Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Türkiye’nin stratejik konumundaki çelişkiler
Türkiye’nin stratejik konumunda hem dış dünya hem de iç dünya ve iç dinamikler açısından olağanüstü sorunlar bulunmaktadır. Ancak bu sorunlarla birlikte bazı konularda “diğer ülkelerle ortak çıkarları” birlikte geliştirme olanakları da çok geniştir.
Ankara iktidarının demokrasiden ve toplumun ulusal çıkarları çizgisinden çok uzak bir noktada bulunması artı öğeleri değerlendirmesini büyük ölçüde ortadan kaldırmaktadır.
Hem Türkiye-Batı ilişkileri açısından hem Rusya ve Çin ilişkileri bakımından hem de Ortadoğu’da uygulamakta olduğumuz politikalar yönünden karşıt öğeler büyük çoğunluk taşımaktadır.
Türkiye-Batı ilişkileri ve Türkiye-Ortadoğu ilişkileri çelişkilidir. Hem NATO içinde olmak ve onun aktif unsuru olarak bulunmak hem de ABD başta olmak üzere NATO büyüklerine PKK, Ege, Karadeniz ve Doğu Akdeniz politikalarına karşı çıkamama Türkiye’nin zararına işlemektedir. Bu bağlamda sorun iktidarın Türkiye’nin içeride ve dışarıda ulusal çıkarları gözetmesinden çok, kendini iktidarda tutma güdüsü ortaya çıkmakta ve bu durum Türkiye’nin (daha çok iktidarın) iktidar hesaplarından ve yaşamakta olduğu siyasal rejim açısından kaynaklanmaktadır.
Örneğin İngiltere’de sol ile muhafazakârlar arasında önemli farklar bulunmasına karşın: iç politikada farklı sosyal politikalara rağmen ulusal çıkarlar söz konusu olduğunda farklar giderilmekte veya en aza indirilmektedir. Ülkemizde ise bunun aksine giderilme yerine kutuplaştırma öne çıkarılarak biri diğerinin alternatifi olarak kullanılmaktadır. İktidarın düştüğü bu stratejik çelişki enflasyondan dış politika kayıplarına: yetişmiş insan kaçışından büyük sermaye kaçışına kadar her şeyi kaybetmesine yol açmaktadır.
Bu temel çelişkiler üzerine oturtulmuş bir iktidar politikası, göç sorununda da olduğu gibi ülkenin yarın çok daha büyük olağanüstü sorunlarla karşılaşmasına yol açacaktır.
İktidarın bu yönde durumu keskinleştirerek daha da kutuplu hale gelmesi: iktidar partilerinin, muhalefeti ülke çıkarları için işbirliği gereken partiler olarak görmesi yerine bir düşman gibi değerlendirmesi, yaşamakta olduğumuz toplumsal sorunların en büyük nedenidir.
Türkiye’nin seçimlere bu koşulla girmekte oluşu maalesef ülkenin ulusal çıkarlarının, kayıplarının geri dönülemeyecek bir biçimde oluşmasına yol açıyor. Bütün bu nedenlerle önümüzdeki seçimler ya ulusal çıkarlar ya da iktidarın iktidarda kalma hedefleri arasında belirlenmiş bir çizgiye oturmuştur.
AKP’nin bu nedenle stratejik çizgisini değiştirmesi yalnız Türkiye bakımından değil yandaşları bakımından da önümüzdeki kayıpların büyümesine yol açacaktır.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
-
Doğuma 1 hafta kala bebeklerini kaybettiler!
-
76 kişiye mezar olan otelde son kez arama yapılacak...
-
Özdağ’dan ilk mesaj: ‘Tek endişem Kozinoğlu gibi suikast
-
Kaldırıma seksek oyunu çizdi, renkli görüntüler oluştu
-
Eşini dedektife takip ettiren kadına tazminat cezası!
-
Türkiye Suriye'ye yönelik operasyona mı hazırlanıyor?
-
Balbay, siyasetin perde arkasını açıkladı!
-
Özel okulların ücretleri uçtu
-
Merakla beklenen enflasyon rakamları açıklandı!
-
Milyonlarca emeklinin gözü 3 Ocak'ta!
En Çok Okunan Haberler
-
'Yangın bahsedilen yerden çıkmadı'
-
Beypiliç’ten açıklama geldi!
-
Otel yangını faciasında can kaybı arttı!
-
Bolu Belediyesi'ne 'yangın' operasyonu!
-
‘İnsanlar çocuklarını hayatta kalabilsin diye...'
-
Denetimden geçemeyince başvuruyu geri çekmişler
-
'O masadan Sayın Bakan istifa ederek kalkacak'
-
İspanya'da gündem Arda Güler
-
‘Turizm belgeli işletmelerin denetimi bakanlığa aittir’
-
Güvenlik görevlisi çalıştığı bankada intihar etti