Kayyum krizinde bant daraltma tepkisi: 'Özgürlüklere doğrudan müdahale'

Kayyum krizinde bant daraltma tepkisi: 'Özgürlüklere doğrudan müdahale'

10.09.2025 04:00:00
Güncellenme:
Kayyum krizinde bant daraltma tepkisi: 'Özgürlüklere doğrudan müdahale'

CHP İstanbul İl Yönetimi’ne kayyum atanmasının ardından bant daraltma uygulanmasına hukukçulardan tepki geldi. Avukat Cihat Açıkalın, “Dünyada örneği yok, Çin’de, Rusya’da bile böyle yapılmıyor” derken, Avukat Faruk Çayır “Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 60. maddesinden böyle bir yetki çıkmaz, hukuki değildir” dedi.

Birçok toplumsal olayda olduğu gibi CHP İstanbul İl Yönetimine yönelik kayyum uygulamasında da bant daraltma yapıldı. 

Sosyal medya uygulamalarına girmeyi kısıtlayan “bant daraltması”, iktidar tarafından aktif biçimde “ses kesme” yöntemi olarak kullanılıyor.  İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi, tarafından CHP İstanbul 38. Olağan İl Kongresi'nin iptal edilmesi ve Gürsel Tekin’in kayyum olarak atanması sonrası yine bant daraltması yapıldı. Yurttaşlar sosyal medya uygulamalarını kullanamadı. 

6 Şubat depreminde yapılan bant daraltmasını yargıya taşıyan Avukat Cihat Açıkalın, “Bant daraltma” uygulaması, aslında teknik bir düzenleme gibi sunulsa da, özünde anayasal hak ve özgürlüklerimizi doğrudan hedef alan bir müdahaledir” dedi. Anayasanın 22. Maddesinin haberleşme özgürlüğünü, 26. Maddesinin de ifade özgürlüğünü temel hak ve hürriyetler arasında açıkça güvence altına aldığını anımsatan avukat Açıkalın, “Dahası, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesi, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetini, demokratik toplumun temel direği olarak kabul eder. Bant daralma, insanların hem haberleşme hakkını hem de ifade özgürlüğünü ihlal eden bir uygulamadır” dedi. 

‘ÖZGÜRLÜK KAĞIT ÜZERİNDE’

“Bir devlet, vatandaşının eline kalemini verip mürekkebini çekebilir mi? Basın özgürlüğünü tanıyıp matbaaya elektrik vermeyebilir mi?” diyen avukat Açıkalın, “İşte bant daraltma, dijital çağda bunun aynısıdır. Sen konuşabilirsin ama sesini duyan olmayacak; yazabilirsin ama kimse okuyamayacak. Bu, bir nevi özgürlüğün sadece kağıt üzerinde bırakılmasıdır” ifadelerini kullandı. 

‘YAŞAMSAL RİSK YARATIYOR’

Yapılanın dünyada örneği olmadığına da değinen Açıkalın, sözlerine şöyle devam etti: “Çin’de, Rusya’da, İran’da dahi internet sansürü farklı yöntemlerle yapılır ama ‘bant daraltma’ gibi hem teknik açıdan keyfî, hem de hukuk açısından ölçüsüz bir yöntem görülmemiştir. Demokratik değerleri benimsemiş hiçbir hukuk devletinde, vatandaşına ‘Ben sana konuşma hakkı veriyorum ama seni kimseye duyurmam’ denmez. Ayrıca bant daraltma sırasında sağlıktan afet yönetimine kadar birçok hayati konu da risk altına girmiş olur”

'İPTAL DAVALARI AYM’DE BEKLİYOR'

Uygulamanın yasal zemin üzerinden meşrulaştırılmasına tepki gösteren Alternatif Bilişim Derneği Başkanı avukat Faruk Çayır ise, “Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 60. Maddesinde yer alan ‘Gerekli tedbir alınır’dan böyle bir anlam çıkmaz” dedi. Daraltma talebinin Cumhurbaşkanlığından geldiğini ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK) uyguladığını belirten avukat Çayır, “İlgili maddeyi şehir bazında ya da ülke bazında topyekun uygulamak hukuki değildir. Zaten bu maddenin bu şekilde kullanılması sonrası açılan iptal davaları da Anayasa Mahkemesi’nde bekliyor” ifadelerini kullandı. Yapılanın keyfi bir durum olduğunun altını çizen Çayır, “Cumhurbaşkanlığı istedi diye siyasi saiklerle yaptıkları için BTK bir gerekçe de ortaya koyamıyor. Hem ifade hürriyeti, hem haber alma hakkı, hem de haberleşme hakkı ihlal ediliyor” tespitinde bulunuyor.