Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Yargıyı AKP'leştirmek!
Şu AKP’liler Alman adaletini, Deniz Feneri davasına bakan mahkemeyi, yargıçlarını, savcıyı ve soruşturmayı yapan komiseri bir ele geçirseler neler olurdu? Sürüm sürüm süründürürlerdi! Baskılar, yer değiştirmeler, AKP yandaş medyasının linç girişimleri ile davayı zıvanadan çıkarırlardı... Frankfurt’taki davayı beraatla sonlandırırlardı ve/veya kan gövdeyi götürürdü!
Önceki günkü ve dünkü Cumhuriyet’teki haber durumu anlatıyor: Şehitlere kelle ve Öcalan’a sayın diyen RTErdoğan’ı, şehit ailelerinin başvurusu üzerine 3’er kuruş tazminat ödemeye mahkûm eden mahkemenin yargıcı Sevgi Övüç’e, Adalet Bakanlığı’nın görevlendirdiği 6 “müfettiş”, “denetim” veya “sorgu” baskını yapıyor! Bakanlık, yargıç hakkında soruşturma açıyor; nedeni, mahkeme kararlarının gerekçelerini yazmakta gecikmesi...
Neden gecikmiş? Bakanlık Övüç’e gerekli destek eleman vermemiş! Yargıç her şeyi tek başına yapmak zorunda bırakılmış. Dolayısıyla Övüç’ün biriken gerekçeleri yazması fiziki olarak (zaman yokluğu) mümkün olamıyor!
Yani Adalet Bakanlığı, önce yargıcın elini kolunu bağlayıp sandalyeye oturtuyor, sonra “şu su bardağını bize ver bakalım!” veya yargıcın önüne bir kamyon dolusu dosyayı yığıyor sonra da “Şunları bir gün içinde karara bağla” diyor!
Eğer ortada bir “suç” varsa, bunun teşvikçisi ve yaratıcısı Bakanlığın ta kendisi!
Bakanlık, adalet değil adaletsizlik dağıtan yapısına baksın önce! Mahkemelerin neden her davaya üç-beş ayda bir gün vermelerinde kendi ihmallerini, yeteneksizlik ve yetersizliklerini kamuya açıklasın!
Adalet Bakanlığı yargının sorunlarını çözeceğine, müfettişleri marifetiyle, özellikle AKP’ye ve iktidara ucu dokunacak konuları “cısss” ilan ediyor, dikkat et elin kolun yanar, diyor... Yargıç Övüç’e 6 müfettişin “ifade alma” baskını, aslında bütün yargı sistemine verilen “Ayaklarınızı denk alın” mesajıdır!
***
Yargı bağımsız değil! Bunu bağımsız hukukçuları bir yana bırakın, yargının en üst kurulu Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başkanvekili Kadir Özbek diyor. Akşam gazetesi muhabiri Ersin Bal’a yaptığı açıklamada, “12 Eylül öncesi Yüksek Kurul’u arıyoruz... Siyasi iktidarlar yargı benim elimde olsun anlayışıyla hareket etti... Bugünkü HSYK’nin sekreteryası bile Adalet Bakanlığı’na bağlı. Yazı yazdıracak kâtibimiz bile yok...” diyor.
Başka? “Yargı bağımsızlığı, demokraside olmazsa olmaz bir kuraldır. Yargının da kendi içinde bağımsız olması gerekir. Bir hâkimin, önce kendisine karşı bağımsız olması şart... Hâkim ve savcılar hakkında yapılan şikâyetler Adalet Bakanı’nın izin vermesi durumunda, Teftiş Kurulu Başkanlığı müfettişleri tarafından soruşturuluyor. Teftiş Kurulu’nun bağlı olduğu Adalet Bakanı, siyasi bir partinin temsilcisi. Böyle olunca, Teftiş Kurulu Başkanlığı siyasi iradeye bağlı bir kurum, müfettişler de bakanlığın ajanı gibi algılanıyor. Teftiş Kurulu’nun, HSYK’ye bağlanması gerekir...”
Yargıç Özbek başka ne desin!.. Şunu da diyor: “Bugün bakanlık izin vermezse ‘Soruşturma aç’ deme yetkimiz bile yok. HSYK’ye ulaşan şikâyetleri, üst yazı ile bakanlığa gönderiyor ve sonucunun bildirilmesini istiyoruz...”
Bağımlı yargının ta kendileri!
AKP, yargıyı elinde tutuyor! Adalet Bakanı ve müsteşarı 7 kişilik HSYK’nin doğal üyeleri! Adalet Bakanlığı, kendine bağlı müfettişleri de, tamamen kendi adamlarından oluşturmak için üstelik çeşitli girişimler içinde... Denetim, giderek siyasallaştırılma yolunda!
***
Yargı, AKP’nin en önemli hedeflerinden biri! Bizzat RTErdoğan yargı tarafsız değil, deyip duruyor... “Yargı tarafsız değil” demesi, aslında “Yargı bizden taraf değil” anlamına geliyor!
RTErdoğan’ın tarafsızlık kavramı ve içeriğinden ne anladığını, yandaşı olmayan basına karşı açtığı savaştan çok iyi biliyoruz: Tarafsızlaştırmak, AKP’leştirmek demektir. Adamlar, bağımsız sözcüğünden nefret ediyor!
RTErdoğan iktidarının yargıya bakışları da, tıpkı basına bakışları gibidir! İktidar, el altından ve el üstünden, yardakçı ve cellat basını aracılığıyla ne hukuk bırakıyor, ne insan hak ve özgürlükleri... Ergenekon soruşturmasında bunu yaşıyoruz...
Bir de, pek çok örnekte!
Pazar yazımda ele alacağım, bir savcı üzerinde aylardır sürdürülen alçakça linç olayı, bunun çok tipik örneklerinden biridir!
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- Colani’nin arabası
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Milletvekilleri Genel Kurulu terk etti!
- Erdoğan'dan Suriyeliler açıklaması