Elçin Poyrazlar

Lidersiz bir Avrupa

29 Eylül 2021 Çarşamba

Almanya başbakanı Angela Merkel 16 yıllık siyasi iktidarına veda etti. 

Şimdi tüm dünyanın gözü Almanya’da 26 Eylül'de seçimleri kazanan Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) lideri Olaf Scholz ve onun kuracağı koalisyon hükümetinde. 

Avrupa’daki genel kanı Merkel’in sadece Almanya’da değil Avrupa Birliği (AB) siyasetinde de ardında büyük bir boşluk bıraktığı yönünde. 

‘Kriz şansölyesi’ olarak tanımlanan Merkel, iktidarda kaldığı sürede küresel mali krizin ardından Euro bölgesi krizini, AB göçmen krizini, Brexit krizini ve Covid-19 krizini yönetmek zorunda kaldı. 

Merkel ‘sürekli endişelenen’ ancak pek de aksiyona geçmeyen AB liderleri zirvelerinde çoğunlukla ‘Odadaki tek yetişkin’ olarak görüldü.  

Merkel dış politikada sadece Almanya’ya değil, Avrupa’ya da liderlik etti. 

ABD eski başkanı Donald Trump döneminde transatlantik ilişkilerde, Rusya, Çin, İran ve Türkiye gibi ülkelerle kritik ve infilak etmeye hazır meselelerde soğukkanlı bir diyaloğu sürdürmeyi ve kapıyı kapamamayı seçti. 

Merkel bu süreçte ‘metodik bir pragmatist’ şöhretiyle zorlu konularda fiili bir lider olarak sahnede yer aldı. 

Merkel’in destekçileri liderin Avrupa’da ve Batı’da istikrarı sağladığını söylerken, karşıtları ise Merkel’in pragmatik, kısa vadeli çözümlere odaklı siyasetinin uzun vadede vizyonsuzluğa neden olduğunu savunuyor.

Kimilerine göre ise Merkel’in kendi ülkesine bıraktığı elle tutulur ve hatırlanacak bir siyasi mirası yok. 

Oysa Merkel’in vedasının ardından Avrupa’nın bazı liderleri onun bıraktığı siyasi liderlik rolüne soyunmak için hırslarını gizlemiyor. 

Fransa’nın Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İngiltere’nin AB’den ayrılmasının ardından Fransa-Almanya aksının Avrupa'yı yöneten bir lokomotif olduğunu saklamamıştı. 

Almanya lideri Merkel ile dengeli bir işbirliği yürüten Macron, şimdi bu lokomotifin tek sürücüsü olup olmayacağını tartıyor. 

Ancak Macron Fransa’da gelecek yılki seçimlerde Avrupa liderliğine yönelik heveslerini bir kez daha gözden geçirmek zorunda kalabilir. 

Merkel’in yerini doldurmak isteyen lider adaylarını, ortaklıklar ve ittifaklar konusunda çekimser bir ABD, bölgede hedefleri olan bir Rusya, daha saldırgan bir Çin, Afganistan'da Taliban rejimi, Doğu Akdeniz’de ihtilaflar, enerji tedariki, göçmenler, aşırı sağın yükselişi, cihatçı terör tehdidi ve Covid salgını sonrası ekonomik çalkantılar gibi bir dizi mesele bekliyor.  

Üstelik bunların hepsini hakkıyla yönetebilecek vizyon sahibi Avrupalı bir lider de ufukta görünmüyor. 

Merkel erkek yoğun bir siyaset dünyasında tek kadın olarak varolabilmeyi belki de somut çözümlere odaklanmasına borçluydu. 

Kısa süre önce feminizm konusundaki demecini değiştiren Merkel ‘Bugün bu soruya yanıtımı daha ayrıntılı bir şekilde gözden geçirdim…Evet bence hepimiz feminist olmalıyız’ dedi. 

Merkel, Avrupa siyasetinden gidişiyle sanki birbirleriyle sürekli didişen liseli erkekler sınıfını ardında bırakıyor gibi. 

Odadaki tek yetişkin de gidince ‘lidersiz, vizyonsuz ve daha içe kapalı bir Avrupa mı bizi bekliyor’ diye sormadan edemiyorum. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları