Orhan Bursalı
Orhan Bursalı obursali@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

21. Yüzyılda Ortaçağ Üniversite ve Anlayışı

06 Ocak 2013 Pazar

Cuma günkü Cumhuriyet Bilim ve Teknolojide Celal Şengörün Başbakana tarihten bir hatırlatmayazısını okudunuz mu? 1964te ABDde siyahların da beyazlarla eşit oy hakkına sahip olmasıiçin Alabama eyaleti Selma kentinde bir yürüyüş yapılıyor. Yürüyüş eyalet polisi tarafından kanla bastırılıyor. Bir gazeteci polisin vahşiliğini filme alıyor ve ulusal TVler bunu yayımlıyor. \n

\n

Barışçıl bir yürüyüşe karşı bu gaddarlık ülkeyi ayağa kaldırıyor. Başkan Lyndon B. Johnson, yaşananKanlı Pazarkarşısında dehşete kapılıyor. Hemen süreci başlatıyor ve siyahlara 1965te eşit oy hakkı tanınıyor. \n

\n

Şengör diyor ki: Pettus köprüsü üzerinde olanların filmini seyredin, bir de ODTÜde olanların... Hemen hemen benzer olaylar olduğunu göreceksiniz... Ama iki ülkenin liderlerinin iki olay karşısındaki tutumlarının birbirinin tam zıddı olması, iki ülkenin liderlerinin demokrasi anlayışlarındaki farkı da gösteriyor...\n

\n

Biliyorsunuz, Başbakan ODTÜ baskınından sonra polislerini övmüş ve görevlerini yaptıklarını söylemişti!\n

\n

***\n

\n

Biri kalkar diyebilir ki olaylar farklı”. Ama konu bu kadar değil. Gelecek cuma günkü dergiye koyacağımız bir başka yazı, ODTÜ baskını ile, henüz 2 yıl önce yaşadığımız Boğaziçi Üniversitesine yine Başbakanlı polisin baskınının nasıl da tıpa tıp aynı olduğunu gözler önüne seriyor. Mehmet Yılmaz yazısında bununla yetinmiyor, taa 1200 sonbaharında polisin Pariste üniversite merkezi Latin Quartieri (Mahallesini) basarak öğrenci ve hoca avına girişmelerini de yazıyor: \n

\n

Beş öğrencinin öldüğü bu direnişin sonunda inzibatlar mahallenin dışına atılırlar. Öğrenciler ve hocalar Latin Mahallesinin etrafına barikatlar kurarak giriş-çıkışları engellerler. O gece hocalar önderliğinde bir toplantı yapılır. Bu toplantıda hocalar ve öğrenciler Latince Universitas adıyla, bir birlikiçinde kendilerini organize etmeye karar verirler. Hem güvenliklerini sağlamak hem de özlük haklarını elde etmek yani Başpiskopostan bağımsızlaşmak amacıyla kurulan bu birlikbugünkü üniversitenin doğmasına neden olmuştur.. 12. yüzyılda bir olay üniversiteyi doğururken ODTÜ olgusu 21. yüzyıl Türkiyesinde Üniversitelerin Ortaçağını su yüzüne çıkartmıştır...\n

\n

***\n

\n

İki yıl önce Boğaziçi Üniversitesine giden Başbakanın polisinin, bir grup öğrencinin protestosu karşısında gösterdiği gaddarlığı, 200 kadar öğretim üyesi bir bildiri ile şöyle kınamıştı:\n

\n

Kampus, dışarıdan getirilmiş olan çeşitli resmi ve sivil emniyet güçleri tarafından adeta teslimalındı. Üniversitenin sokak ve meydanları öğrencilere ve öğretim üyelerine yasaklandı. Hükümete yönelik eleştirilerini pankart ve sloganlarla dile getirmek isteyen öğrenciler tartaklandı, ablukaya alındı, üzerlerine biber gazı sıkıldı. Çevik kuvvet bazı binaların içine, odalara kadar girdi, öğrencileri kovaladı Bu orantısız ve abartılı polis gücü ve şiddet karşısında öğrencilerimizin hiçbir şiddete başvurmadan sivil protesto geleneklerini koruyabilmelerini bizim şansımız ve öğrencilerin kutlanması gereken bir erdem olarak görüyoruz.\n

\n

Çevik kuvvet, Başbakanlık korumaları ve sivil polis bu sınır/hukuk tanımaz tavrıyla üniversite özerkliğini ayaklar altına almış, ifade özgürlüğü ve temel demokratik hakları hiçe saymıştır. O gün üniversitenin köklü gelenekleri, ilkeleri ve akademik onuru çiğnenmiştir...\n

\n

***\n

\n

Biliyorsunuz, köksüz ve geleneksiz Başkanın Rektörleri”, ODTÜ, öğretim üyeleri ve öğrencilere karşı, utanç verici bir şekilde, Başkanve polislerinin yanında saf tutmuşlardı! Unutmadan belirtelim: İTÜ dahil...\n

\n

Akademik ilke, akademik onur vs... Ne demiş bir rektör: Hükümetten yana olmayan rektör mü var?..\n

\n

Var, bir tane bile olsa elmas değerindedir ve evrensel üniversiteyi, ilkelerini, onurunu, anlayışını temsil eder. Bu bile bizi ileri götürmek için bazen yeterlidir.\n

\n

Gerektiğinde cüppesini alıp rektörlük koltuğunu, evrensel ilkeler uğruna terk edemeyecek kişiler de kâğıt üzerinde rektördürler... \n

\n

Başbakan ve adamları asla çağı temsil etmiyorlar...

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları