‘Beyin göçü’
Deniz Yıldırım
Son Köşe Yazıları

‘Beyin göçü’

25.11.2020 07:00
Güncellenme:
Takip Et:

Tüm dünyada aşı çalışmaları hızlandı. Arka arkaya farklı araştırma merkezlerinden olumlu haberler geliyor. Kuşkusuz aşının evrensel bir hak olarak tanınması mücadelesi yanında, bir başka boyut daha bizi ilgilendiriyor. Dünyaya aşının ilk müjdesini veren araştırmacıların, çalışmalarını Almanya’da sürdüren iki Türk olması, eminim hepimizin gururunu okşadı. Ancak milli gurur, tek başına yetmiyor.

Sormamız gereken soruların başında, “Bu iki araştırmacı aşıyı Türkiye’de geliştiremezler miydi” sorusu geliyor. Aynı soru, Nobel ödüllü bilim insanımız Aziz Sancar ve daha nice isim için de geçerli.

Özlem Türeci ve Uğur Şahin tekil örnekler de değil. Yurtdışında doğan, yetişen ya da çalışmalarını orada sürdürmenin yollarını arayan yüzlerce bilim insanı var. Türkiye son yıllarda yetişmiş, bilimsel bilgi üretebilecek kadrolarını yitiriyor. Adına “beyin göçü” deniyor, kimileri bunu ülkenin en önemli sorunu olarak görüyor. Ben bunu sorunun kendisi olarak görmek yerine, sorunların sonucu olarak görmekten yanayım.

Bilimsel çalışmalar, akademik özgürlük, araştırma geliştirmeyi teşvik eden bir ortam ve buna dayalı bir finansman gerektiriyor. Eğitim sisteminin buna uygun hale getirilmesi, mesleki yeteneklere göre yönlendirmenin sağlanması, eğitimle istihdam arasında bir bağ kurulabilmesi de şart. Kayırmacılığın, kaynakların yersiz kullanılışının, bilimsel gelişmeye izin vermeyen, sorgulamaya, eleştirmeye ve merak duygusuna kapı açmayan bir eğitim sisteminin varlığı da bilimsel gelişmeye engel.

Çareler açık

Gençler, bilim insanları nereye gitmek istiyor? Olanakların, yaşam standartlarının daha iyi olduğu, iyi kötü işleyen bir demokrasinin ve hukuk güvenliğinin bulunduğu, bilime değer verilen ülkelere... Tesadüf değil. Türkiye genç ve dinamik nüfusa sahip; yetenekli araştırmacıları, pırıl pırıl beyinleri barındıran bir ülke. Ancak bu yetmiyor. Az önce de söyledim. Beyin göçü bir sonuç. Kayırmacı sistem bitmeli önce. Hak etmediği yerlere gelebilenlerin gündemine maruz bırakılmamalı bilim insanları.

Akademisyenler, bilim insanları yaptıkları iş, araştırdıkları konu nedeniyle cezaya, yıldırıya maruz bırakılmayacaklarından emin olmalı. Bilimsel gelişmeye, liyakat ilkesine uygun, demokratik bir düzen oluşturulmalı. Önce demokrasi ve önce liyakat.

Kamu kaynakları yandaş firmalara, iktidarı ayakta tutacak sermayedarlara dönük kullanılmamalı. Bütçede aslan payı araştırma ve geliştirmeye ayrılmalı. Beyaz Zambaklar Ülkesi olarak yıllarca öne çıkarılan Finlandiya bunu başardı; araştırmaya, bilime bütçe ile.

Halk çocuklarının küçük yaşlardan itibaren yeteneklerine göre yönlendirilmesine izin verecek, “iş kaygısı” çekmelerini önleyecek bir ekonomik düzen de gerekli. Batı ülkeleri bu konuda eşitsizliği giderebilmiş değil; neoliberalizm, piyasacılığı ve eşitsizliği derinleştirdi. Biz niye aksini başarmayalım?

Bilim, sorgulamayı, merak etmeyi, eleştirmeyi gerektirir. İktidarların “nesil yaratma” projelerine göre bir eğitim sistemiyse çocukların geleceğini heba eder. Sorgulamaya, merak etmeye, araştırmaya yönlendirmeyen bir eğitim sistemi varken, çocuklarımızın ve gençlerimizin niteliğini ve yeteneğini yine insanlığın yararına bilimsel çalışmalara sevk edebilmek mümkün mü?

Bilim, özgür düşünce ortamı ister. Bugün Türkiye’de özgür düşünce ortamının olduğunu kim iddia edebilir?

Sorular çoğaltılabilir. Ancak asgari de olsa, demokrasi, bilime saygı, liyakat ve nitelikli eğitim şarttır; gençleri, eleştirel düşünenleri işsizlikle terbiye eden ekonomik ve siyasal düzenin bitirilmesi ise zorunluluktur. Bu sorunlar çözülmeden, bu sorunlarla yüzleşmeden yapılacak “beyin göçü” analizleri bize bir arpa boyu yol aldırmıyor, aldırmayacak maalesef.

Yazarın Son Yazıları

Cumhuriyet’e veda

Cumhuriyet’e veda

Devamını Oku
04.06.2022
‘Koalisyon eşittir kriz’ formülü üzerine

‘Koalisyon eşittir kriz’ formülü üzerine

Devamını Oku
21.05.2022
Geçim siyaseti, aday siyaseti

Geçim siyaseti, aday siyaseti

Devamını Oku
07.05.2022
Hak mücadelesi

Hak mücadelesi

Devamını Oku
30.04.2022
23 Nisan ve iki halkçılık

23 Nisan ve iki halkçılık

Devamını Oku
23.04.2022
Enstitülü kuşak ve gelecek zaman

Enstitülü kuşak ve gelecek zaman

Devamını Oku
16.04.2022
‘Sonra hayat devam etti’

‘Sonra hayat devam etti’

Devamını Oku
02.04.2022
Değer mi hiç?

Değer mi hiç?

Devamını Oku
26.03.2022
Savaş ve siyaset

Savaş ve siyaset

Devamını Oku
19.03.2022
Transit

Transit

Devamını Oku
12.03.2022
Savaş (05 Mart 2022)

Savaş

Devamını Oku
05.03.2022
Ukrayna

Ukrayna

Devamını Oku
26.02.2022
Cemre düştü

Cemre düştü

Devamını Oku
23.02.2022
İttifaklar, temsiller ve adlandırmalar

İttifaklar, temsiller ve adlandırmalar

Devamını Oku
16.02.2022
Güneşli Pazartesiler

Güneşli Pazartesiler

Devamını Oku
12.02.2022
En uzun gece

En uzun gece

Devamını Oku
09.02.2022
Çatlak

Çatlak

Devamını Oku
05.02.2022
Rejimin yeni aşaması

Rejimin yeni aşaması

Devamını Oku
02.02.2022
Borç

Borç

Devamını Oku
29.01.2022
‘Siyasetin sonu’

‘Siyasetin sonu’

Devamını Oku
19.01.2022
Ahlat Ağacı’nın borç toplumu

Ahlat Ağacı’nın borç toplumu

Devamını Oku
15.01.2022
Kişiselleşme değil ortak çözüm programı

Kişiselleşme değil ortak çözüm programı

Devamını Oku
12.01.2022
Deli İbram Divanı

Deli İbram Divanı

Devamını Oku
08.01.2022
İki ülkeden Türkiye’ye

İki ülkeden Türkiye’ye

Devamını Oku
05.01.2022
Boric’den Babiš’e, Şili’den Çekya’ya

Boric’den Babiš’e, Şili’den Çekya’ya

Devamını Oku
29.12.2021
Kâğıt

Kâğıt

Devamını Oku
25.12.2021
Geçim ve seçim: Şili dersleri

Geçim ve seçim: Şili dersleri

Devamını Oku
22.12.2021
Tatar Çölü’nden Tatar Ramazan’a

Tatar Çölü’nden Tatar Ramazan’a

Devamını Oku
18.12.2021
Yeni model

Yeni model

Devamını Oku
15.12.2021
Joker

Joker

Devamını Oku
11.12.2021
Milli Görüş partileri

Milli Görüş partileri

Devamını Oku
08.12.2021
Drogolaşma ve Don Kişotlaşma

Drogolaşma ve Don Kişotlaşma

Devamını Oku
04.12.2021
Birincil ittifak

Birincil ittifak

Devamını Oku
01.12.2021
Oblomov’dan Don Kişot’a

Oblomov’dan Don Kişot’a

Devamını Oku
27.11.2021
‘Yoksulluk Kader Olamaz’

‘Yoksulluk Kader Olamaz’

Devamını Oku
24.11.2021
Labirent

Bir intiharın genel provası

Devamını Oku
20.11.2021
Akışına bırakmak

Akışına bırakmak

Devamını Oku
17.11.2021
Kalabalığa kaçış

Kalabalığa kaçış

Devamını Oku
13.11.2021
Yeni kamuculuk ve kooperatifler

Yeni kamuculuk ve kooperatifler

Devamını Oku
10.11.2021
Truman kaçışı

Truman kaçışı

Devamını Oku
30.10.2021