Ayşegül Yüksel

Kardeşime güzelleme

11 Nisan 2023 Salı

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Kürsüsü’nde Mina Urgan Hoca’nın danışmanlığında hazırladığım 150 sayfalık mezuniyet tezini-dosya kâğıdına ikişer pelür kâğıdı ekleyip aralarına karbon kâğıdı koyarak-daktiloda yazdığında Saint Joseph Lisesi’ni yeni bitirmişti. Tek satır aralığıyla yazılmış bu upuzun metinde bir tek yazım yanlışı bulamazsınız. “William Shakespeare: Yüzyılların Sahne Büyücüsü” başlıklı kitabımın ilk baskısında gördüğü sorunları çözmek için bir buçuk ay boyunca kendisini paralarcasına uğraşarak “düzeltme” çizelgesi hazırladığında ise 71 yaşındaydı. Benim kardeşim işte böyle biridir... Eşi bulunmaz bir kültür sanat insanı olan kardeşim Ahmet Günkut’tan söz ediyorum.

En önemli özelliklerinden biri müthiş bir müzik tutkunu olmasıdır. Rock’n roll müziğinin parladığı yıllarda Üsküdar Amerikan’daki sınıf arkadaşlarımın çoğunun ilk kavalyesi henüz 13 yaşındaki Ahmet’ti. Edindiği ilk klasik müzik long-play’inin bir Mendelssohn bestesi içerdiğini anımsıyorum. Beyoğlu ve Osmanbey’deki müzik dükkânlarında ucuzluğa konmuş plakları sık sık takibe alarak sonra ise yapıtların en ünlü yorumlarına ulaşarak zengin bir koleksiyon sahibi oldu. Arkasından kaset kayıtları, sonra da CD’ler geldi gündeme. Gençlik yıllarından bu yana, bulunduğu kentte konser, tiyatro, bale, opera, sinema adına sözü edilebilecek hangi etkinlik varsa hemen hepsine katılmışlığı vardır. Okuduğu edebiyat yapıtları da cabası...

ŞAŞIRTICI DİL YETENEĞİ VE SANAT TUTKUNLUĞU

Henüz 25’indeyken ulaştığı genel kültür düzeyinin yaşıtlarından, dahası, pek çok okumuş kişiden kat kat üstün olduğuna, ünlü Larousse Ansiklopedisi’nin Türkçeye çevrilme aşamasında birlikte çalıştığı Vedat Günyol, Adnan Benk, Oktay Akbal gibi 60’lı-70’li yılların kültür sanat devleri karar vermiştir. Üniversitede ise Prof. Dr. Cavit Orhan Tütengil’in gözde öğrencilerindendir.

Sahip olduğu müthiş dil yeteneği bugüne dek saptanmış tüm rekorları delip geçmiştir. Devlet görevlileri için açılan KPDS sınavlarında Fransızcadan 97, İngilizceden 100, İtalyancadan 97, Almancadan 82 almış bir ikinci kişi yoktur. Çeşitli meslek sınavlarında kompozisyon ve yabancı dilden hep birinci olmuş bir başka aday da bulamazsanız.

Ahmet yaman bir Avrupa sevdalısıdır. Uygarlığın beşiği olan ülkelerdeki yolculuklarını hem konforlu kılıp hem de ucuz yoldan gerçekleştirmeyi onun kadar iyi bilen başka birine hiç rastlamadım. Üniversite öğrencisiyken burs alarak ya da staj yapmak için gittiği ülkelerde başlayan kültür sanat gözlemciliği, yalnız müzik ve sahne sanatlarıyla değil, müzelerdeki yapıtlarla olan dostluğunu da perçinlemiştir. Çok sevdiği eşiyle yaptığı Avrupa gezilerini deniz tatilleriyle de buluşturmuştur. Venedik kenti ve Capri Adası bu tatillerin odağında yer alır. 

YAŞAMA SANATINDA USTALIK

Ahmet yaşama sanatında ustadır. Bildiklerini paylaşmayı seven bir yaradılışı vardır. Gezmek kadar başkalarını gezdirmeyi de mutluluk kaynağı sayar. Yemeye içmeye bayılır. Yalnız dünya mutfaklarının değil, bizim coğrafyamızın ünlü yemeklerinin de iştahlı müşterisidir. Alanya ve Bodrum’un en güzel manzaralı restoranlarının keyfini sonuna dek çıkarmıştır.

Ahmet’in ya da eşinin, yurtdışı görevleri nedeniyle Türkiye’de olmadıkları, benim de burslu olarak ya da eşime eşlik etmek için yurtdışında bulunduğum süreler uzun yılları kapsıyor. Geri kalan zamanlarda ise aynı kentlerde, İstanbul’da ve Ankara’da yaşadık. Ahmet İstanbul’u çok sever ama devlet memurluğu nedeniyle, sanat ortamı 1970’li yıllarda parlak olan Ankara’ya yerleşti. Bu da en çok benim iki çocuğuma yaradı. Çünkü Ahmet, ilgisi, sevgisi ve eğlenceli kişiliğiyle çocuklarıma örnek bir dayı oldu. Kızım Ömür de oğlum Özgür de Ahmet’ten aldıkları (oyunlarla karışık) eğitimle sanat yapıtlarını sevmenin, ev koşullarında bile hoşça zaman geçirmenin gizine vardılar. Klasik müzik onların da yaşamlarının bir parçası oldu. Nota öğrendiler, enstrüman çalmaya giriştiler, dahası, amatör şan sanatçısı olarak sahneye çıktılar, çıkmaktalar. Daha ne isterim!

Kardeşim Ahmet, istediğini, istediği biçimde yapma ilkesini her zaman korumuştur. Şan, şöhret, para için değil, gönlünce yaşamak için var olmayı seçmiştir. Helal olsun... 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Özdemir Nutku anlatıyor 3 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları