Uçan balon

18 Haziran 2011 Cumartesi
\n\n\n

Kemal Kılıçdaroğlu ile seçim öncesi Mersin mitingi için uçaktaydık. Gözlemlerini sormuştuk kendisine. Ona göre, Kayseriden 2 milletvekili çıkaracaklardı. Hatta Diyarbakırdan, Kütahyadan, Elazığdan da yıllar sonra Mecliste temsilcileri olacaktı...

\n

Genel merkez yöneticileri ile konuşuyorduk. Çıtayı yükseltmişlerdi. Anketlerden söz ediyorlardı. AKP ile İstanbul ve Ankaradaki farkı 5 puana kadar düşürmüşlerdi. Partide her şeyden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin daha da ileri gidiyor ve İstanbul 1. bölgede Birinci parti olacağızdiyordu.

\n

Seçim sonrası gördük: Kayseriden yine 1 milletvekili geldi. Diyarbakır, Kütahya, Elazığdan temsilci filan seçilemedi. CHP; İstanbul 1. bölgede 15, 2. bölgede 22, 3. bölgede 19 puan fark yedi.

\n

Neydi CHPlileri yanıltan?

\n

Seçim öncesi olup biteni izleyen CHPlilerden duymuştuk:

\n

AKPye yakınlığı ile bilinen anketörler, CHP yöneticilerine veriyor gazı, veriyor gazı. Bizimkiler, uçan balon benzeri havalarda.

\n\n\n

Ortaçağ hareketi

\n\n\n

CHP PM üyesi Seyhan Erdoğdu, seçim sonuçlarını değerlendirirken nesnel ve soğukkanlı olmak, yüzeysel yorumlardan kaçınmak gerektiği kanısında:

\n

Toplumların modern tarihine baktığımız zaman görürüz ki her çağın bir özelliği vardır: 18. yüzyıla akıl çağı denmişti. 21. yüzyıla ise yeni ortaçağ deniyor. AKP ideolojisiyle, programıyla ve icraatıyla yeni ortaçağın bir siyasal hareketidir. Bu niteliğiyle küresel ve yerel egemen güçlerin desteğine sahip olarak seçimlere girmiştir. Öyle olduğu için de AKP çevreleri, 2011 seçimleriniyüzyılın seçimiolarak nitelendirmiştir ve yapacakları yeni anayasanın da bu nedenle yüzyılın anayasasıolacağını söylemektedirler.

\n

Seyhan Erdoğdu, AKPnin küresel yeni düzenin partisi olduğunun unutulmamasından yana:

\n

Devlet gücünü arkasına almıştır. Bu konuda kuşku yok. Ancak irdelenmesi gereken nokta, AKPnin hegemonyasını yaratırken geniş halk kitleleriyle girdiği moral uzlaşmanın hangi kanallara dayandırıldığıdır. Bu kanallar, duruma göre, 2007-2010 döneminde reel değeri yüzde 184 arttırılan sosyal yardımlar ve primsiz ödemeler olduğu gibi, siyasal nitelikli cemaatlerin sağladığı geniş ve sürekli bir örgüt ağı veya her eve, her tezgâha ulaşan yaygın yandaş görsel ve yazılı basın da olmuştur.

\n

CHP ne yapmalı? Erdoğdunun bu soruya yanıtı da şöyle:

\n

CHPnin yapması gereken AKPnin, seçmenin yarısı üzerindeki ideolojik hegemonyasını kırmanın yolunu bulmak ve kendi ideolojisi, programı ve örgüt ağı ile geniş halk yığınlarına ulaşmaktır. Bu dönemde yapılacak en son şey, parti içi, kişiselleştirilmiş tartışmalardır.

\n\n\n

Yakınlık

\n\n\n

Recep Tayyip Erdoğan, yumuşak karından yakaladı. CHPnin kurultay gibi, Parti Meclisi gibi yetkili organlarından geçirmediği, kendi programı ile de çelişen anayasa değişikliği raporuna ve Kemal Kılıçdaroğlunun sözlerine dayanarak, yeni anayasa için benzer düşündüklerine inandığı CHP ile uzlaşma arayacağını söyledi.

\n

Ankara Temsilcimiz Utku Çakırözere yaptığı açıklamalara bakılırsa, Kemal Kılıçdaroğlu bu tuzağa düşmüş gibi gözüküyor.

\n

CHP; piyasacı, cemaatçi, ademimerkeziyetçi, etnikçi ılımlı İslam cumhuriyetinin anayasasına yakın durabilir mi?

\n

Duracak gibi. Gidiş, öyle...

\n\n\n

Ateş

\n

\n\n\n

Örgüt ile çalışsalardı yüzde 30u aşardıkdiyen bir muhalifin CHP değerlendirmesi:

\n

Örgütlere beş kuruş vermediler. Listelerde örgütü tırpanladılar. Örgütü özellikle kampanyaya sokmadılar, gönüllüler ve amatörlerle iş yürüttüler. Şimdi dönmüşler,Asıl sorumlu örgüttür, görevden alma yoluna gideceğizdiyorlar. Eğer bir sorumlu arıyorlarsa o örgüt değil, üst yönetimdir.

\n

CHPnin ateşi giderek yükselecek.

\n\n\n

Aktif dış politika

\n\n\n

Komşuda yangın çıkmış, bizimkiler panikte...\tDaha doğrusu ne yaptıklarını bilmiyorlar. Emekli Büyükelçi Onur Öymenin dediği gibi:

\n

Hükümet, aktif dış politika bahanesiyle Beşşar Esad ile çok içli-dışlı ilişkiler kurdu. Suriye yönetiminin baskıcı, otoriter, totaliter yönleri hükümeti hiç rahatsız etmedi. Orada halk ayaklanması başladığı günlerde Suriye yönetimine destek oldu, gayet yumuşak bir tavır bile sergiledi. Hatta hükümet, ayaklanmalar başladıktan sonra Suriye ile ilgili kimi anlaşmaları onayladı. Bunlardan birkaç tanesi bizim en duyarlı olmamız gereken sularla ilgiliydi. Örneğin, bir anlaşmaya göre Suriye, Diclenin sularından 1 milyon 350 bin metreküp su çekecek. Bu Iraka giden su. Bunun üzerine Irak Meclisi, sular konusunda Türkiye ile anlaşmadıkça terör konusunda işbirliği öngören anlaşmayı onaylamayacaklarını duyurdu. Düşünebiliyor musunuz, Türkiyenin hali ne oldu...

\n

Epeydir düşünebiliyoruz. Yüzde 50 sayesinde.

\n

Yeni tablo

\n

Üniter devletin kurucusu olan CHPnin lideri Kemal Kılıçdaroğlu, seçim öncesi Hakkâride yerel özerklik şartını çekincesiz uygulayacaklarını söyledi.

\n

2007 seçimlerinde Hakkâride yüzde 2.24 olan CHP oyları, 12 Haziran 2011de binde 9a düştü.

\n

Türbana özgürlük, Güneydoğuya özerklik, tarikatlar iyidir, hocaefendi değerlidir diye diyeyenilendiler...

\n

Tablo ortada...

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları