Fidel’in tangosu ve Atatürk’ün zeybeği

06 Eylül 2022 Salı

Birkaç yıl önce, yine bir ağustos, Bodrum’da belediyenin kahvesinde çayımı yudumluyorum. Yanımdaki döner koltuğa kırklı yaşlarda bir “Latino”, çukulata tenli bir adam geliyor. Göz göze geliyoruz, selamlaşıyoruz.

Neredensiniz diye konuşmaya başlıyorum. “Kübalıyım” deyince gülerekten memnuniyetimi gösteriyorum. Hele babasının, Fidel Castro’nun önde gelen bir danışmanı olduğunu söyleyince iş daha da renkleniyor: öyle ya, uzun yıllar önce üniversitedeki asistanım, Küba’nın fahri İstanbul konsolosluğu görevini yürütmüş, ben Küba konusunda çok sayıda konferans vermişim, makaleler yayımlamışım: Ve Atatürk’ün bir büstü Küba’da şerefle dikilmiş: Atatürk Türkiyesi Batı emperyalizmine karşı kurulmuş, bir anlamda Küba gibi birçok sömürülen ülkeye örnek olmuş.

Ve ben bu Kübalı ile bir 30 Ağustos’ta deniz kıyısı kahvede yan yana düşmüşüm, ilginç bir rastlantı. Uzun yıllar öncesinde Alp Kuran’ın başkanlığındaki Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı’nda (TMGT), bazı Kübalı gençlerle toplantılar yapmış biri olarak bulunmuşum. Ve şimdi Fidel’in önemli bir danışmanının oğlu ile Bodrum’da çene çalıyoruz.

Atatürk Türkiyesi ve Fidel’in Kübası: Küresel boyutta yerkürenin farklı noktalarında kaderleri bir süre de olsa kesişen ülkeler. Ve 30 Ağustos 2022’de Türkiye’de, eskilere oranla neden çok geniş bir kesim tarafından, olağanüstü bir coşkuyla kutlanmakta olduğunu düşünüyorum.

Çünkü “iç ve dış dengesizliklerde ülke için tehdit” o kadar olağanüstü boyutlara çıkmış ki halk daha büyük tepki vermeye başlamış: işçisinden köylüsüne, sivil toplum örgütünden sendikasına direnç artmış:

- Böyle giderse “dinciler ve şeriatçılar sisteme daha da hâkim olurlar” korkusu her sokakta, her mahallede, her kasabada yaygınlaşmaya başlamış.

- Talan ve ulusal kaynakların israfı, haksız bir rekabet düzeni içinde olağanüstü yaygınlaşmış.

- Demokratik düzenden kademe kademe uzaklaştırılan bir ülke. Bu gelişmeler karşısında halkın 30 Ağustos’u bu yıl daha bir coşku ile kutlama sevdasını doğal görmeliyiz. Çünkü halkın büyük çoğunluğu demokrasiden ve çağdaş bir yaşam düzeninden yana.

Keşke, Denktaş’ın elinin değdiği Devrek bastonu yanında, Fidel Castro’nun da elinin değdiği bir bastonu “ele geçirebilseydim”, koleksiyonum daha da zenginleşirdi!

Uzun zaman önce bu köşede çıkan bir yazımın başlığı “Fidel’in tangosu ve Denktaş’ın valsi” idi...

VE İKİ ÇOK DEĞİŞİK KİTAP

2022 30 Ağustos vesilesi ile değerli dostum Emel Karagöz, rahmetli eşi Canberk Saylam iktisat fakültesinden sınıf arkadaşımdı, çok ilginç iki Atatürk ve Atatürk Türkiyesi kitaplarını yayımladı.

Ekspresyonist Atatürk kitabı olağanüstü Atatürk fotoğraflarlarıyla bezenmiş bir kitap.

İkinci kitap Atatürk Türkiyesi ise teknik olarak da olağanüstü bir özelliğe sahip. Fotoğraflarla birlikte, sosyal boyut da başarılı bir biçimde kitabı tamamlıyor.

Zor bulunacak (ve alınacak) olması ise işin tek dezavantajı. (Emel Karagöz, “Masaldan” Yayınları, 2022.)



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları