Darbeciler Darbelerle Hesaplaşmaz

29 Kasım 2012 Perşembe

Evet, insan hakları, demokrasiyi içselleştirmemiş, hukuk devleti düzeni işleyişinin önünü açmamış siyasi irade, kendi darbesini gerçekleştirme, düşman bellediklerini, tehdit algıladıklarını yok etme güdüleri ile yola çıkan darbeciler darbelerle hesaplaşamaz, darbelerle hesaplaşmak zaten hesaplarına uymaz. Rejimi, düzenin işleyiş çarklarını değiştirmek üzere yola çıkan askeri-sivil darbeciler, olsa olsa kendileri için tehdit gördüklerini, düşünceleri, örgütlenmeleriyle kırmak, yok etmek üzere, darbelerle hesaplaşmayı slogan, paravan olarak kullanır. Siyasi hesaplarla, hukuk devleti düzeni, demokrasi, insan hakları arayışlarından kopuk, rövanş, kin, intikam duygularıyla çıkılan yolda, askeri-sivil darbe hukuku kullanılarak gerçekleştirilen sorgulamalar, araştırmalar, yargılamalarla hak-hukukun karşılığı gerçek bir sonuca ulaşılmasından söz dahi edilemez.

\n

Terör örgütü iddiasına ilişkin hâlâ kanıt sunulmamış Ergenekon davasında sona doğru adımlar atıldı. Odatv davasının birleştirilmesine, davayı uzatabileceği gerekçesi ile onay gelmedi. Yargılamanın makul süre içinde, dağılmadan sonuçlanması kaygısı izlenimini veren bu karar karşısında gülmek mi ağlamak mı gerek bilemedim...

\n

***

\n

Odatvnin çoğunluk gazeteci sanıklarının avukatlarının söz konusu talep karşısında yaptıkları savunmalarda ortaya koydukları kimi veriler, bir önceki duruşmadan çok taze belleğimde çünkü. Birleştirilmiş davalar tuz biber, arapsaçına dönmüş Ergenekon davasının bugüne kadar yargılamanın içine alınmış yazılı dosya bilgileri üzerinden yapılan kaba bir hesaba göre sanıklar, avukatları, yargıçlar, savcılardan her kimse; (ki hepsinin de hak ve sorumluluk olarak bunu yapmış olmaları gerekirdi) dava dosyalarındaki tüm yazılı belgeleri okumaya kalkışsalar, günde 24 saat aralıksız okuma koşulu ile 10 yılın üstünde bir zamana gereksinimleri var. Yani davanın gereğinin hak ve sorumluluk olarak yerine getirilmesinin maddi koşulu ortada yok. Ne suçlayan ne de savunan, yargılamanın bedelini ödeyen mağdurlar adına hukuk düzeninin işletilebilmesi söz konusu değil. Düşünün ki yargılamada sadece yazılı tutanakların okunabilmesi için bile aynı koşullarla günde 24 saat üzerinden 1-2 yıl gerek...

\n

Yargılamanın kanıtların alınması, kullanılması, kişilerle suçun ilişkilendirilmesi, birbirini tanımayanlar, hiç bir araya gelmeleri söz konusu olamayacaklar üzerinden oluşturulmuş terör örgütü senaryosu, gizli tanıklıklar, hukuksuz kanıtlar.. insan hakları, hukukun işleyişi ihlallerinin devasa boyutları üzerinden; Ergenekon davasında, çıkacak kararlar, yargılamanın sonuçlarında, hak hukukun işlediğini kim söyleyebilir?

\n

***

\n

TBMM Darbe Komisyonunun biten raporu üzerinden, demokrasimizin gelişmesi anlamında yararlı bir sonuç alınabilseydi bari. Darbelerin mağduru kilit siyasi kişiler, tanıklar dinlenerek hazırlanmış bir rapor, önerileri var. Sonuç değerlendirmelerine bakınca, siyasetin en yetkin kişileri konumunda parlamenterlerin elinden çıkmış bir raporda, gerçekten darbelerle hesaplaşma, insan hakları, demokrasimizin gelişmesi adına sevinilecek bir tablodan söz etmek zor. Besbelli raporu kaleme alan parlamenterlerin çoğunluğu için de demokrasiyi özümsemiş bir kimlikle darbelerle hesaplaşma olgusu geçerli değil. Kendi pencerelerinden, kendi dünya görüşlerine göreözlemi duyulan rejime, iktidar gücüne göreyandaş, karşıt darbeler ayrımı yapılarak, gerçekleri tepetaklak eden sonuçlara ulaşılmış.

\n

Meclis raporunda ne kadar önemli bilgiler, veriler olursa olsun, darbelerin önünü kesme adına kimi anlamlı değerlendirmelere yer verilirse verilsin, sadece tarihe yönelik değil, bugüne, geleceğimize dönük, öylesine ağır iktidarlarının bakış açısı ile gerçeklerin çarpıtıldığı çıkarımlar var ki... Demokrasimizi yönlendirme, önümüzü açma niteliği baştan ağır darbeler yiyor. Sanki Kurtuluş Savaşı destanının yazılması sonrası, Cumhuriyetin kuruluşu, Atatürk devrimleri süreci günümüze kadar diktatoryal bir yapıda işlemiş, halkımızı mağdur etmiş... Yetmemiş, arada çok partili süreçleri kıran askeri darbelerle Cumhuriyet rejimi daha da diktatoryal nitelik kazanmış...

\n

Cumhuriyetin kısa kuruluş süreci dışında, çoğunlukla merkez sağ siyasi iktidarlar elinde günümüze kadar, emperyal sisteme bağlı, biçilen rollerle uyumlu yönetildiği gerçeği yok sayılıyor. Sivil çoğunluk diktatörlüğü niteliğini kazanmış iktidar icraatlarının sözü edilmiyor. Askeri darbelerin aslında aynı düzeni yaşatmak adına yine emperyal sistemin onayında sahneye konduğu, derin devlet suçlarının dönemin iktidarlarına ait olduğu atlanıyor. 12 Marttaki insan hakları, demokratik kısıtlamalar yetersiz bulunarak 12 Eylülün sahneye konduğu, Özal rejiminin bu darbenin ürünü olduğu, sivil-askeri darbelerin ortak amaç, paydaları.. yoka sayılıyor...

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bugün 23 Nisan... 23 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları