Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Dağlarca İçin Üç Yeni Cümle
Dağlarca’yı 94 yaşında yitirdik, ben de onun için sağlığında kurmaya başladığım cümlelerin sayısını böylece 94 olarak belirledim. O cümlelerin birinde yazmıştım, aslında niyetim, isteğim, hevesim 100 cümle kurmaktı Dağlarca için.
\n38. cümle: Şimdiye dek 37 cümle kurmuşum, yazıyla. Demek ki çoğu kurulmayı bekliyor daha. Cümleler biraz uzunca. Yine de Dağlarca’nın yapıtını düşününce hiçbir önemi yok bunun. O derinlik, o yükseklik ancak bir sonsuzluk duygusuyla ölçülebilir. Ölçülebilirse tabii. Hurufilik yalnızca harflere ilişkin değil bence, bende sayılar da dahil bu işe, işçiliğe. Doğrusu Hurufi deyince benim gözümde, demirci gibi, marangoz gibi, saat onarıcısı gibi uğraşlar da canlanıyor, eh o uğraşları sürdürenler de, el emeği, zihin emeği, göz emeği döktükleri ve verdikleri için işçi sayılırlar. O yüzden de Hurufi de işçi bilge, işçi derviş sayılır, sayılmalı.
\nFakat Hurufi bir ‘zanaatkâr’ olarak en çok şiire sayılır, şair sayılır. Dağlarca da onların başında gelir, ‘Hurufi alfabesi’nin ilk büyük harfidir Dağlarca. Sonsuzluğu çalışır çünkü. Bir ‘sonsuzluk alfabesi’ni yazmaya çalışır. Murat Tokay’la yaptığı söyleşideki “Ben yarısı şiir olan bir yaratığım” cümlesinin okuyabildiğimiz, sezebildiğimiz yerleri, sanki ‘gizli harf/açık şiir’ inanışının bir karşılığı gibidir Dağlarca’da. Yarısı şiir, yarısı harf.
\n39. cümle: Dağlarca bir ‘anıt-şair’di. Düşünceleri resmi, şiirleri sivil. Bir anlamda Mayakovski gibi, Pablo Neruda gibi. Resmi düşünceye ya da yaşadıkları rejimin ‘kurucu düşünce’sine mensup, onu destekleyen, savunan, bazen ömrünün sonuna dek, hatta belki giderek artan bir biçimde onu yükselten, yücelten şairler arasında sayılabilir Dağlarca da. Mayakovski, evet, sonradan, komünizme olan inancını yitirmese de, rejimden hayal kırıklığına uğrayacak, bu dünyaya da daha fazla dayanamayacaktır.
\nDağlarca tutkuyla savunduğu Kemalizmi yüceltirken, elbette bütün sistemler ve rejimler gibi onun da bir ‘yeryüzü rejimi’ olduğunun bilincindeydi. Fakat şairler, özellikle Dağlarca gibi, Türkçenin ve şiirin başyapıtlarından Çocuk ve Allah’ı genç yaşta dünyaya armağan etmiş olan bir şair, elbette sadece ‘yeryüzü’yle sınırlandıramazdı kendini ve şiirini. Üstelik o kitabın da açıkça ortaya koyduğu şey, şiirin yedi kat derinliğini ve yüksekliğini araştıran bir şairin, doğallıkla harflerini de evrenden başlayarak sonsuzluğa çıkaracağıydı. Kimi şairin sözcükleri aşklarda, kimi şairin sözcükleri ölümde, kimi şairin sözcükleriyse çocukluğunda yıkanır, bazen gittiğinden daha güçlü, bazen daha halsiz biçimde geri gelir, şiir olur. Dağlarca daha en başta harfleri öyle yükseğe göndermişti ki, o harflerin gölgeleri bile büyük bir şiir yazmasına yetti.
\nDağlarca hem içgözü hem dışgözü açık ve uyanık bir şairdi. O yüzden ‘yeryüzü’ ile yetinmedi, pek çok büyük şair de böyle yaptı, ama bana kalırsa Dağlarca vatanını ‘gökyüzü’ olarak bildi, Türkiye ise onun bir şehri, bir semtiydi. Dağlarca ‘gökyüzü’ne mensup bir ‘veli-şair’di. Bunu nereden çıkarıyor ya da söylüyorum, elbette Dağlarca’nın şiirlerine ve onların ‘uzaklığı’na bakarak: Uzaklarla Giyinmek. Uzaklığı giyinmek. Anavatanının kâinat, anadilinin tabiat olması da doğaldır. Sözcükleri Türkçe olan, yazılırken Türkçe, okunurken doğadili olan bir büyük şiir, ‘biricik’ olan şiir de böyle büyük bir tasarımın, algının, esinin sonucu olabilirdi.
\nDağlarca şiiri üzerine okuduğum yazılarda hiç ‘ironi’ geçmiyor, fakat bazen asıl ironi şiirlerde değil, şairiyle şiiri arasındaki ilişkide, benzerlikte ya da farklılıkta aranmalıdır. Tıpkı Dağlarca’nın görüşünün resmi, şiirininse belki başka şairlerin hiçbirinde olmadığı ölçüde sivil olması gibi. Fakat buradaki ‘sivil’liği, kendileri de zamanla bile değil, hemen ‘resmi’leşen günümüz sivilleri ve sivilliği gibi okumamak ve anlamamak kaydıyla. Yoksa Dağlarca’nın hem hatırasına hem de şiirine saygısızlık olur böyle bir tanım.
\n40. cümle: Dağlarca’nın şiiri bir ülke gibidir, adına Dağlarca Cumhuriyeti denilebilir.
\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Esad'a ikinci darbe
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- 6 asker şehit olmuştu