Tatlı su ıstakozu, yayın, sazan, akbalık, gümüş gibi balık türlerine ev sahipliği yapan, tarımsal sulamada da kullanılan İznik Gölü'nün su seviyesindeki düşüş sürüyor.
Önceki yıllarda gemilerin yanaştığı Orhangazi İskelesi'nin geçen yıl kasım ayı ile şimdiki fotoğrafları su seviyesindeki değişimi gözler önüne seriyor.
İskelenin sudan metrelerce uzaklaştığı, kayıkların karada kaldığı İznik Gölü'ndeki su çekilmesi endişelendiriyor.
Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Efsun Dindar, AA muhabirine, İznik Gölü'ndeki suyun son yıllarda ciddi anlamda çekilmelere maruz kaldığını söyledi.
Bunu hem uydu görüntüleri hem de kıyı mesafelerinin ölçümleriyle gözlemlediklerini belirten Dindar, göldeki su çekilmesinin nedenlerini şöyle anlattı:
"Etraftaki çok fazla tarımsal faaliyet neticesinde gölden bilinçsiz su çekimi, kaçak su çekimleri söz konusu olabiliyor. Bu tarımsal sulama baskısı gölde ciddi anlamda bir sıkıntı yaratıyor. Bir taraftan da gölü besleyen yer altı suyunun da kullanılması gölün su bütçe dengesini bozuyor. Diğer taraftan iklim kriziyle sıcakların hızlı artışı, buharlaşmayı da oldukça artırmış durumda. Maalesef buharlaşmayla da bizim su bütçe dengemiz fazlaca bozuluyor. Dolayısıyla göle giren temiz suyla, kullanılan su arasındaki fark, o bütçe dengesi bozulduğunda maalesef su yönetimi açısından baktığımızda kritik seviyenin altına indiğini görmüş oluyoruz."
"BUHARLAŞMANIN DA ETKİSİYLE SUDAKİ SEVİYE GİTGİDE DÜŞÜYOR"
Dindar, son yıllarda göldeki su çekilmesinin hızlandığını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Gölün biyolojik çeşitliliğinin ve su bütçesinin korunabilmesi için yaklaşık 83 metre gibi bir seviyesinin olması lazım. Bu seviyelerin her geçen yıl biraz daha azaldığını görüyoruz. Çünkü bilinçli bir su tüketimi söz konusu değil. Hem sanayi, hem tarımsal anlamda, hem de yer altı suları anlamında maalesef su bütçe dengesini doğru kullanamadığımız için ve son 52 yılın en sıcak yazını geride bıraktık. Buharlaşmanın da etkisiyle maalesef sudaki seviye gitgide düşüyor. Bundan 10 yıl önce iskeleye feribotun yanaştığı yerlere şu an yürüyerek metrelerce gidebiliyorsunuz. Arkeolojik kalıntılar suların çekilmesiyle ortaya çıkmış durumda. Maalesef artık bu mevsimsel bir dalgalanma değil yapısal bir kuraklığın sinyalini veriyor."
Bir göl havzasının yağışların yanı sıra dere ve yer altı suyuyla beslendiğine dikkati çeken Dindar, "Gölün çevresinde yeraltı suyunu kullanıyorum. Gölden su çekmiyorum' demek aslında çok doğru olmuyor. Çünkü biz o gölü besleyen yer altındaki su tablalarındaki suyu kullandığımızda maalesef göl de beslenememiş oluyor." dedi.
Dindar, çekilmeyle su kalitesinin de bozulduğunu, su miktarı azaldığında suyun içindeki kirliliklerin daha konsantre hale geldiğini vurguladı.
Göldeki çekilmenin geçen yıla oranla daha da arttığını dile getiren Dindar, sözlerini şöyle tamamladı:
"Son 52 yılın en kurak yazını geçirdik. Sıcaklıklar ve sıcaklık dalgalanmaları oldukça fazlaydı. Sıcaklığın yanında da beklenilen yağışlar yağmadı. Dolayısıyla da buharlaşma çok fazla miktarda oldu. Suya olan ihtiyacımızın da artmasıyla gölden çekilen su miktarı ve buharlaşmanın da yüksek olması, geçen seneye oranla ciddi bir fark yarattı."