Özgür Mumcu

Peygamberdevesi

18 Ağustos 2014 Pazartesi

Geçen sene gerçekleşen bir olay sebebiyle siyasetle ve siyaset yazmakla bütün ilişkimi kesmeye karar vermiştim. Bahsettiğim olay gazetelerde yaklaşık şöyle yer almıştı:
“Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’nin 2012-2013 öğretim yılı açılışında konuşan başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi rektörlüğü tarafından fahri doktora verildi.”
Memlekette kuvvetlerin uzunca bir süredir Recep, Tayyip ve Erdoğan şeklinde üçe ayrıldığı zaten hissedilmekteydi. Yasama, yürütme, yargı diye ayrılamıyor demek ki. Ya hava, kara, deniz diye ya Recep, Tayyip, Erdoğan şeklinde. Bu da memleketin makûs talihi.
Bu fahri doktora meselesinde beyefendinin ismini bir cümlede o kadar çok okumuştum ki artık sadece kuvvetlerin değil, neredeyse her şeyin şahsında birleştiğine ikna olmuştum.
Maalesef o haberi okuduğumda edindiğim o parlak şuur anını kısa sürede yitirdim ve vakitlice bu siyasi yazı çizi meşgalesinden uzaklaşma kararımı gerçekleştiremedim. Oysa o haberden sonra belki de ne yazılsa nafile.
Herkesin ikinci bir şansa hakkı vardır düsturu gereğince geçen hafta yine bu işlerden uzaklaşmak için elime bir fırsat daha geçti.
Sayın Erdoğan cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarını değerlendirirken “Peygamber efendimizi bile desteklemeyenler oldu. Bizi de yüzde 52 destekledi” buyurdular. Böylece kendisine oy vermeyenler de “müşrik” ilan edilmiş oldu. O günden beri sürekli surette Çağrı filmini izleyerek ibret almaya çalışıyorum. Erdoğan’a oy vermedim. Müşrik miyim?
Hadi Erdoğan’a oy vermeyenleri geçelim. Balkon konuşmasında Erdoğan’ın kendisine oy vermeyenlerin de kazandığını ileri sürmesini hatırlayıp gönlümüze ferahlık verelim. Herhalde Erdoğan “Bana oy vermeyenler ‘müşrik’ statüsü kazandılar” demenin dışında da bir şeyler kastetmekteydi diye ümit edelim.
Peki Erdoğan’a oy verdiğini düşündüğüm İsmail Eser’e iade-i itibar yapılacak mı?
Kim mi İsmail Eser? Kendisi AKP Aydın il başkanıydı. 2010 senesinde Erdoğan için “ikinci peygamberimiz” dediği ortaya çıkmıştı.
İsmail Eser’i partiden ihraç ettiler.
Aslında hemen ihraç etmediler. Önce uyardılar, İsmail Bey iddiasında ısrarcı olunca partiden ihraç ettiler. Sayın Erdoğan da o dönem konuya şöyle açıklık getirmişti, hâlâ hatırlarım:
“Peygamberlik zinciri kapanmıştır. Artık bir peygamber yoktur. İkinci bir peygamber olarak biz bu dinin mensupları olarak bunu göremeyiz.”
Bu söylenenlerde “peygamberlik zinciri” kapanmamış olsaydı bir düşünürdük iması da yok değildi, ancak yine de Erdoğan’ın peygamber olduğu iddialarına cevabı açıktı.
Gelgelelim İsmail Eser’in partiden ihraç edilme pahasına Erdoğan’a ısrarla ikinci peygamber demesi de yabana atılmamalı. Başbakan’ın geçen haftaki “Peygamber efendimizi bile desteklemeyenler oldu” açıklaması, zamanın AKP Aydın il başkanının biraz haksız yere partiden ihraç edildiğini gösteriyor.
Ben buradan bir iade-i itibar çağrısında bulunuyorum. Hatta İsmail Bey öngörüsü ve Erdoğan’a ısrarlı imanı sebebiyle taltif edilmeli ve yeni hükümette kendine kabiliyeti nispetinde bir yer de bulmalı. Kendisine “Başbakana dokunmak bile bence bir ibadettir” diyen AKP Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin de eşlik ederse her şey daha da güzel olacaktır.
Recep Tayyip Erdoğan’a Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi fahri doktora verince ayılamadım. Şimdi Erdoğan kendi oy oranını peygambere zamanında verilmeyen destekle izah edince akıllanır mıyım?
Uzunca bir süredir bu ülkede siyaset hakkında yazmak, yanlışlıkla bir tımarhaneye kapatılmış birinin günlük tutmaya çalışması gibi.
Peygamber meselesi hassas mesele. O sebeple bu ilahiyat tartışmasını bir kenara bırakıp doğa bilimlerine eğilelim ve peygamberdevelerinden bahsedelim: “Peygamberdeveleri avlarını başları dik, ön bacakları kalkık bir biçimde hareketsiz durarak ya da öne arkaya yavaş yavaş sallanarak bekler. Bu davranışları ona dua ediyormuş görünümü verir.”
Ne garip böcek bu peygamberdevesi.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tutuklu yargı 5 Eylül 2018
Kimiz biz? 29 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları