Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
AB ile ‘kandırmaca oyununa’ devam
AB Komisyonu’nun Türkiye’nin demokrasi -ve özellikle de basın özgürlüğü- açısından “gerilediği” noktayı tekrar gözler önüne seren bu yılki “İlerleme Raporu” fazla dalga yaratmadı. Zaten içinde bilinmeyen, beklemeyen bir şey de yok.
Bu yıl yeni olan asıl husus, demokrasimiz hakkındaki sert eleştirilerinden dolayı raporun yayımlanmasının, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “kıyak” olarak, seçimler sonrasına ertelenmiş olmasıdır. AB Komisyonu böylece kendisini de “deşifre” etmiş oldu.
Antidemokratik olarak eleştirdiğiniz bir iktidara böyle bir siyasi “lütufta” bulunuyorsanız, inandırıcılığınız kaçınılmaz olarak zedelenir. Söz konusu iktidara destek veriyormuş görüntüsünden de haliyle kurtulamazsınız. Nitekim mülteci krizinden dolayı sıkışan AB’nin, daha önce “otoriter” olarak sert eleştiriler yönelttiği Erdoğan’a şimdi nasıl sarıldığını görüyoruz.
Raporun ekonomimiz hakkında, hem hükümeti, hem de yabancı yatırımcıyı memnun eden olumlu tespitleri de dikkat çekici. Siyasi açıdan Türkiye’yi eleştiren, ekonomik açıdan ise öven bu yaklaşım ile gerçek Avrupa ortaya çıkmış oldu.
Rapor böylece, antidemokratik koşulları nedeniyle Türkiye’nin AB üyesi olamayacağını bir kez daha teyit edip Avrupa’daki malum kesimleri sevindirirken, aynı zamanda Türkiye pazarını önemseyen Avrupa sermayesini rahatlatmış oldu. Bu görüntüye bakarken ister istemez geçmişin “onlar ortak bir pazar” söylemi akla geliyor.
Fakat burada mevcut koşulları kendi lehine çevirmeye çalışan Avrupa’ya kızmamak lazım. İlerleme Raporu’nda altı çizilen demokratik ihlalleri yaratan sonuçta AB değil, Türkiye’deki iktidardır. Özetle Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerde bir riyakârlık söz konusu ise bunun Türkiye ayağını göz ardı edemeyiz.
Peki, “Sarkozy yaklaşımı” aleni bir şekilde ortadayken AB’nin hiç suçu yok mu? Elbette ki var. Hem de çok büyük. “Türkiye Avrupalı değil” diyenler özünde ırkçılık yatan kültürel ve dini nedenlerle hareket ediyorlar.
Fakat Avrupalı sağcılar nasıl Türkiye’yi dini ve kültürel nedenlerden dolayı hazmedemiyorlarsa, AKP destekçilerinin de aynı nedenlerle Avrupa’yı hazmedemedikleri apaçık ortada. Özetle AKP iktidarı Avrupa sağının işini kolaylaştırdı.
Demokrasimizi alabildiğince geliştirip “kültürel” anlamda değil, “özgürlükler” anlamında “Avrupalı” olduğumuzu kanıtlayabilseydik, Sarkozy gibilerin kozları ellerinden alınabilirdi. Fakat buna yapamadık.
Şahsen Türkiye’nin artık “AB üyeliği” diye bir derdinin kaldığını sanmıyorum. Buna rağmen adaylık perspektifimizin, en azından kâğıt üzerinde, canlı tutulmaya çalışılması ise sadece bir formaliteden ibaret. Bunun ardında, adaylığın son erdirilmesinin yaratacağı olumsuz siyasi ve ekonomik etkileri engelleme arzusu yatıyor.
Türkiye’nin bu koşullarda AB üyesi olamayacağını bilmek, AB’ye “üyelik perspektifi kandırmacasını” rahatlıkla sürdürme olanağı sağlıyor. Türkiye ise “AB çapası” yerine neyi ikame edeceğini bilemediği için bu oyunu sürdürüyor.
Kişisel iddiam, Batı dünyası için büyük stratejik ve ekonomik önemi olan Türkiye çağdaş demokratik standartları yakalayabilse, Avrupa Türkiye’nin üyeliği için bastırırdı. Türkiye de, Norveç gibi, göreli avantajlarını gözeterek sonunda üye olup olmama lüksüne sahip olurdu.
AKP iktidarı altında demokrasimizin ciddi şekilde gerilediği bir sırada bu iddia elbette ki sadece ham bir hayalden ibarettir. Bazı şeylerin mayanızda olması gerekiyor.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması