İsrail bugün sabah saatlerinde İran’a yönelik son yılların en kapsamlı saldırısını düzenledi. İran’ın Başkenti Tahran’da stratejik en az 100 bölgeyi SİHA’lar ile vuran İsrail saldırı gerekçesini “İran’ın nükleer güç geliştirmesine karşı İsrail’in bölgedeki güvenliğini sağlamak” şeklinde açıkladı.
Saldırıda İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri ve Devrim Muhafızları Ordusu Komutanı Hüseyin Selami de öldürülenler arasında.
Öte yandan saldırıya İHA'lar ile yanıt veren İran, çok sert karşılık verileceğini açıkladı. İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan, “İran’ın tepkisi pişman edecek” dedi. İran Dini Lideri Ali Hamaney ise, "Siyonist rejim, kendisini acı verici ve kaçınılmaz bir kaderle yüzleşmeye hazırlamalıdır" diye konuştu.
"İSRAİL ABD’YE RAĞMEN BU SALDIRIYI GERÇEKLEŞTİRDİ"
Bölgedeki gelişmeler sürerken gündemi Cumhuriyet TV’ye değerlendiren Dış Politika Analisti Aydın Sezer, şu ifadeleri kullandı:
“Gelişmeleri İsrail’in direniş ekseninin ve direniş eksenini destekleyen İran’ın tamamen yok edilmesi gerektiğine yönelik açıklamaları bağlamında değerlendiriyorum. Netanyahu 30 Eylül 2024’te İran’daki rejimin beklenenden daha yakın sürede değişeceğini açıklamıştı. Bu saldırılar ABD-İsrail arasındaki ilişkilerde patronajın hangi taraf olduğuyla ilgili mesaj içeriyor. İsrail ABD’ye rağmen bu saldırıyı gerçekleştirdi. ABD saldırıya dahli olmadığını ancak İsrail’i olası saldırılara karşı koruyacağını söylüyor. İsrail bu saldırıda içerideki rejim karşıtlarından da destek almış olabilir.”
"TRUMP BİR ANLAMDA BOYUN EĞDİ"
Netanyahu ve “savaş kabinesinin” İran’a yönelik saldırıyı, ABD’nin onayını almaktan öte ABD’yi mecbur bırakarak düzenlediğini öne süren Sezer, “İlişkideki dominant üstünlüğün İsrail’de ve ABD’deki İsrail lobisinde olduğunu düşünüyorum. Trump’ın bir anlamda boyun eğdiğini düşünüyorum. İsrail’i bu savaştan vazgeçirmek istediyse bile bunu başaramadığını sanıyorum. Netanyahu daha ABD seçimlerinden önce İran’ı hedefe koymuştu. Nükleer silahlanma bir bahane” diye konuştu.