Cumhuriyet’e veda
Deniz Yıldırım
Son Köşe Yazıları

Cumhuriyet’e veda

04.06.2022 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

Başlangıçlar kadar vedalar da zordur. Ben daha fazla zorlaştırmayayım.

2018 yılının eylül ayından bu yana, yani dört yıla yakın zamandır Cumhuriyet’te yazıyorum. Çoktandır; ülkenin içine sürüklendiği büyük açmazı, düşünsel boşluğu, siyasal çıkışsızlığı daha genişletici bir zemin için fırsat, ilkelerden ödün vermeden cumhuriyetçilik fikrini yeni toplumsal kesimlerle buluşturmak adına da bir olanak olarak görmekteyim. Çünkü tarih, gelenek, günün ve geleceğin düşleriyle beslenmediğinde kireçlenme, daralma geliyor, bundan kaçınıyorum. Yazılarımı hep bu genel çerçeve içinde, tarihsel birikimimizle bugünü ve günün kuşaklarını buluşturmak, fikrimizi edebiyattan siyasete, sinemadan spora her alanda sınayıp somutlamak, yitirdiğimiz ütopyaları canlandırmak adına kaleme aldım.

Cumhuriyet’te yazmaya başlarken hedefim, bu baskıcı iktidarın gittiğini ve Türkiye’nin demokratik bir düzene geçtiğini görmek, ardından da gazetenin 100. yılını kutlayan yazar kadrosunda yer almaktı. Sonrasında ise köşemi bırakmayı düşünüyordum. Elbette ikisini de göreceğiz, fakat ben Cumhuriyet’e vedayı erkene aldım.

Dikkatli okurun da fark ettiği üzere son zamanlarda bazı sorunların çözümüne dair yöntemsel bakış farkları oluştu gazeteyle aramda. Bu konudaki eleştirilerimin gazetede bana dönük büyük bir olumsuzluk yarattığını hissetmedim, ayrılmam için bir telkin de görmedim, bunu açık yüreklilikle söylemeliyim; fakat işleri ve işleyişi, eleştirdiğim noktadan daha iyiye götürmeye katkı veremeyeceğimi kendi adıma anlayınca, bu durum Cumhuriyet’te yazma şevkimi de ciddi ölçüde kırmaya başladı; ilk günkü heyecan yoksa, bir işi orada sürdürmemek gerekir, diye düşünüyorum. Okura da saygısızlık olur çünkü. Köşeler ömürlük değil.

Bu süreçte Cumhuriyet’te yazmam için bana teklifi ileten, geride kalan yıllarda yönelttiğim her eleştiride beni arayıp dinleyen, nezaketini hiç eksik etmeyen sevgili Işık Kansu’ya, şimdi gazetede olmasa da ilk günden itibaren her zaman desteğini hissettiğim değerli editörümüz Cafer Kurt’a ve yine gazeteye bu gazetenin adına yakışır şekilde emek vermiş, memlekete de gazeteye de aynı demokrasiyi yaraşır görmüş yazarından, muhabirinden düzeltmenine, dizgicisinden dağıtımcısına, ayrılmış ayrılmamış kim varsa herkese teşekkür ediyorum. Elbette fedakâr Cumhuriyet okuruna da teşekkürü borç biliyorum. Cumhuriyetçilik çizgisinde aynı kulvarda ilerleyeceğimize şüphe yok.

Geride kalan yıllarda, her zaman kamuoyu önünde görünür kılmasam da elimden gelen katkıyı vermeye, yapıcı bir şekilde ses çıkarmaya ve gazete için maddi/manevi fedakârlık yapmaya özen gösterdim. “Halkçı bakış” bunu gerektirir, teori ile eylem birliği bunu dayatır çünkü. Bu açıdan da gönlüm rahat. Elbette benim de yanlışlarım, eksiklerim vardır, insanız sonuçta. Varsa bilmeden kırdıklarım, onlardan da özür dilerim. Ülke zaten kibirden çok çekiyor, ben kibirle ayrılacak değilim. Kaldı ki yol uzun, çatallanır belki ama zamanla nehirlerin kolları bulur yine birbirini. Bizim tarihimizde cumhuriyetçilik fikri, ayrılıklardan da birliktelik çıkarmayı bilen öncülerin emekleriyle yükselmedi mi sonuçta?

Kuşkusuz ki güncele, gündeme dair yazmayı; bu ülkenin daha güzel günlere, bu halkın daha iyi bir yaşama kavuşması için aydınlanma ve aydınlatma mücadelesi vermeyi sürdüreceğim. Belki bir blog sayfası açar, orada yazarım. Hayatı, ülkeyi, dünyayı, insanı anlamaya çalışmaktan vazgeçmek mümkün mü? Kaldı ki bu çağda okurla yazarın buluşmasından kolay bir şey yok. Suyu bulsam suya yazarım. Aydın mücadele geleneğimizin, damarımızın tunç kanunudur bu. Zulme, baskıya sustuğumuz nerede görülmüş?

Şimdi bir yandan da yazılmayı bekleyen kitaplarımı tamamlayacağım. Notları hazır şekilde iki teorik çalışma, üç de roman taslağı masamda beni bekliyor. Yazdığım süreçte en fazla ilgi gören yazılar, edebiyat ve sinema aracılığıyla gündemi ele aldığım “akış serisi”ndekiler oldu. Yakında bu seriyi “Akış, Kaçış, Direniş” başlığıyla kitaplaştıracağımın müjdesini de ilgili okura şimdiden verebilirim.

Belki o zamana kadar beni özleyen okur, öykü kitabım Mümkün’e döner, okur, eleştirir. Yok saymaz hiç değilse.

Kalın sağlıcakla, yaşasın Cumhuriyet.

Yazarın Son Yazıları

Cumhuriyet’e veda

Cumhuriyet’e veda

Devamını Oku
04.06.2022
‘Koalisyon eşittir kriz’ formülü üzerine

‘Koalisyon eşittir kriz’ formülü üzerine

Devamını Oku
21.05.2022
Geçim siyaseti, aday siyaseti

Geçim siyaseti, aday siyaseti

Devamını Oku
07.05.2022
Hak mücadelesi

Hak mücadelesi

Devamını Oku
30.04.2022
23 Nisan ve iki halkçılık

23 Nisan ve iki halkçılık

Devamını Oku
23.04.2022
Enstitülü kuşak ve gelecek zaman

Enstitülü kuşak ve gelecek zaman

Devamını Oku
16.04.2022
‘Sonra hayat devam etti’

‘Sonra hayat devam etti’

Devamını Oku
02.04.2022
Değer mi hiç?

Değer mi hiç?

Devamını Oku
26.03.2022
Savaş ve siyaset

Savaş ve siyaset

Devamını Oku
19.03.2022
Transit

Transit

Devamını Oku
12.03.2022
Savaş (05 Mart 2022)

Savaş

Devamını Oku
05.03.2022
Ukrayna

Ukrayna

Devamını Oku
26.02.2022
Cemre düştü

Cemre düştü

Devamını Oku
23.02.2022
İttifaklar, temsiller ve adlandırmalar

İttifaklar, temsiller ve adlandırmalar

Devamını Oku
16.02.2022
Güneşli Pazartesiler

Güneşli Pazartesiler

Devamını Oku
12.02.2022
En uzun gece

En uzun gece

Devamını Oku
09.02.2022
Çatlak

Çatlak

Devamını Oku
05.02.2022
Rejimin yeni aşaması

Rejimin yeni aşaması

Devamını Oku
02.02.2022
Borç

Borç

Devamını Oku
29.01.2022
‘Siyasetin sonu’

‘Siyasetin sonu’

Devamını Oku
19.01.2022
Ahlat Ağacı’nın borç toplumu

Ahlat Ağacı’nın borç toplumu

Devamını Oku
15.01.2022
Kişiselleşme değil ortak çözüm programı

Kişiselleşme değil ortak çözüm programı

Devamını Oku
12.01.2022
Deli İbram Divanı

Deli İbram Divanı

Devamını Oku
08.01.2022
İki ülkeden Türkiye’ye

İki ülkeden Türkiye’ye

Devamını Oku
05.01.2022
Boric’den Babiš’e, Şili’den Çekya’ya

Boric’den Babiš’e, Şili’den Çekya’ya

Devamını Oku
29.12.2021
Kâğıt

Kâğıt

Devamını Oku
25.12.2021
Geçim ve seçim: Şili dersleri

Geçim ve seçim: Şili dersleri

Devamını Oku
22.12.2021
Tatar Çölü’nden Tatar Ramazan’a

Tatar Çölü’nden Tatar Ramazan’a

Devamını Oku
18.12.2021
Yeni model

Yeni model

Devamını Oku
15.12.2021
Joker

Joker

Devamını Oku
11.12.2021
Milli Görüş partileri

Milli Görüş partileri

Devamını Oku
08.12.2021
Drogolaşma ve Don Kişotlaşma

Drogolaşma ve Don Kişotlaşma

Devamını Oku
04.12.2021
Birincil ittifak

Birincil ittifak

Devamını Oku
01.12.2021
Oblomov’dan Don Kişot’a

Oblomov’dan Don Kişot’a

Devamını Oku
27.11.2021
‘Yoksulluk Kader Olamaz’

‘Yoksulluk Kader Olamaz’

Devamını Oku
24.11.2021
Labirent

Bir intiharın genel provası

Devamını Oku
20.11.2021
Akışına bırakmak

Akışına bırakmak

Devamını Oku
17.11.2021
Kalabalığa kaçış

Kalabalığa kaçış

Devamını Oku
13.11.2021
Yeni kamuculuk ve kooperatifler

Yeni kamuculuk ve kooperatifler

Devamını Oku
10.11.2021
Truman kaçışı

Truman kaçışı

Devamını Oku
30.10.2021