Arif Kızılyalın

Cumhuriyet ve gerçekler

14 Mart 2022 Pazartesi

Cumhuriyet gazetesinin 9 Mart tarihli sayısının 1. sayfa manşetinde gündeme damgasını vuracak bir haber vardı:

“Giderlerse gitsinler...”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, muhtarlarla buluştuğu bir etkinlikte doktorları hedef alışını irdeliyordu gazetemiz. “Tüm doktor ve sağlık çalışanlarının yaklaşmakta olan Tıp Bayramı’nı kutlarım..” diyeceğine 8-9 bin lira maaşı yeterli bulmayıp (haklı olarak) yurtdışına giden hekimleri yerden yere vurmuştu Cumhurbaşkanı. İki, üç internet sitesi, bir iki de gazete dışında bu konuyu  gündeme taşıyan olmadı.

Galiba en çok da bu yaralamıştı tıp dünyasını. Bir doktor arkadaşım, “İyi ki varsınız” diyerek aradı. “Sayın Cumhurbaşkanı, hastaneleri biz yaptık diyor ve genç arkadaşlarımın aldığı 8-9 bin liraya laf ediyor. Madem öyle bundan sonra hastaları da duvarlara muayene ettirsin, tıbbi görüntüleme cihazı olarak da tavandaki, iki günde bir patlayan florasanları kullansın. Uzmanlığımı yaptığım Berlin’e gidiyorum” sözleri bir anlamda vedaydı. 

Gerçekten de istifasını vermiş ertesi gün. “Sayın Cumhurbaşkanı’nın giderlerse gitsinler” sözünü dinleyip “Gördüğüm lüzum üzerine...” diye başladığı bir dilekçeyle...

Evet, bugün Tıp Bayramı. 

“Kutlu olsun” diyemiyorum çünkü ortada kutlanacak bir şey yok.

Çalışma şartları berbat; darp edilme, bıçaklanma, hatta öldürülme olasılıkları uzak değil. Üstelik açlık sınırında yaşamak zorundalar o maaşlarla!

Gelgelelim doktorlara “8-9 bin lira çok” diyen ülke yöneticileri, sağlıkçılardan kıstıkları parayı müteahhitlere, işletmecilere vermekten çekinmiyorlar. Hem de “ballı kaymaklı” garanti ödemeli, hatta yenmeyen hasta yemeğinin parasını bile garanti ederek. Cumhuriyet bu konunun da  takipçisi oldu geçen hafta.

İşin garibi, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, resmi kanallardan Cumhuriyet’i yalanlama yanlışına da düşecekti. Ne var ki Cumhuriyet’in genç habercisi Sarp Sağkal, konunun üzerine gitti, Çin Endüstri ve Ticaret Bankası ile Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın internet sitesine erişip Koca’nın tekzip açıklamasını yalanladı! Çünkü krediyi verenler, “Evet devlet garantisi var” diyorlardı. Konu, yalanlamadan, tekzipten açılmışken, buradan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a da seslenmek istiyorum: “Lütfen, mahkemeleri, muhalif basını susturmak için bir araç olarak görmeyin. İşe yaramıyor! Kâğıt israfı sadece. Çünkü Cumhuriyet yine -doğru- bildiğini dün olduğu gibi bugün de yazacak. Hele hele, bir milletvekilinin TBMM çatısı altındaki demeci haberleştiren yayın organına  asla tekzip yollatmayın. Çünkü bu saçma sapan ‘tekzip’ metinleri, önümüzdeki yıllarda hukuk fakültelerinde, ‘Toplumun vicdanını zedeleyen kararlar’ olarak öğrencilere gösterilecek.

Gelin şu rövanşist duygulardan vazgeçin, “Bizim müteahhitler hakkında nasıl yazı yazarlar, bas şunlara cezayı” diyen hatırlı eş dostu yanınıza bile sokmayın!”

***

Doğruyu yol haritası edinen Cumhuriyet’in geçen hafta üzerine gittiği bir başka konu da akaryakıt zamlarıydı. Ankara Temsilcimiz Sertaç Eş, Antalya’da 50 kuruşa üretilen 1 demet maydanozun, İstanbul’a gelene kadar nasıl 5 lira olduğunu yazdı. Dönün o yazıyı bir kez daha okuyun ve geçen yıla göre tam yüzde 300 zamlanan mazotun nasıl soframızdaki “düşman” haline geldiğini, akaryakıtı kontrol edemeyen iktidarın ülkeyi nasıl yaktığını görün!  

Burada bir anımsatma yapmakta da fayda var: Sakın ola ki “Savaş çıktı, petrol alım maliyeti arttı, o yüzden zam yaptık” masalına da inanmayın. Evet, enerji tedarikinde fiyat eğrisi yükseldi ama dünyanın hiçbir yerinde benzin-motorin fiyatları Türkiye’deki gibi şaha kalkmadı!

***

Ve CHP!

Gecen hafta içinde Kemal Kılıçdaroğlu ve kurmayları önce Diyarbakır, sonra da Şanlıurfa’ya gitti.

Çok değil 10 yıl öncesine kadar polis ve asker korumasında dolaştıkları sokaklarda araç konvoyları ile tur attılar. Kahvelerde, lokallerde esnafın, ailelerin, mağdurların sorunlarını dinlediler. Dönüşte de Kemal Bey ve milletvekilleri İstanbul’da Maltepe Belediyesi’nin ekonomik forumuna katıldı. Bu etkinlikte konu ekonomiydi ancak kulislerdeki sohbet Güneydoğu ziyareti üzerineydi. Adını gizli tutacağım deneyimli iki siyasetçi, “Eğer yerel seçimlerdeki birlik-beraberlik havası sürerse -ki Kemal Bey bu konuda hiç taviz vermiyor- AKP’nin oy depoları artık CHP’ye evrilmiştir. AKP’den kopanlar, CHP ilçe ve il binalarına geliyor, umudun partisi olduk yeniden..” dedi. Bir başkası 6’lı masadaki görüşmelere getirdi lafı: “Eğer kurucu değerlerimizden ödün vermez, tabanımızla bütünleşirsek, 1. partiyiz..”

Yeniden görüşmek üzere.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Onurlu mücadele 13 Aralık 2024
Hesap tutmadı 12 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları