Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Cumhurbaşkanının atayacağı AYM’ye: Hayır

17 Mart 2017 Cuma

“Hayır” için iki genel nedenimiz var:
1) Artık iktidar tarafından bile “bütün yetkileri tek kişide topladığı” belirtilen, hükümeti, Meclis’i, yargıyı tek kişiye bağlayan Anayasa değişikliğinin niteliği, “Diktatörlüktür”. İşte bu nedenle, 16 Nisan’da yapılacak Referandumda “Hayır” denmelidir!
2) Ayrıca, bu Referandumun, Olağanüstü Hal koşullarında, “Hayır” diyecek olanlara karşı türlü baskının uygulandığı, “Evet” için bütün devlet olanaklarının seferber edildiği, adaletsiz, eşitliksiz, şeffaf olmayan, antidemokratik bir ortamda yapılmakta oluşu bile “Hayır” denmesi için yeterli nedendir.

***

Bu iki genel neden “Hayır” demeniz için yetmiyorsa, buyurun bir de özel neden:
Öneriye göre Demokratik rejimin koruyucusu olan ve gerekli durumlarda Cumhurbaşkanını yargılama yetkisine sahip kılınan Anayasa Mahkemesi’nin 15 üyesinden 12’sini Cumhurbaşkanı seçiyor.

***

Madde 146 – (Değişik: 7/5/2010-5982/16 md.) (1)
Anayasa Mahkemesi on beş üyeden kurulur.
Türkiye Büyük Millet Meclisi; iki üyeyi Sayıştay Genel Kurulu’nun kendi başkan ve üyeleri arasından, her boş yer için gösterecekleri üçer aday içinden...
Bir üyeyi ise baro başkanlarının serbest avukatlar arasından gösterecekleri üç aday içinden yapacağı gizli oylamayla seçer...
Cumhurbaşkanı; üç üyeyi Yargıtay, iki üyeyi Danıştay genel kurullarınca kendi başkan ve üyeleri arasından her boş yer için gösterecekleri üçer aday içinden...
En az ikisi hukukçu olmak üzere üç üyeyi Yükseköğretim Kurulu’nun kendi üyesi olmayan yükseköğretim kurumlarının hukuk, iktisat ve siyasal bilimler dallarında görev yapan öğretim üyeleri arasından göstereceği üçer aday içinden...
Dört üyeyi üst kademe yöneticileri, serbest avukatlar, birinci sınıf hâkim ve savcılar ile en az beş yıl raportörlük yapmış Anayasa Mahkemesi raportörleri arasından seçer.

***

Sevgili okurlarım, zaten bugünkü rejim bunalımına:
Silivri trajedilerinde yaşanan, Adaletin ve Hukuk Devleti’nin ayaklar altına alınmasıyla...
12 Eylül 2010 Referandumunda yargının tümüyle siyasetin emrine sokulmasıyla...
Parlamenter Rejim’e rağmen cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesiyle...
Başbakanın, görevinden istifa etmeden cumhurbaşkanlığı seçimine katılmasıyla...
Tarafsız cumhurbaşkanının seçim zamanlarında doğrudan parti propagandası yapmasıyla...
Seçim sonuçlarından memnun olmayan cumhurbaşkanının hükümet kurulmasını önlemesi ve seçimleri tekrarlatmasıyla...
Olağanüstü Hal ilan eden iktidarın Olağanüstü Hal ile ilgisi olmayan Kanun Hükmündeki Kararnamelerinin denetim dışı bırakılmasıyla...
Geldik!
Bir de Cumhurbaşkanı tarafından atanmış bir Anayasa Mahkemesi ile nerelere kadar gidebileceğimizi iyice düşünenlerin HAYIR demekten başka seçenek göremeyeceklerini sanıyorum.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Filler savaşında Türkiye 12 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları