Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Din-Kültür Etkileşimi...
Din, yalnızca inanç değildir; özünde o inancın kültürünü de taşır.
Yeryüzünde ne saf din vardır, ne kültür. İnsanın yaratısı olduğuna göre, dinler de, kültürler de birbirini bütünler.
İnanç sömürgenleri dinin bu yanını göreceklerine ayırıcı yanında toplaşırlar.
Hıristiyan ve İslam toplumları arasındaki siyasal gerilimler yüzünden, kültür, onları birbirine yaklaştıracağına uzaklaştırıyor.
“Evrensel kültür” var mıdır; yoksa gelişmiş toplumların, kendi kültürlerine verdikleri ad mıdır bu? Emperyalist güdümlü kültürlerin evrenselliği artık kuşku yaratır oldu çağımızda.
Avrupa Birliği’nin aday ülkelere dayattığı “kültürlerarası yakınlaşma” da bir tür kültürel hegemonyadır.
***
Kudüs’te doğup Roma’dan Avrupa’ya yayılan Hıristiyanlık gerçekte bir din-kültür etkileşimidir.
Yalnız, Anadolu halklarının İslamlıkla ilgisini Avrupa’nın Hıristiyanlıkla ilgisine bakıp yorumlamak yanlıştır. Anadolu, İslamlığı kabul etmedi, Kuran’da ne yazıldığını bilmeden onu benimsemiş göründü.
Avrupa, kilisenin egemenliğinde bir Ortaçağ yaşamasına karşın, din adamları İncil’i Latinceden kendi dillerine çevirme gereksinimi duydular. Bizde bugün bile Kuran’ın Türkçesi tartışılıyor.
Bundan dolayı, Avrupa’nın aydınlanma sürecinde, Martin Luther’in İncil’i Almancaya çevirmiş olmasının etkisi büyüktür. Çünkü aydınlanma düşüncesi, İncil’in özüne vararak dini aklın denetimine sokmuştur.
***
Aydınlanmacı Batı, dini dışlamadı, dinin kayıtsız şartsız egemenliğine son verdi. Araştırmayı, incelemeyi, sonuçları deneyden geçirmeyi öngören eleştirel düşünceyle gerçekleştirdi bunu. Laiklik bu temel üzerine oturmuştur.
Kendi içinde laikliği koruyan Avrupa, İslam Birliği kurma çabalarında olduğu gibi, bir Hıristiyanlar topluluğu oluşturma gereksinimi duymamıştır Haçlı Seferleri’nden sonra.
Onun için bizim İslamcı partilerle Avrupa’nın Hıristiyan demokrat partilerini aynı kefeye koyamayız. Orada sosyal demokrat partilerle Hıristiyan demokratlar arasında rejime ya da laikliğe yönelik bir tartışma söz konusu değilken, bizde, dinin, rejimi tehlikeye soktuğu günler yaşanıyor.
***
Bir düşünce, ancak karşı düşünceyle açıklık kazanır. Bu bağlamda dinselliğe sorgulayıcı bir yorumla yaklaşılmadıkça gelişmelerin önü tıkanacaktır.
Einstein, dinin bilimin ışığıyla aydınlatılması gerektiğini savunuyor.
Kuran’ı kendi dillerinde okuma bilgisinden yoksun olanların, bir konuda irdelemeye gerek görmeden, imamın, ulemanın ağzına bakmaları bundan.
Demokrat olduğunu savunan hükümetlerin, yobazların isteklerini gözetmelerinin nedeni de bu.
***
Anadolu henüz kültürleşme sürecinden geçmediği bir dönemde İslam kültürü ile karşılaştı. Onun için, bilimde Arapça, edebiyatta Farsça, yalnız Türk dilinin değil, aydınlanmanın da önünü kesmiştir.
Duygusunu, felsefesini “parmak hesabı” diye küçümsenen deyişlerle dile getiren halkın, yüzyıllarca, Osmanlı dil beğenisiyle yazılan şiirden haberi olmamıştır.
Anadolu insanı bu yüzden Kuran’ı, kendi dilinde okuyup yorumlama olanağından yoksun kalmıştır.
Halk, Kuran’ı anlamıyla kavrasaydı, din simsarları, Yaşar Nuri Öztürk’ün, kitabına verdiği adla, insanımızı “Allah’la Aldatmak” sapkınlığına düşerler miydi?
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Türkiye'deki sağlık sistemi ne durumda? Mersin Tabip Oda
- Çorlu tren faciası davasında 6 yıl sonra karar çıktı!
- Beslenme çantalarının içi boş kaldı...
- Böylesi görülmedi: Tavuk mu horoz mu?
- Özel yeni üye kampanyasını başlattı
- Bugün 23 Nisan! Arşiv görüntüleriyle Meclis'in açılışı..
- Erdal Sağlam'dan ekonomi analizi!
- Belediye başkanı 'sıkıntı olmayan belediyemiz yok' dedi
- Özdağ'dan hükümete Dünya Bankası tepkisi
- Meclis'te gerilim
En Çok Okunan Haberler
- AFAD duyurdu: Ege Denizi'nde korkutan deprem!
- Premier Lig'den Arda'ya çılgın teklif!
- Kayıp ekonomist Berzeg olayında yeni gelişme!
- Kurultay sonrası üst düzey istifa
- Ahmet Ercan'dan sabaha karşı 'deprem' mesajı
- Çağlayan'da 'Erdoğan' ve 'Deccal' krizi
- Ali Yerlikaya'dan '1 Mayıs' açıklaması
- İYİ Parti'de yeni dönem istifalarla başladı
- Ankara’nın diğer yarısı da oğlu ve gelininmiş!
- Özgür Özel'den yasağa karşı adım