Türk tarihinin en ağır anlaşması Sevr 105 yıl önce imzalandı, TBMM tarafından yok hükmünde sayıldı: Özlemleri dinmedi

Türk tarihinin en ağır anlaşması Sevr 105 yıl önce imzalandı, TBMM tarafından yok hükmünde sayıldı: Özlemleri dinmedi

11.08.2025 04:00:00
Güncellenme:
Türk tarihinin en ağır anlaşması Sevr 105 yıl önce imzalandı, TBMM tarafından yok hükmünde sayıldı: Özlemleri dinmedi

Türk milletini önce parçalayıp sonra tarihten silmeyi amaçlayan Sevr “Barış” Antlaşması, 105 yıl önce, 10 Ağustos 1920’de Fransa’nın Sevr banliyösünde imzalandı.

Türk milletini önce parçalayıp sonra tarihten silmeyi amaçlayan Sevr “Barış” Antlaşması, 105 yıl önce, 10 Ağustos 1920’de Fransa’nın Sevr banliyösünde imzalandı. 433 maddeden oluşan antlaşmaya göre Edirne ve Kırklareli de dahil olmak üzere Trakya’nın tamamına yakını Yunanistan’a, Ceyhan, Antep, Mardin, Urfa ve Cizre, Fransız mandası olan Suriye’ye, Musul, İngiliz mandası olan Irak’a bırakılacaktı. Öte yandan İstanbul, Osmanlı Devleti başkenti olarak kalmaya devam edecek ancak azınlıkların hakları korunmazsa Osmanlı Devleti’nin elinden alınacak, boğazlar silahlardan arındırılacak ve içinde Osmanlı Devleti’nden bir üyenin bulunmayacağı bir komisyon tarafından yönetilecekti.

Bu anlaşmaya göre Osmanlı’nın mali kontrolü İtilaf Devletleri’ne geçerken kapitülasyonlar yeniden yürürlüğe girecek, azınlıklara her türlü haklar verilecek, Osmanlı ordusunun sayısı maksimum 50 bin olacak, donanma terhis edilecek ve Marmara’da herhangi bir askeri tesis bulunmayacaktı. İstanbul’daki Meclis’in kapalı olması nedeniyle Padişah Vahdettin tarafından meydana getirilen Saltanat Şûrası tarafından onaylanan anlaşma, TBMM tarafından yok hükmünde sayıldı.

‘TARİHTEN DERS ALINMALI’

“Sevr, emperyalizmin 1100’lerden beri Anadolu üzerinden Avrupa topraklarına ulaşan Türklerin aynı yoldan geriye döndürme hayallerinin son aşaması” tespitinde bulunan tarihçi Doç. Dr. Mehmet Emin Elmacı, “İstanbul hükümeti arşiv belgelerinden de net anlaşılacağı üzere İngiltere’yi kurtarıcı görmekteydi. Anadolu ise Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde işgallere karşı koymaya başlamış ve halkın örgütlenmesi sağlanmıştı. Emperyalizm, Ankara’da Meclis’in açılmasına yanıt olarak Sevr antlaşması na İstanbul hükümetini oturtmuş ve istediklerini almıştı” dedi. Sevr, devleti emperyalistlerin egemenliğinde parçalara ayırmış, kendi çıkarlarına göre tampon devletler kurulmasını sağlamaktaydı” diyen Doç. Dr. Elmacı, “İlk tepki yine BMM’den gelmiş ve Sevr’i imzalayanlar vatan haini ilan edilmişti. Sevr’i tarihin çöplüğüne gönderenleri minnetle anarken hâlâ Sevr peşinde olanlara karşı tarihten ders almak şarttır” ifadelerini kullandı.

Sevr’in temelinin 1919 yılında galip devletler tarafından Paris’te yapılan zirvede atıldığını belirten emekli Büyükelçi Onur Öymen ise “Damat Ferit’in hazır bulunduğu bu görüşme, mağlup devletlerin kaderini belirlemekten öte adeta ‘Türklere kin kusma’ töreni gibiydi. ‘Türkler insanlığın kanseridir’, ‘Türkler deriye işlemiş yara gibidir’, ‘Türk devletinden daha kötü devlet yoktur’ gibi tüyler ürperten ifadeler kullanıldı. Damat Ferit ise kendisini suçu İttihat ve Terakki Partisi’ne atarak savunmaya çalıştı” dedi.

‘BÜYÜKELÇİYE TEPKİ VERİLMELİYDİ’

Türklerin, mağlup devletler arasında Milli Mücadele ile galip devletlerin karşısına dikilen ve eşit şartları Lozan ile kabul ettiren tek millet olduğunu vurgulayan Öymen, “Bugün yine birilerinin Sevr isteğinde olduğu görülüyor. ABD Büyükelçisi Barrack’ın sözleri, Sevr tartışmaları ve komisyon görüşmeleri birbirinden ayrı düşünülmemeli. İlk defa bir büyükelçi böyle cümleler kuruyor. Bu durum kadar düşündürücü olan ise büyükelçiye gerekli tepkinin verilmemesi. Çok dikkatli olunması gerekiyor” uyarısında bulundu.

İlgili Konular: #Sevr Anlaşması