Peygamber terliği ve yanmayan kefen ülkesinde seçim!
Işıl Özgentürk
Son Köşe Yazıları

Peygamber terliği ve yanmayan kefen ülkesinde seçim!

26.03.2023 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Sevgili dostlarım, en sevmediğim zamanlar seçimlerin yaklaştığı zamanlardır. Şimdi öyle bir zamandayız. Cumhurbaşkanı adayları imza topluyor, milletvekili seçimleri de cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunda yapılacağı için cebinde parası olan milletvekilliği için adını yazdırma yarışına girmiş. 

Millet seçime koşsun benim kafamda deli sorular: Örneğin her şeyin darmadağın olduğu deprem bölgesinde seçimler nasıl yapılacak? 15 milyon nüfusun yaşadığı bölgede en az 5 milyon seçmen vardı. Onlar nerede? Çoğu göç etti ve şu kısacık zamanda nereye gittilerse orada oy kullanmaları mümkün değil, şu kısacık zamanda gittikleri yerlerde kayıtlarını bile yaptırmaları mümkün değil. Ayrıca e-Devlet’e girip kendini seçmen yazdırmak da çok kısa bir zamanda kapatıldı. Çadır kentlere oy sandıkları mı konacak? Bu sandıklarda kimler görev alacak? Dostlarım deprem bölgesinde su bile bulunmazken seçimler nasıl olacak?

Kafamda deli sorular dedim; yurtdışında en ücra Afrika ülkeleri de dahil en az 13 yerde sandık kurulacakmış. Bu nasıl iş? Benim, senin, bizim yaşadığımız acılardan, yoksunluklardan uzak insanların sadece Türk vatandaşı oldukları için oy kullanmaları demokrasi filan değil!

Öte yandan giydiklerinde rüyalarında peygamberi görecekleri bilgisiyle peygamber terliği satılan, cennette arsa almak için bileziklerini satıp cennet tapusu alanların, yanlışlıkla cehenneme düştüğünde yanmamak için yanmayan kefenlere dünya parası sayan insanların yaşadığı bir ülkede seçim neyi nasıl değiştirecek?

Öte yandan depremlerle birlikte herkesin inşaat mühendisliğine soyunduğu güzel ülkemde var olan eşitsizlik depremle birlikte zirve yaptı. Örneğin benim oturduğum semt bir rant bölgesi. Yüksek yüksek apartmanlar. Kirişleri kesilmiş kocaman dükkânlar, hayda herkeste bir telaş, benim evim güvenlikli mi? Ne yazık ki pek çok bina zamanlaması yanlış atılan beton nedeniyle güvensiz çıkıyor. Yani beton bile doğru dürüst atılmamış! O zaman evleri yıkalım! Yıkmasına yıkalım da nerede oturacağız? Bölgedeki ev kiraları 20.000 TL’den başlıyor. Zenginler bu paraları verebilirler ama orta halliler kara kara düşünüyor, nereye göç etsek diye. Göç edilecek yerlerde de kiralar her an yükseliyor, tıpkı her gün yükselen sebze meyve et balık fiyatları gibi.

Diyeceksiniz ki işte bu durum yepyeni bir kamu iktidarı kurmak için yeterlidir! Ne yazık ki ben bu aralar kötümserim. Eskiden de vardı ama son 20 yıl içinde ülkemizde müthiş bir ahlak enflasyonu oldu. Siyasi mafyaların sayısı giderek arttı. Ülke bir uyuşturucu merkezine dönüştü, tüm kurumlar iflas etti. Domuz bağıyla yüzlerce insanı işkence ederek öldüren Hizbullah örgütü HÜDA PAR, AKP aracılığıyla aklandı, seçimlere katılıyor. Ve kimselerin sesi çıkmıyor, her şey yapanın yanına kâr olarak kalıyor.

