Türkiye Suriye’de maceraya girer mi?

14 Mayıs 2015 Perşembe

Dış politika ile iç politika hiçbir ülkede birbirinden tümüyle bağımsız değildir. Ancak, Türkiye’de bu durum hiçbir zaman Suriye konusunda görüldüğü kadar birbirine girmemiştir.
Son dönemde, Türkiye ile Suudi Arabistan’ın gizli bir askeri anlaşma çerçevesinde Suriye’ye askeri müdahalede bulunacaklarına dair bir ayağı içerde, bir ayağı dışarıda olan bir dezenformasyon kampanyası yürütülüyor. Burada “dezenformasyon” ifadesini, “Türkiye iki gün içinde Suriye’ye girecek” iddiasını ortaya atanlardan çok daha emin bir şekilde kullanmak mümkün.
Türkiye ile Suudi Arabistan’ın Esad’ı devirmek için böyle bir müdahalede bulunacaklarına, bunun ilk aşamasındaysa Türkiye’nin uzun zamandır istediği fakat Batı’yı hâlâ ikna edemediği “tampon bölgeyi” kuracaklarına dair söylentileri doğrulayacak mantıki parametreler ortada yok. İddialar faraziyeler üzerinden yürüyor.

Tespit değil temenni
Süleyman Şah operasyonunun beklenmedik bir şekilde gerçekleştiği doğru tabii. Ancak bu “ofansif” değil “defansif” olan küçük ölçekli bir operasyondu. Söylentilerdeki müdahale ise Türkiye’nin savaşa girmesianlamına geliyor. Üstelik girildi mi, çıkışının nasıl olacağı belli olmayan bir savaş.

Bu tür bir maceraya atılacak olan Türkiye, karşısında sadece Suriye rejimiyle Esad’a destek veren Rusya gibi global ve İran gibi bölgesel güçleri değil, kimin adına Suriye’de “vekâleten” savaştıkları belli olmayan bir dizi radikal grubu da bulacaktır.
ABD Savunma Bakanı Ashton Carter birkaç gün önce Senato’da Suriye’de kurulacak olası bir tampon bölgenin “ciddi bir savaş hazırlığı” gerektireceğini açıkça belirtti. Bunu ABD adına söyledi, fakat aynısı Türkiye için geçerli.
Peki, şu anda içerde bölünmüş ve kavgalı olan, bu arada kamuoyunun desteklemesi mümkün olmayan böyle bir savaşa Türkiye hazırlanıyor mu? Böyle bir savaş için gerekli olan “ileri cephe hazırlıkları” bir yana, gerekli olacak iç güvenlik tedbirlerinin alındığına dair herhangi bir emare var mı?
Bazıları, ideolojik hesaplarla geleneksel Türk dış politikasını altüst etmiş olan, buna rağmen hiçbir hesabı tutmayan AKP’nin, sırf siyasi çıkarları uğruna böyle bir macerayı girişebileceğini düşünebilir. Hükümetin, özellikle de 2009 yılından sonraki dış politikasını en hararetli eleştirenlerden biri olarak, bu olasılığa şahsen para yatırmam.
Bu arada, özellikle ABD basınında çıkan ve Türkiye ile Suudi Arabistan’ın Suriye’ye girmelerini sanki “an meselesiymiş” gibi göstermeye çalışan haberleri ise “tespit” değil “temenni” kaleminden görmek daha gerçekçi olur.

Öncelik yangını söndürmek
Türkiye’yi bir yana bırakalım, sivil kayıpların giderek arttığı Yemen operasyonunu yüzüne gözüne bulaştırmak üzere olan bir Suudi Arabistan’ın, Yemen’den çok daha zorlu olan yeni bir askeri cephe açmaya hazırlandığını düşünmek de pek makul görünmüyor.
Öte yandan, Türkiye ile Suudi Arabistan Esad’a karşı savaşan çeşitli gruplara zaten yaptıkları bilinen yardımlar konusunda daha yakın eşgüdüm sağlamayı kararlaştırmış olabilirler. Fakat bu başka, Suriye’ye doğrudan müdahale konusu başka.
Kaldı ki, bu durumda bile, Suriye’deki muhaliflerin uzun süredir istedikleri fakat Batı’nın “radikal İslamcıların eline geçer” diye vermediği ağır silahları ABD’den izinsiz olarak göndermeleri mümkün değil.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümet kaynakları, Suriye krizine siyasi çözümden başka çözüm yolu olmadığını söyleyenlere ki buna CHP de dahil kızıp bunları “Esad yanlısı” ilan edebilirler. Fakat tüm yaşananların ışığında bakıldığında işin acı gerçeği budur.
Bu krizin askeri yoldan sonlandırılması her zamankinden zor görünüyor. Esad’ın hesabı kuşkusuz Miloseviç’inki gibi, zaman içinde görülecektir. Ama bugünün önceliği yangını söndürmektir, körüklemek değil.
Türkiye ile Suudi Arabistan’ın girişecekleri olası bir askeri müdahale işi daha karmaşık hale getirmekten başka bir işe yaramayacaktır. Bu arada kendilerini yakma olasılığı da yüksek.
TSK bunları açıkça görürken AKP’li kurmaylarının da bazı gerçekleri artık anlamış olmaları gerekiyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları