Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
50
\n
\nMektuplar olmayınca anılar nerede saklanıyor acaba? Bugün Ali Çolak’la konuşurken böyle bir cümle misafir oluverdi öğle sonunun geniş odasına. Cümle: Davetli misafir. Dize: Davetsiz. Ali Çolak’ın denemelerini ne zaman okusam farklı taşralarda geçmiş benzer çocuklukluklar yaşadığımızı düşünürüm. Hele neredeyse bir mektup gibi sabırla beklediğimiz yaz gelip de o yazda aslında hiç kimsenin yazmadığı mektupları beklemenin sıkıntısı ve sabrı yok mu...\n
\nEn çok da bu sahne canlanır gözlerimin önünde. Upuzun, sıcak, yakıcı ve acısının tozu hem gözümüzü hem içimizi yakan o sarısabır zaman. Ali Çolak “Mektup ki kâğıda düşmüş bir yürektir” başlıklı denemesini, “Kim ki mektubu yalnız ak kâğıt üstünde kara yazı zanneder, aldanmıştır. O, gölgesi kâğıda düşmüş bir yürektir ki dokunanı yakar!” cümlesiyle uğurlar. “Mektuptur, yakar” başlıklı denemesini, Kafka’nın Milena’ya yazdığı “Mektuplarınızı iyice okumadım daha, çevresinde dolandım, ışığın çevresinde dolanan pervaneler gibi. Ben de birkaç kez yandım” cümlesiyle sürdürür. \n
\nMektuplar olmayınca acılar nerede saklanıyor acaba? Bunu Ali’yle konuştuktan sonra, mektubun yokluğunun neleri de alıp götürdüğünü, eksilttiğini düşünürken mırıldandım kendi kendime. Sonra mektuplar olmayınca yazılar, mektuplar olmayınca arkadaşlar, mektuplar olmayınca kavuşmalar, ayrılıklar... nerede saklanıyor acaba, diye uzattım.\n
\nMektuptur, yakar. Ali Çolak’ın dediği gibi. Okuyanı da yakar, dokunanı da açanı da yazanı da yakar. Ben de birkaç kez yandım. Hem kim yanmamıştır ki anılar, arkadaşlar artık bir daha hiç gelmeyecek mektuplar gibi çok uzaklardayken. Pulötesi diyarlardayken. Ve insanın oraya ne pulla ne zarfla, ancak kapalı bir mektup olarak ulaşmaktan başka olanağı yokken...\n
\nBazen de böyle olur. İnsan asıl konuya gelmemek için sözü dolandırır durur. Virgüller iyice kıvrılır, iki noktaların üst üste durmaktan canları çıkar, üç noktalar paragrafların sonuna sürgüne gitmekten yorulur, boşlukların arası açılır ve haklı olarak kendilerinin “ötekileştirildiği”ni düşünürler, bir iktidar işareti olan nokta bile hafiften kıpırdanmaya başlar. Böylece yazı bir paragraf daha kazanırken, asıl konu biraz daha ötelenir.\n
\nDerttendir, Mart’tandır derken şu Mart’ı yalnızca 21’inden başlayarak sevdiğini düşünürsün. Mart’ın 21’i dedi mi, nevruz olur, newroz olur, kelimelerin bile içi ısınır, renkten renge bürünür, cümlede, dizede duramaz olurlar artık, bahar onları da ayartır. Lakin Mart’ın anıları uzak da olsa hep acılıdır, kanlıdır, ölümlüdür, zulümlüdür. Tam 40 yıl olmuş, 12 Mart askeri darbesinde gözaltına alındığımda lise 1. sınıf öğrencisiydim. Hiçbir şey değişmedi 40 yılda ne yazık ki, gözaltına alınma yaşı ortaokullara, çocuklara kadar indi, askerden polisten sonra korkarım ki yakında özel güvenlikçiler de gözaltına almaya başlayacaklar. Tanıl Bora öğretici kitabı “Medeniyet Kaybı”nda (Birikim Y., 2006) buna dikkat çekmişti. Bkz: “Özel güvenlik ve polis toplumu” yazısı. 16 Mart 1978, İstanbul Üniversitesi’nde üzerlerine bomba atılan 7 öğrencinin ölümü. Ve büyük olasılıkla 13 Mart Salı, Sivas davası sanıklarının bazılarının zamanaşımı nedeniyle, yaptıklarının ve “yaktıklarının yanlarına kâr kalacağı” bir gün olacak. Üstelik bu senin doğum gününde, üstelik sen yokken olacak. Üstelik burada olsaydın sana yüzde 50 esprisi yapacağımız gün, yani 13 Mart’ta olacak. Senin 50. doğum gününde kardeşim, Sansar’ımız, Seyhan’ımız. \n
\nElin yüzünde duruyor, hayır unutulmuş gibi değil, insanın yüzü elinin kedisidir, öyle elinle yüzünü severmiş gibisin. Kedilerin mırıltısı ele verir bunu, seninse gözlerin. Gülen ve gülerken de “yine güldürdün beni” diyen bir adam gibi. Gibi adam. Gibi değil, hayır, sendin o kendi gülmesine yakalanan adam. Şu öğle sonunun geniş odasında, yoksa geniş zamanları mı demeliyim öğle sonunun, sen karşımda hep öyle gülümse dur. Gömleği yakasına kadar ilikli eski kardeşim, sen hep açık bir mektup gibi yaşadın. Seyhan Erözçelik, iyi şairim, iyi kardeşim, iyi ki doğdun, iyi ki yaşadın.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- Edirne'de korkunç kaza