Daha çok zor, daha çok baskı

25 Mayıs 2024 Cumartesi

Son gelişmeler öyle gösteriyor ki bir önceki İçişleri Bakanı Süleyman Soylu döneminde mafyalaşma, uyuşturucu, karapara kaçakçılığı ve yasadışı birtakım kirli ilişkiler almış başını yürümüş.

Bunlara Emniyet güçleri içinde tarikat kadrolaşması ve çekişmesi eklenince, alçak ve de yüksek tüm dağları yarattığından emin bir kurumlanmanın simgesi Süleyman Soylu’nun bugüne bıraktığı mirasın katmerlendiği ortada.

Bütün kirli ilişki ağı devlet aygıtını giderek çürütürken bir bakıyorsunuz, polis, 1 Mayıs’ta heyecanlı kimi grupların içindeki gençlerle uğraşıyor. Soruşturmalar, gözaltılar, tutuklamalar onlara yöneliyor.

İktidarın bir ayağını mafyanın, diğer yanını tarikatların etkilediği bir dönemde özellikle uygulanan bir yöntem bu.

İktidar ittifakının bir ayağı, yeraltı örgütlerinin başlarını cezaevinden çıkarmayı, onların sırtını sıvazlamayı, siyasi hareketlerine içten ve dıştan yönelen tehditlere karşı onları piyon, hatta tetikçi olarak kullanmayı iyi biliyor.

Diğer ayağıysa Ortadoğu coğrafyasında emperyalizmin maşalığını yapmış Müslüman Kardeşler çizgisindeki şeriatçı, ümmetçi, halkını acılara sürükleyen Hamas’ı, ulusal, yurtsever ve bağımsızlıkçı Kuvayı Milliye hareketimiz ile bir tutabiliyor! Toplumu ve devleti, Müslüman Kardeşler örgütünün hedef ve ilkeleri doğrultusunda yapılandırmayı amaçlıyor.

Diğer en küçük ortağın tek dileğinin şeriat devleti olduğu da biliniyor zaten. 

Dolayısıyla iktidar ortakları, ekonomide başarısızlığı halkın sırtına, ülke içinde yarattıkları huzursuzluk ortamını da gençlerin sırtına yükleyip işin içinden sıyrılmak istiyorlar.

Bunun sonucu olarak da daha çok zora ve baskıya yöneliyorlar.

YENİ PROGRAM MUCİZEYİ ÖĞRETECEK

İmam okulundan bu yana bugünler için özenle yetiştirilmiş milli eğitim bakanının “Maarif Programı”nın satır aralarına sıkıştırılmış tümcelerden nereye varılmak istendiği açık seçik anlaşılıyor.

Çocuklara öğretilecek kimya için programın önermesi şöyle:

Cabir bin Hayyan’ın kimya bilimine katkılarından bahsedilerek Türk-İslam âlimlerinin tarihe yön veren duruşlarından bahsedilebilir.”

Program, derslerde “mucize” kavramının da işlenmesini öngörüyor:

Platon’un ‘Euthyphron’ diyaloğundan hareketle ‘Bir şey Tanrı istediği için mi iyidir yoksa iyi olduğu için mi Tanrı onu ister?’ ikileminin İslam dünyasında Eşari ve Mutezile tarafından nasıl yorumlandığı araştırılabilir. İbnülarabi’nin Fususul Hikem adlı eserindeki ‘ayna metaforu’ üzerinden Tanrı-âlem ilişkisi yorumlanabilir.”

AKP-MHP-HÜDA PAR ortaklığı, “Yeni Türkiye Yüzyılı” dediği şeyi, 27 ayrı peygamberin gizine aklın ermeyeceği hikmetleri (fususul hikem) üzerine oturtma hevesinde.

Çocuklarımızı da bu amaç uğrunda deney aracı gibi kullanma peşinde.

SULTANLIĞA DOĞRU

Saray’ın, “Anayasayı değiştirelim” diye tutturmasının ilk nedeninin bir kez daha seçilmek olduğunu biliyorduk.

Diğer neden ise bir yönetmelik ile Meclis’e, bakanlara ve de kimseye danışmadan savaş, seferberlik ilan edebilme yetkisini almasından belli oldu:

Anayasayı değiştirecek, doğrudan monarşiye yönelecek ve Türkiye imamı 3. Abdülhamit olacak.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları