Doğum Kontrolü -İhanet - Onlar

25 Aralık 2014 Perşembe

Tam yolsuzluk oylaması öncesi, Erdoğan, bir nikâh töreninde konuştu:
“Bu ülkede yıllarca bir doğum kontrolü ihaneti yaptılar ve neslimizi kurutma yoluna gittiler. Neslin önemi, gücü ekonomide olduğu gibi manen de çok önemli.”
Sosyal medya bir kez daha hepimizi gülmekten kırdı geçirdi. “Eyyy Prezervatif” diye başlayıp doğum kontrolünü “paralel”e, “darbe girişimine” bağlayanlar oldu... “Benim yumurtalık bacılarıma, sperm kardeşlerime yıllarca zulüm ettileeer” diyene; “Hayaldi gerçek oldu: Kondoma da karıştı” diyene ben de çok güldüm!
Gelin görün ki, şu yukarıdaki “ihanet” nutkunu bir kahvede cahil adamın teki atıyor olsaydı gülüp geçmek daha kolay olurdu. Çünkü tutup da bu her yanı yanlış cümleyi, zihniyeti düzeltmeye kalkmazdı insan!
Şimdi bu ifade biçimini neresinden düzeltmeye başlasam?..

Milletin gücü
Yukarıdaki söylemi “milletimizi güçlü kılmak için” benimsiyor Erdoğan. (Gündemi değiştirmek için demiyorum, bu zaten herkesin bildiği bir şey.) Güçle sayısal büyüklük arasında doğrudan bir bağolmadığını birileri anlatmalı ona. Önemli olan nicelik değil, niteliktir.
Doğum kontrolü onun sandığı gibi nesli kurutmak, kısırlaştırmak falan değildir.
Doğum kontrolü, bir kadınla bir erkeğin, dilekleri zaman, diledikleri arayla, diledikleri (ve de bakabilecekleri) kadar çocuk sahibi olma hakkıdır.
Bu bir insan hakkıdır. Yaşam hakkıdır. Kadının ve de çocuğun sağlık hakkıdır. Şimdilerde değil, 70’li yıllarda Birleşmiş Milletler’in kabullendiği; 80’lerde Türkiye’nin de uluslararası platformlarda taraf olduğu, evrensel haklardır bunlar!
Bir milletin gücü ne cahil kitlelere dönüşen nüfus artışıyla, ne de her boş alana gökdelen dikmesiyle ölçülür.
Bir milletin gücü, yaratıcılıkla, keşifleriyle, ilimde ve bilimde ilerlemeyle, eğitim seviyesinin yükselmesiyle, işsizliğin önlenmesiyle, yurttaşlar arasında gelir uçurumunun kaldırılmasıyla, kadın erkek temsiliyetinin eşitliğiyle, düşünce ve ifade özgürlüğüyle, yaşadıkları ülkedeki barışla, iç huzurla, bireylerin kendilerini her açıdan güvende hissetmeleri, yargı bağımsızlığına inanmaları ve geleceğe umutla bakabilmeleriyle ölçülür!

İhanet nedir
İhanet, hainliktir. Düşmanlıktır. Kötülüktür. Bir topluluğa, ülkesine kötülük etmektir. Doğum kontrolü ihanet değildir ve olamaz. Ama doğrudur şu sıralar başımı ne yana çevirsem ihanet görmekteyim ben de!
Örneğin evlerinden çıkan “3-5 kuruşu” yani 1 trilyon lirayı ister banka havalesiyle ya da 2 kilo altın, 1 milyon TL, 800 bin Avro, 60 bin doları bavulla taşıyarak geri alanları gördükçe “ihanet” diyorum.
Dört bakan ve çocukları bir de dostları Rıza Sarraf’ın iktidardaki bir partiyi AKP’yi “ya ucu bana da ya da Başkana da varırsa” endişesiyle soktukları durumu gördükçe “ihanet” diyorum.
Ve aklıma “Onlar” geliyor. Nâzım Hikmet’in dizeleriyle.
“Onlar ümidin düşmanıdır, sevgilim,
Akarsuyun,
meyva çağında ağacın,
serpilip gelişen hayatın düşmanı.
Çünkü ölüm vurdu damgasını alınlarına:
-çürüyen diş , dökülen et
bir daha dönmemek üzere yıkılıp
gidecekler.
Ve elbette ki, sevgilim, elbet,
dolaşacaktır elini kolunu sallaya sallaya,
dolaşacaktır en şanlı elbisesiyle: işçi tulumuyla
bu güzelim memlekette hürriyet.

*

Bursa’da havlucu Receb’e
Karabük fabrikasında tesviyeci Hasan’a
düşman, Fakir köylü Hatçe kadına,
Irgad Süleyman’a düşman,
Vatan ki bu insanların evidir,
sevgilim onlar vatana düşman...”
 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları