Ben demiyorum futbol adamı olarak.. "Nasrettin hoca kızını testiyi eline verip iki tokat atarak çeşmeye gönderirmiş! Nedenini soranlara da "Önlem aldım testiyi kırmasın" diye.Cevaplarmış.Sonra sağlam testi ile sudan gelen kızına sahip çıkanlara karşı "Testi kırılsaydı daha iyi mi olurdu?!" dermiş..

Bizim maçlara dikkat edin bazı takımlarımız, son dakikalarda aynı senaryo ile puan alıyor veya veriyorlar. Maç sonu yorumcular da işin gereğini "şak şak!" yapıyor ve sonuçta VAR ile zevahiri kurtarıyorlar. Yani 90 dakikalara sığmayan ve özellikle son saniyelere, hatta fazladan oynatılan süreçlere dayalı maçlar izliyoruz. Bu durum dünyada da böyle oldu!

Ben yarım asıra yakın futbol adamlığımı sürdürürken sadece saha gerçeğine güvendim ve yanlışları aşacak gücün futbolcu ve takımda olduğunu kanıtladım. Sadece sahada biten maç sayımız hakemlerin ve değişen yapının kurbanı olan puanların hesabını kimse veremez. Adı Endüstriyel futbol olan bir çark dönüyor! Ganimet gibi paralar ve bunların getirisi sahaya yansıyan maçlar görüyoruz. Vicdan olmuş cüzdan! Birisi penaltı-ofsayt derken; öteki taraf "asla değil, hiçbir şey yok!  İkilem tiyatrosu oynuyor futbolda! Hatta, takımların başında belgesi yetersiz bir maç önce sahada futbolcu olanların aceleceliğini görüyoruz!. Menajer ve scout başkanlar, oyuncu satan pazarlıklar, hatta dünya starı olsa da makaslanan futbolcu dünyamız var. Gelecekte yıldız olma şansını kovalayan veliler çocukları için kapı kapı dolaşıyor! Legal veya kaçak yayınlar ile kendini sahada kabul ettirecek futbola değil, tribüne adayan gençlerin bilgisiz fanatizmi dikkat çekiyor. Her şey sadece futbolcu ve özellikle yabancı isimler üstüne kurulu 11'ler ezberlenmiş neredeyse.. Oyunun nasıl oynanacağını unutmuş durumda ligimiz var! Hakemlerle futbolcular saha içinde VAR muhabbetine sığınmışlar. Konu ekrana iletilince hakem sorumluluktan kurtuluyor! Yanlış, doğru oyunun sonları penaltı, VAR, gol veya faul kararları ile dolu dolu değişen son anlarla geçiyor. Futbolcular da adeta telaş, hata ve beceri makineleri oluyorlar..

Var gelince her şeyin rayına oturacağını sananlar bu güzel oyunu doğallığından kopardılar! Bir önceki yılın şampiyon kadrosu son 4 maçını kaybederken Fransa'daki Şampiyon Lille'i hatırlatır oldu. Yıllardır liderliği özleyen Trabzonspor adeta A. Avcı ile rahat rahat özlemine koşuyor aynı zamanda da Paranın iyi harcanmasını bilmeyenlerin yanlışları kulüpleri borç batağına sürüklerken patlayan balonları da ayakçılara ve masum seyirciye Pandemiyi unutturacak kadar fanatizme bırakıyorlar. Medya da bu kadar malzemeyi Futbola hediye edenlere minnettar kalıyor!