Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Akdeniz’de ABD ambargosu!

25 Eylül 2019 Çarşamba

Dört sondaj ve araştırma gemimiz Akdeniz’de çalışmalarını sürdürüp, arada Mersin limanlarında ikmal yapıp bayrağımızı dalgalandırıyor.
Adları tarihimizin önemli sayfaları... Fatih, Yavuz, Barbaros Hayrettin Paşa, Oruç Reis...
Denizaltında yapılan araştırmalar hem göze gelmiyor hem çok masraflı. Yabancı bir sondaj gemisinin günlük maliyeti bir milyon dolardan başlıyor. Gemi bizim olursa günlük maliyet 300 bin dolara kadar inebiliyor. Zira sondajın mekanik ve kimyasal malzemeleri çok pahalı. Fiyatın yüksekliğinde bir etken de satıcıların tekel oluşu. Ana merkez ABD. Ona bağlı olarak yürüyen İngiliz ve Fransız firmaları var.
Türkiye başlangıçta yabancı gemilerle Akdeniz’de varlığını sürdürdü. Daha sonra Fatih sondaj gemisine sahip olduk. Onu Yavuz izledi.
Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) bu gemilerimizle Akdeniz açıklarında çalışmalarını sürdürürken malzeme konusunda sorun yoktu.
Kıbrıs açıklarına yaklaşınca durum değişti.

***

Değişen durum çok vahim; ABD, İngiltere ve Fransa Türkiye’ye ambargo uygulamaya başladı. Yaklaşık iki aydan beri sondaj için gerekli olan kimyasallar ve türevleri mühendislik hizmetleri Türkiye’ye verilmiyor.
Paramızla alacağız... Yok diyorlar...
Oysa bu ürünleri satan ve tekel oluşturan şirketler özel. Ancak ABD yönetiminin kararına uyarak satışı durdurdular.
ABD’den gelen karara İngiliz, Fransız ve İtalyan şirketleri de uydu. Karar metni Türk yetkililere de gösterilince Türkiye alternatif aramaya koyuldu. Çin bu ürünlerin benzerlerini üretiyor. Ancak Akdeniz gibi daha hassas çalışılması gereken yerlerde istenen sonuç alınamıyor. Bunun üzerine yeniden ABD, İngiltere kaynaklı ürünlerin sağlanması için harekete geçildi. Uluslararası piyasalardan geçici çözümler bulunmaya çalışılıyor ama bu durum önümüzü görerek çalışma yapılmasını engelliyor.
Kıbrıs yakınlarındaki Finike-1 ve Karpaz- 1 kuyularında servis, ekipman ve kimyasal aldığımız Schlumberger, Baker Hughes, Weatherford (ABD), Geo-log (İtalyan) antlaşmaları iptal ederek bu kuyular ve ada civarındaki kuyular için servis, mühendis, ekipman, malzeme sağlamayacaklarını belirtip çekildiler.
Oysa aynı firmalar Marmara Denizi çalışmalarına katılıyor.

***

ABD’nin Suriye’deki tutumu ortada; Türkiye’nin ulusal faydalarını gözetmeksizin Washington’da yaptığı planlardan vazgeçmiyor. Suriye’nin kuzeyinde iç savaş sonrası başlayan karanlık süreç devam ediyor. Şanlıurfa merkezli güvenlikli bölge sondaj çalışmaları şüpheli seyrediyor. ABD için çıkarlarını bölgede koruyacak silahlı güç lazım. Ötesi boş. Bölgede İsrail’den başka stratejik ortaklık yaptığı ülke de yok.
Benzer durumun Doğu Akdeniz’de de olduğunu görüyoruz.
1982’de Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi yayımlandı. O tarihten itibaren deniz kıyısı olan ülkeler münhasır ekonomik bölge (MEB) ilan edebilecekti. ABD, çevre denizlerdeki paylaşımı yaptı. Türkiye de Karadeniz’deki bölüşümü sorunsuz yaptı. Akdeniz’de petrol ve doğalgaz kaynakları tartışması 2003’te başladı. ABD, 2010’da Doğu Akdeniz’de 2 milyar varile yakın petrol, 4 trilyon metreküpe yakın doğalgaz rezervi olduğunu resmen açıkladı. O tarihten bu yana Türkiye en hafif anlatımla resmen uyudu. Sondaj gemisini alan, uluslararası konsorsiyumunu kuran, Akdeniz’in dibini geçti.
ABD’nin Exxon, Noble, İngiltere’nin BG, Fransa’nın Total, İtalya’nın Eni, Güney Kore’nin Kogas, İsrail’in Delek Drillinig Group şirketleri Mısır, İsrail, Ürdün, Filistin, Lübnan, Yunanistan ve Güney Kıbrıs’la anlaştı. Hepsi bir oldu, Doğu Akdeniz Gaz Forumu’nu kurdu.
Akdeniz’de en uzun sınırı olan Türkiye yok. Bir de Suriye.
Rusya, Suriye’nin MEB’inde yakın gelecekte var olacak.
Karadan sonra denizde de yalnız olan, çok çok geç kalmış olan Türkiye, tek başına varım demeye çalışıyor.
Ona da izin vermek istemiyorlar.
Hiç değilse bu aşamadan sonra sağlam bir “mavi vatan” stratejisi çizelim.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Asgari ortalama ücret! 12 Aralık 2024
Atatürk bakışı gerek 11 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları