Yargı talanı görmedi: Atatürk Havalimanı için hazırlanan bilirkişi raporu değerlendirilmeye alınmadı

İstanbul’daki Atatürk Havalimanı’nın “millet bahçesi” yapılmasına karşın başlatılan süreçle ilgili tartışmaların ardı arkası kesilmiyor. Geçen yıl Atatürk Havalimanı’nda millet bahçesi projesi için milyarlarca liralık pistler kırılmış, üzerinde yapı çalışmalarına başlanmıştı.

TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi projenin yapılacağı bölgedeki imar planına itiraz ederek konuyu yargıya taşıdı, söz konusu proje hakkında yürütmenin durdurulmasını ve projenin iptalini talep etti.

İstanbul 11. İdare Mahkemesi’nde görülen davada mahkeme yürütmenin durdurulması talebini reddetti. Sürece ilişkin bilirkişilerin hazırladığı raporda ise projenin şehircilik ilkelerine, yerleşmenin gelecekteki ihtiyaçlarına, planlama tekniklerine uygun olmadığı ve kamu yararının gözetilmediğine vurgu yapılmıştı.

‘KARARI UYGULANAMAZ KILIYOR’

Konuya ilişkin Cumhuriyet’e konuşan avukat Deniz Özen, bilirkişilerin değerlendirmelerinin dikkate alınmadığını ifade ederek süreç hakkında bilgi verdi. Özen, “1 Şubat 2023 tarihli ara kararla ‘yürütmenin durdurulması talebinin bilirkişi raporu alındıktan sonra değerlendirileceğine’ karar verilmişti. Dosya kapsamında hazırlanan bilirkişi raporu çok detaylı bir biçimde imar planlarının hukuka aykırı olduğunu tespit etti. Ancak verilen 3 Ocak tarihli kararla gerekçesiz bir biçimde yürütmeyi durdurma talebimiz reddedildi. Konuyla ilgili dava süreci devam ediyor. Şunu önemle vurgulamak isterim: Hukuka aykırılığın şüpheye yer bırakmayacak şekilde tespit edilmiş olmasına karşın imar planlarının yürütmesinin durdurulmaması, dava sonucunda çıkacak olan iptal kararının fiilen uygulanamaz hale gelmesine neden oluyor” dedi.

ETİLER’DE DE AYNI TUTUM

Benzer bir tutumu geçen günlerde “Etiler Polis Okulu” arazisinde de yaşadıklarını ifade eden Özen, “Okulun bulunduğu alanda yapılmak istenen rezidanslara ilişkin imar planları ile ilgili olarak bilirkişiler tarafından planların hukuka aykırılığı tespit edilmiş olmasına karşın o dosyada da aynı tablo ile karşılaştık. Türkiye’de yargının bir bütün olarak tasfiye edilmesinin ve ‘Siz yapın, mahkeme kararı da gerekirse arkadan gelir’ anlayışının sonuçlarını yaşıyoruz” ifadelerini kullandı.