i de sert sözlerle eleştirirken, “Savunma sanayinde, makine kimyada işçiler var. Bunlar yetişmiş adamlar. Denizaltı yapıyorlar, top yapıyorlar, tüfek yapıyorlar ama maliyenin başındaki vatandaş diyor ki ‘ben onu bilmem, emekli olsunlar’. Orman yoksa orman teşkilatına ne gerek var, Türkiye yoksa Maliye Bakanı’na ne gerek var” dedi. 

‘BAKANIN İMZASI VAR’

Atalay, günü geldiği zaman greve çıktıklarını söyledi. İşçiler ne karar alırsa Türk-İş Başkanı olarak ona uymak zorunda olduğunu belirten Atalay, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın yazısını gösterdi. Atalay, “Bu devletin resmi yazısı, Çalışma Bakanlığı’nın yazısı. Bakanın altında imzası var. Bunu devlet yerine getirsin. Böyle devlet olmaz. Evrak burada” dedi. Bu sırada işçiler, “grevse grev, eylemse eylem” sloganları attı. Atalay, metnin Bakan Işıkhan’ın el yazısı olduğunu söyledi. Bakanın bu açıklamaları devlet adına yaptığını belirten Atalay, “Devletin verdiği sözden cayma şansı yok” dedi. 

BAKAN AFRİKA’DA

Atalay, Çalışma Bakanı Işıkhan’ın G-20 zirvesi için Afrika’da olduğunu belirterek, “Hak-İş Başkanı da orada” dedi. Bu sırada işçiler “yuh” çekti. Atalay, “Ben de dönem başkanıyım. Ama ben buradayım. Evin başındayım. Küfe bizim sırtımızda” diye konuştu. İsviçre Bankası’nın geçen yılki açıklamalarına işaret eden Atalay, Türkiye’nin dolar milyarderi sayısı ile ilk sırada yer aldığını söyledi. Atalay, “Bu Maliye Bakanı’ndan kim razı. Patronlar razı. Asgari ücretli, işçi razı değil. Ben de razı değilim” dedi. “Bu çocuk oyuncağı değil” diyen Atalay, devletin verdiği sözü yerine getirmek mecburiyetinde olduğunu vurguladı. Atalay, “18 Temmuz’da bakan ne dediyse ben oradayım. Gram kıpırdamam, haberiniz olsun” diye konuştu. İşçiler de “gemileri yaktık geri dönüş yok” sloganları attı. Depremde, selde hep işçilerin olduğuna dikkat çeken Atalay, “Bizim 3 kuruşumuzdan ne istiyorsunuz siz ya. ‘Bunlar 50 bin, 60 bin lira alıyor’ diyorlar. Allah’tan korkun. Yerin altında çalışıyoruz, sabah pisliğinizi biz temizliyoruz. Denizin içinde kaynak yapıyoruz. Bizi başkaları ile niye mukayese ediyorsunuz. Biz bu ülkenin emekçileriyiz” dedi. 

CUMHURBAŞKANINA ÇAĞRI

Atalay, şunları söyledi: 

“Sayın Cumhurbaşkanım, Çalışma Bakanı’nın verdiği belgeye, televizyonlarda açıklamalarına de ki ‘o dediklerini yerine getir’ diye talimat verin. Yoksa bu ülkede grev ertelerseniz, bu ükede huzur bulamayız. Bu ülkede sıkıntıya girersiniz. Toplum sıkıntıya girer. Huzursuzluk işyerlerinde varsa evimizde de olur. Evde, işyerinde huzur yoksa bizden randevu alamazsınız. Biz tebessüm etmiyorsak ülke de tebessüm etmez. Onun için işçilerin işçiden başka sahibi yok. Birbirinize sahip çıkın.”