İki Olympiakos maçı arasında Kayserispor’u misafir ediyordu Beşiktaş. İki farklı platformda farklı konsantrasyon gerektiren maçlardı bunlar. Ve zor bir maçtı bu. Zaten zor da başladı. İlk 15 dakikanın ardından Kayseri, önde basarak Beşiktaş’ın geriden oyun kurmasını engelledi. Atiba-Oğuzhan ve önlerindeki Talisca kitlenince son toplardan önceki paslar da etkisiz oldu. Bol top kaybıyla kopuk kopuk oynuyordu Siyah- Beyazlılar. Buna bir de Hakem Cüneyt Çakır’ın gereksiz faul düdüklerini ekleyin. Oyunun temposu düştü doğal olarak. Ayrıca Kayseri’nin sarı kartlık pozisyonlarından bazılarını da göremedi. Kartal 4-2-4 dizilişiyle orta alanda zayıf kaldı. Ve kanatlarda Olcay, Kerim gibi hızlı futbolcularını aradı. Elinde Aras gibi bir oyuncun da var. Ya oynasın ya da yollansın. Ajax altyapısı olan bu oyuncu, U21’de maç yapıyor. Ama hiç düşünülmüyor.
İkinci yarı Şenol Güneş orta alanı Tolgay’la üçleyerek 4-3-1-2’ye döndü. En iyi çözüm de buydu zaten. Nitekim hemen etkisini gösterdi. Ve hatta gol de geldi Aboubakar’ın ayağından. Ne var ki Beşiktaş, 2. gol fırsatlarını değerlendiremediği gibi 8 dakika sonra Kayseri’nin beraberlik golüne de engel olamadı. Artık yaklaşık son yarım saatte her iki taraf da galibiyet golü için çalışacaktı.
Öyle de oldu; karşılıklı ataklar izledik, Fabri’nin akıllı, yerinde çıkışlarını izledik. Kayseri kalecisi Ahamada’nın kurtarışlarını izledik. Maçın 3. golü Beşiktaşlı Beck’ten geldi fakat kendi kalesine. Bu kez de Kartal cevap verdi gole ve maçın 4. golünü yine Aboubakar atınca, son düdüğe iki dakika kala skor yeniden dengelendi. Ve hemen akla tıpkı Fenerbahçe ve Galatasaray maçlarında olduğu gibi uzatmalarda atılan bir golle bu maç da 3-2 mi biter düşüncesi geldi. Ama olmadı. Sonuçta lider kendi sahasında çok önemli 2 puan kaybetti. Umarım bu olumsuzluk Olympiakos maçına yansımaz.