Çiğdem Toker

Yalan ‘Devlet’in Temelinde

06 Ağustos 2014 Çarşamba

Haberi sayfalarımızda.
Hükümet, 70 yıllık “Saraçoğlu Mahallesi”ni satacak.
Anıt ağaçları (çınar, atkestanesi) ve Ankara’nın göbeğinde olmasına karşın, sakin kalabilmiş bu tarihi mahalle üzerindeki Maliye Bakanlığı tahsisleri artık yok!
Satışın önündeki son engeli de kaldıran Bakanlar Kurulu kararı Resmi Gazete’de yayımlandı.
Kararın altında, görevi devretmesine sayılı günler kalan Cumhurbaşkanı Gül’ün de imzası var.
Yaygın adıyla, “Saraçoğlu” ya da “Devlet Mahallesi” diye bilinen lojmanlar için 1945 yılında, dönemin kamu bankası Emlakbank görevlendiriliyor.
Ulusal mimari anlayışını benimseyen Alman mimar Paul Bonatz başkanlığındaki Türk mimarlarca da yerel öğeleri öne çıkan bir anlayışla yapılıyor.
Devlet Mahallesi”ni satışa açan karardaki listeye baktım:
Çankaya ilçesi Yenişehir ve Namık Kemal mahallelerinde 860 metrekareden başlayıp 19 bin 498 metrekareye kadar değişen büyüklükteki 16 parselin, toplam yüzölçümü, 94 bin 297 metrekareye ulaşıyor.
94 dönümü aşkın bir alandan bahsediyoruz.

***

Hükümet, 37 dönümlük bu tarihi alanı satma gerekçesini “ekonomiye kazandırmak” diye açıklıyor...
Bu gerekçenin arkasında büyük bir yalan var.
Yalan olan, bir Cumhuriyet yapısı olan “Devlet Mahallesi”nin üzerinde AVM’ler, mağazalar bulunan bir ticaret merkezine dönüşmek üzere açılacak ihalelerle, Başbakan’a yakın müteahhitlere satılacağı değil.
Bu satışı mümkün kılmak için hazırlanan “kanun yoluyla hile” de.

***

O hileyi gözümüzün içine baka baka yaptılar.
Kanunları, Resmi Gazete’yi kullana kullana tasarlanan “Devlet Mahallesi” yalanının geçmişi, 8 Şubat 2013’e uzanıyor.
Bakanlar Kurulu toplanıp diyor ki:
“Ankara ili Çankaya ilçesi Namık Kemal Mahallesi sınırları içindeki alan risklidir. Burayı ‘riskli alan’ ilan ediyoruz.”
Gerekçeye koyduğu kanun maddesini açıp bakıyorsunuz: Bir yere “riskli alan” demek için “zemin yapısı ve üzerindeki yapılaşma nedeniyle can ve mal kaybına yol açma ihtimali” olması lazım.
Karar yayımlanınca o zaman çalıştığım gazeteden, dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’a ulaşarak, “Devlet Mahallesi’nin zemini gerçekten riskli mi? Tarihi binalar yıkılacak mı” diye soruyorum.
Yolsuzluk operasyonu nedeniyle istifa etmek zorunda kalan Bayraktar da, o gün, “Aslında bu durumda olan sadece birkaç bina var. Zaten amacımız yıkım değil. Başkent’e değer katacak bir kültürel kimlik projesi hedefliyoruz. Birkaç zorunlu istisna dışında tescilli binalar yıkılmayacak, anıt ağaçlar kesilmeyecek” diyor.
Saraçoğlu Mahallesi’nin müze, sanat galerisi, ofis, kafe, restoran, butik otel gibi alanlardan oluşan komplekse dönüşeceğini açıklıyor.
Şimdi göreceğiz...
30 dönümlük “Devlet Mahallesi”, kararda belirtildiği gibi, “aslına uygun biçimde restore edilecek” mi, “bölgenin özgün yapısı korunacak” mı?..
Atatürk Orman Çiftliği’nde binlerce ağaç kesilmişken; işin içinde TOKİ ve Özelleştirme İdaresi varken bu nasıl mümkün olacak?
Satışın önünü açabilmek için, “riskli alan” yalanıyla başladıkları bir projeyi, anıt ağaçları kesmeden, eski yapıları yıkmadan yalansız nasıl tamamlayacaklar?
“Devlet Mahallesi” bu... Yalanı eksik olmaz.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hoşça kalın 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları