Suriye’nin Humus kentinde bir çiftin öldürülmesinin ardından olay yerinde bulunan mezhepçi protestolar, bölgede Alevi toplumu hedef alınarak gerçekleştirilen geniş çaplı saldırılara yol açtı. Yetkililer, "cinayetin siyasi ya da mezhepsel bir niteliği olmadığını, katilin çiftin uyuşturucu bağımlısı yeğeni olduğunu" açıkladı. Suriye Geçici Hükümeti İçişleri Bakanlığı, "soruşturmanın sonucunda olayın kasıtlı bir provokasyon çerçevesinde yanlış yönlendirilmeye çalışıldığını" belirtti.
İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Nureddin Baba, yapılan incelemelerde şüphelinin belirlendiğini bildirdi. Şüpheli çiftin "uyuşturucu madde bağımlısı" olduğu ve "cinayeti hırsızlık amacıyla işlediği" ifade eden Bakanlık, zanlının "soruşturmayı mezhepsel bir çatışma görüntüsüne büründürmek için kurbanların kanıyla duvara sloganlar yazdığını itiraf ettiğini" açıkladı. Çift, 23 Kasım günü Humus kırsalındaki Zeydel kasabasındaki evlerinde ölü bulunmuştu.
ALEVİ MAHALLELERİ SALDIRILARIN HEDEFİ OLDU
Cinayetin ardından yaşananlar, Humus’ta Bedevi aşiretlerine mensup yüzlerce kişi seferberlik ilan etmesine neden oldu. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’ne (SOHR) göre aşiret grupları, Alevilerin yoğun yaşadığı mahallelere saldırarak evleri, araçları ve dükkanları ateşe verdi.
Yetkililer şehirde sokağa çıkma yasağı ilan etti, okullar geçici olarak kapatıldı. İçişleri Bakanlığı "kundaklama ve kışkırtıcılıkla bağlantılı 120 kişinin gözaltına alındığını" duyurdu. Öldürülen çiftin mensup olduğu Benu Halit aşireti, yaptığı açıklamada, olayın mezhepçi saldırılara dönüştürülmesini reddederek, "adalet arayışını yalnızca yasal yollarla sürdüreceklerini" belirtti.
LAZKİYE’DE KAÇIRILMA VAKALARI YAŞANIYOR
Humus’taki gerilim sürerken, Alevi nüfusun yoğun olduğu Lazkiye’de de güvenlik zafiyeti iddiaları gündeme geldi. Yerel basına konuşan SOHR kaynakları, kentin kuzey kırsalındaki Janata bölgesinde "bir genç kadının plakasız ve camları karartılmış araçtaki kişilerce kaçırılmak istendiğini, olayın köylülerin müdahalesiyle engellendiğini" aktardı. Halkın ise geçmiş aylarda da benzer olayların yaşanmasına vurgu yaparak, "önlem alınmasını talep ettikleri" belirtildi.
ORTAK TEPKİ: "SESSİZ KALMAYIN"
Sınırın ötesinde yaşananlar, demokratik kitle örgütleri tarafından da kınandı. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği ve Türk Tabipleri Birliği, yayınladıkları ortak bildiri ile yaşananları "sistematik bir etnik temizlik ve asimilasyon girişimi" olarak nitelendirdi.
"Suriye'de Alevi Katliamına Hayır" başlığıyla yayınlanan bildiride, "HTŞ yönetiminin uluslararası hukuku ihlal ettiği" belirtilerek, "yaşanan insanlık suçlarına karşı harekete geçme" çağrısı yapıldı. Ayrıca "Suriye'deki bu vahşet karşısında tarafsız kalmak, insan haklarına ve bölge barışına ihanettir" ifadelerine yer verildi.