Sadece bu mu? Hepimiz ülkede milyar dolarların ansızın kaybolduğunu, binlerce silahın ülkenin çeşitli yerlerinde saklandığını biliyoruz. Bu silahlar nerede kimin kontrolünde? Ülkede bir zamanlar derin devlet vardı, örgütün içinde hiç olmazsa birkaç vatansever vardı, artık ne derin devlet ne de vatansever gruplar var. Bütün kurumlar tarikatlar ve mafyalar arasında pay edildi. Deprem alanına yapılan yardımların üstüne yapmaya çalışan bir Kızılay ve AFAD var. Ülke valilerinin büyük çoğunluğu imam hatip lisesi mezunu. Sadece valiler mi en önemli kurumların yönetiminde “Her şey Allah’tan” diyen ve iş bilmeyen kadrolar var.

Ülkede hiçbir her şeyden muaf, astığı astık kestiği kestik bir Diyanet kurumu var. Bütçesi dört bakanlıktan daha çok. Ne biçim fetvalar verdiklerini biliyoruz ve bir kez bile cumhurbaşkanı “Böyle yapmayın” diyemedi. Bu kurumun bünyesinde kıble belirleyen uzmanlar çalışıyor. İnsanları öyle aptal yerine koyuyorlar ki kendileri cep telefonlarından tespit ettikleri kıble bulmayı insanlar beceremez sanıyorlar. Maksat yüzlerce insanın mezun olduğu iman hatiplilere iş bulmak.

Ve inatçılar ve kin kusuyorlar. Öyle inatçılar ki öğrenci yurtlarını deprem bölgesinde mağdur olanları yerleştireceğiz diye yüz yüze eğitimden vazgeçtiler, yurtlara kimseler yerleştirilmedi. Bilimden ölesiye nefret ediyorlar. Küçücük çocuklar karanlıkta uykulu uykulu okula gidiyorlar ama onlar Nuh diyor peygamber demiyorlar. İnadım inat! Neyse bu umutsuz sözlerime son verirken şöyle diyeceğim: Şu 20 yıl içinde kin denilen tehlikeli bir duygunun insanı nasıl ele geçirdiğine defalarca tanık olduk. En son Atatürk Havaalanı’na yapılan cami. Bu nasıl bir Atatürk kinidir benim aklım almıyor. Almamalı da!

Yazarın Son Yazıları

Hereke yolunda

Sevgili okurlarım sevdiğim tahta heykeller diyarı Değirmendere’ye taşındığımdan beri dostlarım, okurlarım beni hiç yalnız bırakmıyorlar.

Devamını Oku
14.12.2025
Boji’yle dünyayı gezdik!

Sevgili okurlarım, son yazdıklarıma bir göz gezdirdim.

Devamını Oku
07.12.2025
Canım şaka yapmışlardır

Sevgili okurlarım, yıllar önce İspanya’nın Endülüs bölgesinde dolanırken nereden aklıma düştüyse yolda gördüğüm Çağlar Boyu İşkence Aletleri Müzesi’ne girivermiştim.

Devamını Oku
30.11.2025
Denize düşen yılana sarılır

Sevgili okurlarım gerçekten bıktım, neden mi?

Devamını Oku
23.11.2025
Müjde! Ölüm kokan parfümlerim var!

Sevgili okurlarım bir an kendimi bir reklam şirketinde çalışırken buldum.

Devamını Oku
16.11.2025
Dünya unuttuğu bir sözcüğü yeniden anımsadı: Sosyalizm!

Geçtiğimiz hafta, uzun zamandır siyasal ve ekonomik belirsizlik, biri biterken öteki başlayan savaşlar ve giderek şiddetini artıran emek sömürüsü karşısında umutsuzluğa kapılan dünya halkları, uzun zamandır egemen güçler tarafından özellikle unutturulan bir sözcüğü yeniden anımsadı: “Sosyalizm!”

Devamını Oku
09.11.2025
Kraldan çok kralcılar

Sevgili okurlarım tarih bize, ülkelerin çökmesine en çok yardım edenlerin kraldan çok kralcılar olduğunu gösterir.

Devamını Oku
02.11.2025
İmecenin muhteşem gücü

Sevgili okurlarım ülkemin içinde bulunduğu belirsizlik durumu, giderek çoğalan çocuk çetelerinden söz etmek, öldürülen yoldaşların ardından ağıt yakmak, her gün bir kadın cinayetiyle yüz yüze gelmek beni hiç olmadığım kadar umutsuzluğa sürükledi.

Devamını Oku
26.10.2025
Hakan Tosun sen gittin gideli

Sevgili okurlarım bu hafta bir vatanseveri, bir doğa koruyucusunu, işi sadece gerçekleri belgelemek olan bir güzel insanı Hakan Tosun’u toprağa verdik.

Devamını Oku
19.10.2025
Düzenin yeni kurbanları: Katil çocuklar!

Bir avukat İstanbul’da kalabalık bir caddede, ofisi önünde maskeli kişiler tarafından Kalaşnikoflarla taranarak öldürülüyor.

Devamını Oku
12.10.2025
Ah bu ne sevgi bu ne ıstırap!

Sevgili okurlarım insanın tüylerini ürperten. “Bu kadar da olmaz” dedirten bir fotoğrafa bakıp duruyorum.

Devamını Oku
05.10.2025
Adana’nın yolları taştan sen çıkardın beni baştan!

Sevgili okurlarım hepiniz benim Adana sevgimi bilirsiniz.

Devamını Oku
28.09.2025
Kırmızı elbiseli küçük kız

Onun hiçbir şeyden haberi yoktu.

Devamını Oku
21.09.2025
Vahşetin korkunç sularında

Sevgili okurlarım şimdi gelin İtalya’nın Roma kentinde vahşet resimlerinin sergilendiği bir müzeye girelim.

Devamını Oku
14.09.2025
Bir kitap: ‘Sırlarım İpte Asılı Kaldı Balım’

Sevgili okurlarım bugüne kadar hiçbir kitap beni böylesine acıtmamıştı.

Devamını Oku
07.09.2025
Devlet bir sivil itaatsizlik örgütü müdür?

Sevgili okurlarım, sivil itaatsizlik özellikle yasalardan, yönetimden hoşnut olmayanların başvurduğu bir eylemdir.

Devamını Oku
31.08.2025
Bize kim düşe?

Sevgili okurlarım bugün yazıma Leonard Cohen’in “Herkes biliyor geminin su aldığını./ Herkes biliyor kaptanın yalan söylediğini./ Ve herkes biliyor zarların hileli olduğunu” şiiriyle başlayayım dedim, herkes biliyor da ben neden böyle doktorun az önce biyopsi yaptığı bir hasta gibi endişeyle bekliyorum.

Devamını Oku
24.08.2025
Ah ah beni belediye başkanı yapmadılar!

Sevgili okurlarım iyice kafa sersemi olduk.

Devamını Oku
17.08.2025
Parayı veren düdüğü çalar!

Sevgili okurlarım bu yaz kendimi büyük bir açık hava tiyatrosunda oyun izliyor gibi hissediyorum.

Devamını Oku
10.08.2025
Şu nitelikli ol ne demek? Biri bana anlatsın!

Sevgili okurlarım bir hafta önce ülkemizde her yer yanıyordu.

Devamını Oku
03.08.2025
‘Kolay ölümler ülkesi’

Sevgili okurlarım başlık benim değil, sosyal medyada gördüm, sahibini aradım, bulamadım ama bu başlığa vuruldum.

Devamını Oku
27.07.2025
Asılacak kadınlar ülkesi

Sevgili okurlarım bu hafta yazar Pınar Kür’ü sonsuza uğurladık.

Devamını Oku
20.07.2025
Kavşaktayız yeni sorular sorma zamanı!

Sevgili okurlarım ne yazık ki kavşağa geldik arabayı ya uçurumdan aşağı süreceğiz ya da hepimiz yepyeni sorular sormaya, çözümler bulmaya çalışacağız.

Devamını Oku
13.07.2025
Topyekûn savaştayız!

Başlığım kimseyi şaşırtmadı değil mi? Evet, bu canım ülkede yepyeni bir savaş deneniyor.

Devamını Oku
06.07.2025
Zeytine ağıt

Sevgili okurlarım şimdilik füzelerle, insansız uçaklarla yapılan savaş bitmiş görünüyor, doğrusu ben bittiğine hiç inanmıyorum. Bir yerlerde gene füzeler uçacak, çocuklar ölecek, ölüyor da. Şimdi gelelim bizdeki asıl savaşa. Evet dostlarım ülkemizin zeytinliklerimizi bitirme savaşı bu.

Devamını Oku
29.06.2025
Dünyanın hali gibi halimiz

Sevgili okurlarım meğer bizim bu kadim ülkemizde ne kadar çok savaş uzmanı varmış.

Devamını Oku
22.06.2025
Yeniden Türkiş Dekameron

Sevgili okurlarım, epey bir zamandır yaklaşık 20 yıldır bu köşede neredeyse aynı sorunları yazmaktan bıktım.

Devamını Oku
15.06.2025
‘Bana denizi göster’

Sevgili okurlarım gene bir bayram günü, üstelik pazar. Açık konuşmayı severim bilirsiniz öyleyse açık konuşayım ben bu bayramı hiç sevmem.

Devamını Oku
08.06.2025
Unutma biz Anadolu’yuz!

Sevgili okurlarım bir kentten başka bir kente taşınmak ne kadar zormuş.

Devamını Oku
01.06.2025
Biraz mevzu değiştirelim

Sevgili okurlarım 50 yıldır yaşadığım İstanbul’u bırakıp Kocaeli’nin Değirmendere Mahallesi’ne taşınıyorum.

Devamını Oku
25.05.2025
Cebinde şiirlerle dolaşan bir film yönetmenini uğurlarken

Sevgili okurlarım 25 yıllık hayat ve iş arkadaşım, kızım Dünya’nın babası cebinde şiirlerle dolaşan tüm hayatı boyunca devrime inanan film yönetmeni Ali Özgentürk’ü sonsuzluğa uğurladık.

Devamını Oku
18.05.2025
Yurdumuz yeniden bizim olmalı!

Yurdumuz yeniden bizim olmalı!

Devamını Oku
11.05.2025
24. yılını kutlayan Afyonkarahisar Klasik Müzik Festivali’nde toplu anılar

24. yılını kutlayan Afyonkarahisar Klasik Müzik Festival

Devamını Oku
04.05.2025
Unutma deprem geliyorum der ve gelir!

Unutma deprem geliyorum der ve gelir!

Devamını Oku
27.04.2025
Analar babalar, çocuklarımıza kıyıyorlar!

Analar babalar, çocuklarımıza kıyıyorlar!

Devamını Oku
20.04.2025
Bak şu işe ben şu küçücük Yunanistan’ı kıskanıyorum!

Bak şu işe ben şu küçücük Yunanistan’ı kıskanıyorum!

Devamını Oku
13.04.2025
Boykotun sessiz çığlığı

Boykotun sessiz çığlığı

Devamını Oku
06.04.2025
Plastik mermi, cop, tazyikli su ve bitmeyen tutuklamalar

Plastik mermi, cop, tazyikli su ve bitmeyen tutuklamalar

Devamını Oku
30.03.2025
Hep birlikte haykırıyoruz: ‘O gün bugündür!’

Hep birlikte haykırıyoruz: ‘O gün bugündür!’

Devamını Oku
23.03.2025
Cihatçılar Alevileri ve muhalifleri öldürürken...

Cihatçılar Alevileri ve muhalifleri öldürürken...

Devamını Oku
16.03.2025