Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
"Sen Türkçem Kadar Güzelsin" - Prof. Dr. Yakut IRMAK ÖZDEN
Okurlarımızın çoğunun
anımsayacağı gibi, yazımın başlığı Nâzım Hikmet'in “Ferhat ile Şirin” eserinden bir alıntı..
Ferhat, Şirin'e olan aşkını, ona böyle
seslenerek dile getirir. Kanımca Nâzım'ın pek çok dizesini o denli etkileyici ve kalıcı kılan özelliklerden birini burada yine görürüz:
Tek bir insana karşı
duyulan aşk gibi tümüyle bireysel bir duygunun, bütün bir ülkenin ortak mirası
olan dil kadar toplumsal bir olguyla ustaca harmanlanması... Yanlış hatırlamıyorsam bu eser, Gülriz Sururi - Engin
Cezzar Tiyatrosu'nda 1970'li yıllarda sahnelenmişti.
Engin Cezzar Ferhat, Gülriz Sururi'yse
Şirin'in ablası Mehmene Banu rolündeydi.
Bu güzel piyesi seyretmeye ailecek gitmiştik. Ferhat, Şirin'e olan aşkını
yazımın başlığındaki ifadeyle dile getirince, yanımdaki koltukta oturmakta olan
babam -sanırım bir yandan gerçek
aşka karşı duyduğu saygı, öte
yandan Türkçemize olan
sevdası bir araya gelince- kendini tutamayıp en gür sesiyle “Bravo!”
diye bağırarak ayağa fırlamıştı...
BABAMIN DÜŞTÜĞÜ BOŞLUK
Bu yıl 26 Eylül'de Dil Bayramımızın 88., 1 Kasım'da da harf
devrimimizin 92. yıldönümünü
kutladık. Bu güzel vesilelerle sizlerle ikinci bir kişisel anımı daha paylaşmak
istiyorum... Yıl 1951, babam 14 Mayıs 1950 seçimiyle,
Halk Partili milletvekillerinin çoğu
gibi parlamento dışında kalmış...
O
dönemde, bugünkü
durumdan çok farklı olarak
Meclis’ten ayrılan milletvekillerinin ne emekli maaşları var ne de (üniversite
hocalığı gibi kamusal memuriyetlerden gelenler için) kendiliğinden eski görevlerine dönebiliyorlar.
Politikada yer aldığı 1943-1950 yılları arasında iş-işçi bulma kurumunu, işçi
sigortalarını ve Çalışma Bakanlığı'nı kurmuş olan babam Sadi Irmak, bir anda böyle bir boşlukta kalıyor.
Her
zaman kendi çıkarı yerine ülkesininkini düşünen her dürüst devlet adamı gibi,
dost ve taraftardan çok fazla
düşman edinmiş olması da
cabası... Ailece içine düştüğümüz bu ekonomik ve
sosyal bunalımdan bizi, babamın bazı Avrupa tıp fakültelerinden aldığı hocalık önerileri kurtarıyor. Ve böylece 1951'in 1 Mayıs gününde
kendimizi İsviçre'nin Lozan
kentine doğru yol alan bir trende buluyoruz.
Tren gara girerken tabelalarda “Lausanne” yazısını görünce
telaşla valizleri toplamaya çalışan
anne-babama şöyle feryat ettiğimi hatırlıyorum: “Yanlış yerde iniyoruz! Burası Lozan değil, Lausanne! (Harf devrimi
sayesinde fonetik özelliğini
kazanmış olan)” Türkçeden
başka dil bilmeyen, henüz 11 yaşında bir çocuğun Fransızcada “a” ve “u”harfleri
bir araya gelince “o”, “sanne” yazılanın da “zan”
okunacağını bilmesi olanaksızdı doğal olarak...
AYDINLANMANIN KAPISI
Harf devrimiyle Türkçemizde
her sesin alfabede tek bir harfle ifade edilir hale gelmesi okuma-yazma
öğrenmeyi çok kolaylaştırdığı
gibi, daha sonra da imla hatasına düşmeden
yazmayı sağlamıştır elbette... Pek çok
sesin, ancak alfabede yer alan birden fazla harfin bir araya gelmesiyle yazıya
döküldüğü Batı dillerinin çoğu bu kolaylıktan yoksundur.
Nitekim, yaşamımın ileriki yıllarında yurtdışında okurken üniversiteli sınıf
arkadaşlarımın bile kendi anadillerinde kaleme aldıkları yazılarda sık sık
yazım hataları yaptıklarına tanık
olmuşumdur.
Bu bakımdan harf devriminden kısa bir süre sonra “Dili Sadeleştirme Derneği” isimli bir
İngiliz kuruluşunun Atatürk'e bir kutlama telgrafı yollamış olması da ilginçtir sanırım. Harf devrimini
izleyen yıllarda, ülkemizde Cumhuriyet öncesi -erkek nüfusta bile- yüzde 9'un altında kalan okuryazar oranı
hızla yükselmiş ve bu önemli
devrimi izleyen 15 yıl içinde
ülkede basılan kitap sayısı, önceki
iki yüzyılınkini kat kat aşmıştır.
Harf devrimiyle gerek telif gerekse çeviri binlerce eser, kısa sürede Türk halkına ulaştırılmış ve böylece bu devrim Türk
aydınlanmasına açılan kapıda bir anahtar görevi üstlenmiştir.
PROF. DR. YAKUT IRMAK ÖZDEN
ATATÜRK KÜLTÜR VAKFI BAŞKANI
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması