Sigorta sicil kartı var hizmetleri görünmüyor

01 Mart 2022 Salı

- Soru: Eşim SGK’den üç ayrı sigorta kartı girişi olmasına rağmen ilk çalışma döneminde yedi yıl boyunca hiç prim yatırılmamış. O zamanın şartlarında işe girişte sadece sigorta kartı veriliyordu. Maalesef kontrol etme imkânı yoktu. Bu durumda üç ayrı şirketten işe girdiğine dair sigortası kartı olmasına rağmen primi hiç ödenmemiş. Bu durumda SGK’nin de hiç kontrolü olmamış. SGK’nin görev sorumluluğu yok mudur? Şirketler çoktan kapanmış. Dava açarsak kazanma şansımız var mıdır? Mehmet Baki A.

Birden fazla sigorta sicil numarası nasıl veriliyor?

Yanıt: Sosyal Güvenlik Kurumunca (SGK) sigortalı çalıştırmaya başlayan her işyerine işyeri sicil numarası verildiği gibi, ilk defa çalışmaya başlayan sigortalılara da sigorta sicil numarası verilerek işyerleri ve sigortalılar için tescil işlemi yapılmakta. Tescili yapılan sigortalılara 2010 yılına kadar ayrıca sigorta sicil kartı düzenlenerek verilmekte idi. Bu kartlar sigortalılarca saklanarak, işyeri değişikliklerinde tekrar işe giriş bildirgeleri, sicil kartlarında yazılı sicil numarasına göre işverenlerce düzenlenerek kuruma verilirdi.

SGK tarafından işlemlerin büyük ölçüde manuel olarak yapıldığı dönemlerde sigortalıların tekrar tescil işlemlerinde daha önceki sicil numaralarına erişim sağlanamadığından, bir sigortalıya birden fazla sicil numarası ve sigorta sicil kartı verildiği gibi, bir sigorta sicil numarasının birden fazla sigortalıya verildiği (mükerrer tescil) durumlarda olabilmekte idi. Emeklilik öncesi veya emeklilik işlemleri sırasında bir sigortalıya birden fazla sicil numarasının verildiğinin tespit edilmesi durumunda, sigortalının ilk çalışması dolayısıyla verilen sicil numarası ipka (geçerli), sonraki çalışmaları ile ilgili sicil numaraları iptal edilmekte ve hizmetler geçerli sayılan sicil numarası altında toplanarak aylık bağlama işlemi sonuçlandırılmakta. 

- SGK tescil ve hizmet kayıtları arasında entegrasyon var mı?

Sigortalı adına işveren tarafından verilen işe giriş bildirgeleri SGK’nin sigortalı tescil kayıtlarını, yine işveren tarafından düzenlenen muhtasar ve prim hizmet beyannamesi ise sigortalının hizmet kayıtlarını oluşturmakta. Hizmet bildirimleri daha önce üç ve dört aylık dönem bordroları ile yapılmakta iken 2004/Mayıs dönemi itibarıyla aylık yapılmaya başlandı. 2004/Mayıs dönemi itibarıyla sigortalı işe girişleri ile bu işe girişlere ilişkin hizmet bildirimleri arasında entegrasyon kurulmaya başlanmakla birlikte bu tarihten önce bu kontroller yok. Yani işveren sigortalıyı SGK’ye işe giriş bildirgesi ile bildiriyor ama hizmet bildirimi yapmıyor ve primlerini ödemiyor. Sigortalıların bunu kontrol etme yöntemi o tarihlerde sadece hastaneye gitmek için vizite kâğıdı almak. Hastaneye gitmediği sürece sigortalı olup olmadığını bilme şansı yok. Kurumun eski yıllarda bu kadar kontrol mekanizmaları yok. Zaten bu kontrolsüzlükler bugünün büyük ölçüde hizmet tespit davalarının konusunu oluşturuyor.

- Sigorta sicil kartı veya kurum kayıtlarında işe giriş tarihi olduğu halde hizmet yoksa ne yapılmalı?

Öncelikle kayden tespit yapılması için SGK’ye başvurmak gerekiyor. Sigortalı hangi ilde, hangi işveren yanında, hangi tarihlerde çalıştı ise kurumun o ildeki birimine müracaat ederek o işyerlerinin ilgili dönem bordrolarından araştırma yapılması istenilmeli. Bazen işverenler tarafından sigortalıların sigorta sicil numarası hatalı bildirildiği gibi, kurum da hizmet kayıtlarını oluştururken bilgisayara giriş işlemlerinde hata yapabiliyor. Bu durumda sigortalıların hizmetleri kendi sigorta sicil numaralarında değil, hatalı girilen sicil numaralarında görünüyor. Bu tür hatalı işlemler kurum tarafından tespit edilebiliyor. Ayrıca, işe giriş bildirgesinin çırak veya stajyer çalışmasına ait olup olmadığı da araştırılıyor.

Kurum kaydi inceleme sonucunda, tescil işlemi yapıldığı halde hizmet bildirimi olmadığını tespit ederse, sigortalılar bu durumda hizmet tespit davası açabilir.

- Hizmet tespit davasında süre sınırı var mı?

Hizmet tespit davası hak düşürücü sürenin işlediği bir dava çeşidi olup kanunda belirtilen sürenin geçmesinden sonra dava açılması mümkün değil. 5510 sayılı kanun; hak kaybına uğrayan sigortalıların, hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içerisinde iş mahkemelerinde (bulunmadığı yerlerde asliye hukuk mahkemelerinde) dava açabileceklerini öngörüyor. Ancak, buradaki hak düşürücü sürenin işlemesi sigortalının bildiriminin yapılıp yapılmadığıyla ilgili. Sigortalı bildirimi yapılmış ise hak düşürücü süre işlemiyor. Diğer bir ifadeyle, işveren sigortalının işe giriş bildirgesini vermiş ise sigortalı işten ayrıldığı tarihten itibaren beş yıllık süre geçmiş olsa bile hizmet tespit davası açabiliyor. Ancak sigortalı bildiriminin yapılmadığı durumlarda, hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içinde hizmet tespit davası açmak gerekiyor. 

EMEKLİYE EVDE MAAŞ

- SSK emeklisiyim. Hastayım ve yaşlıyım, maaşımı evimde alabilir miyim?

Yanıt: SGK ile PTT arasında yapılan protokol gereği emekli ve hak sahiplerinin talebi halinde, emekli aylıkları, hiçbir şarta bağlı olmaksızın ödeme tarihlerinde, bildirecekleri adreslerinde kimlik belgesi ibraz edilmek ve imza karşılığı olmak üzere kendilerine ödenebilmekte. Konutta ödeme ile ilgili herhangi bir ücret alınmamakta olup  emeklinin adresinde bulunamaması durumunda ödenecek aylık dağıtıcılar tarafından adrese en yakın PTT işyerine teslim edilmekte ve emeklinin tekrar aylığının konutuna getirilmesini talep etmesi halinde ikinci kez ücretsiz olarak konutuna götürülmekte.

Ancak, aylıklarını konutunda almak isteyen emekli ve hak sahiplerinin öncelikle SGK’den banka bilgisini PTT olarak değiştirmeleri gerekir.

SORULARINIZ İÇİN 

[email protected] adresine e-posta yollayabilirsiniz.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları