Adnan Dinçer

Top ayağa düştü!

14 Kasım 2018 Çarşamba

Futbol basit bir oyundur! Bunu diyen son derece dengeli ve anatomik bir yapıyla beyin sinir organizasyonun harika uyumunu işaret etmiştir. Ayakla oynanan, tutulacak yanı bulunmayan meşin yuvarlak aslında ince bir zekâ ve maharet sunumuyla tribünleri mutlu etmiştir. İnsanlar sonuçta bu içgüdüsel zarafetin yansıması olarak tribünlerde bulunmaktadır. İçinde her türlü mücadele, güç ve şartların bulunduğu doğa ile kapışan oyunun adı “futbol” olmuştur. İnsanoğlu bu ilgiyi ne zamanki endüstriyel bir meta haline dönüştürmüş ve içine her türlü parasal, çıkarsal figürü eklemiş o zaman sahaya kadar yansıyan kaosu da beraberinde getirmiştir. Büyük Atamız, spor için söylediği sözcüğü belki de tam anlamıyla sahaya yansıtan sporcu ve yöneticilerin amaçlarının ne olacağını bu ileri zekâlı olması gereken kişilerden o nedenle istemektedir. Spor sadece fiziki bir kanıtlama gerçeği değildir. Kuralları vardır ve bu kurallar çiğnenemez!

***

Sağlam kafanın sağlam bedende olduğu gerçeğini ilke edindiğimiz sürece ortaya sportif başarılı gençler ve yöneticiler çıkarmışız. Başarı alkışlanmak ister. Nettir, terle kazanılır ve sonuçta herkes başarıyı kabul eder! Uzun yıllar, ara sıra hataları olsa da böyle giden ortamı kim ve ne bozdu? Cevabı çok net! Futbolun sırtından geçinmek isteyen sporun alakasız kazanç aktörleri! Hedefte ter dökenlerin sırtından saha dışında kalıp yönetici olma dışlanmışlığını, direksiyona kazanç ve toplumun önüne geçmek adına rekabete girince çelişkiler sahanın dışına taşmış ve futbol kirliliği sunucuları da dahil olmak üzere kaos ile kol kola olmuştur!

***

Bizim için önce sosyolojik yanlışlık gibi itilen ve daha sonra günah sayılan futbol bir anda ilgi odağı olunca dışında kalanların da merak ettikleri, kullanmak istedikleri bir toplumsal meta haline dönmüştür. İşin içine kurumsallık ve para ile birlikte profesyonellik girince getirisi olan kazanmaktan öte senaryolar günümüzde teknolojik alanda da şans oyunu ile neredeyse kumar ile yan yana getirilmektedir. Takımlarını yapanlar başlarına bir teknik adam getiriyorlar. Transferleri kendileri yapıyorlar. İyi olunca kendilerinden kötü olunca da teknik adamdan bilinip uyumlu medya mensuplarıyla futbol sistemini yürütüyorlar. Ulusal alanda ortalıkta yoksunuz çünkü ligimiz sadece yaşlı, emekli ve problemli futbolcuların cennetine döndü. Yeniden futbolu tanıtan misyoner gibi ortalıkta ve kulübede boy gösteren bir sürü sıradan adamları taşıyanlar, kendi ülkesinin teknik adamlarının başarısını adeta engelliyor. 10 dakikalık görüntülerle iki saatlik programlar yapıyor ve sürekli hakem hataları ile “bitmez tükenmez futbol” yorumları yapabiliyoruz. Sonra da hadiselere yönelen ve tepkilerini kontrol edemeyen kişilere ceza yağdırıp işin önünün alınmasına çare olacağını sananlarla yeni kaos ortamları yaratabiliyoruz. Ölen bir gerçek var! Adeta kendi gencimize eğitim verenlere yasak getirip gençlerin forma giymesine engel oluyoruz .

***

Geçmişten habersiz, futbol büyüklerini tanımayan sözde kulüp fanatiği tutkulu gençler, karşı takıma şans tanımayan psikolojiyle tribünlerde yer alırken hiç de arzu etmediğimiz tuzakların, sosyal ortamın sorumluları olarak sahadaki başarılı, saygın kişileri adeta harcıyorlar ama farkında değiller! Bu görüntüyle topun gerçekten fazla önemli olmadığını sandığımız ayağa düşüp yozlaştırıldığından duyduğum sıkıntıyı dile getirmeye çalıştım. Kimilerinin kariyer ve iş ahlakına karşı onu yok etmek için gereksiz söylemlerin layık olunduğu ayak topu dünyasından bahsettim. Oysa kendi adına bu işi yapanların hepsi bilmeli ki tek borçlu oldukları gerçek “ayağa düşen top”tur.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tek çare 24 Nisan 2024
Nihayet 20 Nisan 2024
Beşiktaş’a benzemek! 14 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları