Cadı Kazanı (26.12.2014)
Can Dündar
Son Köşe Yazıları

Cadı Kazanı (26.12.2014)

26.12.2014 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Dünya gibi, insanlık da karanlıkla aydınlık arasında gidip gelirken kâh gecenin karasına bulanıyor, kâh müjdeli bir sehere tutunup gün ışığına kavuşuyor.
Tiyatro Tatavla’da Eraslan Sağlam’ın rejisi ve başarılı bir oyuncu kadrosuyla, Arthur Miller’ın ünlü “Cadı Kazanı”nı izlerken bunu düşündüm.
Oyunu kaleme alan Miller, 1950’ler Amerikası’nda “komünist”lik suçlamasıyla “Amerikan Karşıtı Faaliyetleri İzleme Komitesi” tarafından yargılanmış bir yazardı.
Bir korku iklimi yaratılmıştı Amerika’da... “Komünizm geliyor”du. “Amerikan toplumu tehdit altında”ydı.
Ve McCarthy adında faşist bir senatör, bu korkuyu yayarak tüm muhaliflerini yargılayıp sindirmeyi başarmıştı.
İhbarcıların yalanlarıyla muhalif evlere celp kâğıtları yağıyordu.
O dönem, Elia Kazan gibileri, bu zulme boyun eğip işbirliği yaparken Miller öcünü, en iyi bildiği yolla, kalemiyle almayı tercih etti.
Cadı Kazanı’nı yazdı.
Oyunda 1950’ler Amerikası’nı anlatmak için 1650’ler Amerikası’nı işledi.
17. yüzyılda da benzer bir cadı avı yaşanmış, insanların içine şeytan girdiği iddiasıyla topluma korku salınmış, ihbar furyasının kışkırttığı celp kâğıtlarıyla yaratılan dehşet sayesinde tam bir itaat sağlanmış, “Din adamlarının dua etmek için neden bakır şamdanlarla yetinmeyip altın şamdanlara ihtiyaç duyduğu” sorusunun sorulması böylece engellenmişti.
Miller, 20. yüzyılın “komünist avı”nı, 17. yüzyılın “cadı avı”na benzeterek, kendisini yargılayan McCarthy’yi yargılıyor ve tarih huzurunda mahkûm ediyordu.

***

Oyun, Türkiye’de ilk kez Kasım 1970’te, yapımı yeni biten Atatürk Kültür Merkezi’nde sergilendi. İlk gösterimde, 3. perdenin hemen başında tiyatroda yangın çıktı. Ve
23 yılda yapılan Kültür Merkezi, 45 dakikada küle döndü.
Bu, renkli 1960’ların final sahnesiydi adeta...
Tarihte sahne sırası, katran karası gecedeydi.
4 ay sonra 12 Mart geldi ve başlatılan komünist avıyla “cadı kazanları” fokurdamaya başladı.
O günden sonra da oyuna dokunmaya pek kimseler cesaret edemedi.
Fakat gün geldi, yine Taksim’de, Atatürk Kültür Merkezi’nin tanıklığında yeni bir “cadı avı” başlatılınca Miller akla düştü.
Oyunu oynama sırası, yeniden Türkiye’deydi.

***

Engizisyon yıllarına, oradan 1950’ler Amerikası’na uzanan bir pencereden bugünkü Türkiye’de kaynatılan cadı kazanına bakınca, her şey yerli yerine oturuyor.
Neden iktidarın anahtarını ele geçirenlerin, ayakta kalabilmek için öcülere ihtiyaç duyduğu...
“Şeytanla işbirliği yaptılar, devleti ele geçiriyorlar” paranoyasıyla bütün muhaliflerini nasıl baskı altına aldığı...
Onları ezerek toplumda dehşet iklimi yaratırken el koyduğu altın şamdanların sorulmasına nasıl engel olduğu...
İhbarcıların, iftiracıların bu yemden pay kapabilmek için nasıl ortaya döküldüğü tüm berraklığıyla çıkıyor ortaya...

***

Lakin başka dersler de var:
Yenilmez sanılan McCarthy birkaç sene içinde devrilip tarihin çöplüğüne gömüldü; Elia Kazan, hâlâ o utancı temizlemeye çalışıyor; Arthur Miller ise, kalemiyle hâlâ savaşıyor despotlara karşı...
Belli ki, bir süre sonra, güneş açtığında da 2010’lar Türkiyesi’nin istibdat rejimine dair oyunlar sahnelenecek buralarda...
Ve insanlar, o baskıyı kuranları lanetlerken
o baskıyı yıkanları, o oyunları yazanları alkışlayacak.
Cadı avcıları tarihin çöplüğünde buluşacak; her dönemin “cadılar”ı yanarak insanlığın yolunu aydınlatırken...
Biz ise, her gecenin iki gündüz arasında olduğunu bilmenin ferahlığıyla her cadı avında, avcıların karşısında, cadıların safında olacağız.

Yazarın Son Yazıları

Murat Sabuncu’ya açık mektup

Murat Sabuncu’ya açık mektup

Devamını Oku
11.11.2016
Nazi devrinin başlangıcı gibi

Nazi devrinin başlangıcı gibi

Devamını Oku
06.11.2016
Tükeniyoruz, hadi artık!

Tükeniyoruz, hadi artık!

Devamını Oku
05.11.2016
Allah’ın sopası yok ki...

Allah’ın sopası yok ki...

Devamını Oku
03.11.2016
Niye çıldırdılar?

Niye çıldırdılar?

Devamını Oku
01.11.2016
Doğum günün kutlu olsun Türkiye!

Doğum günün kutlu olsun Türkiye!

Devamını Oku
30.10.2016
3 kıtadan 3 kadın

3 kıtadan 3 kadın

Devamını Oku
24.10.2016
Ümidin düşmanları (22.10.2016)

Ümidin düşmanları

Devamını Oku
22.10.2016
Ümidin düşmanları (22.10.2016)

Ümidin düşmanları

Devamını Oku
22.10.2016
Trump’tan Erdoğan’a siyasette maçoluk sorunu

Trump’tan Erdoğan’a siyasette maçoluk sorunu

Devamını Oku
16.10.2016
O duvar, o duvarınız…

O duvar, o duvarınız…

Devamını Oku
09.10.2016
Oyunun kuralları değişiyor

Oyunun kuralları değişiyor

Devamını Oku
05.10.2016
Suskunluk sarmalı (25.09.2016)

Suskunluk sarmalı

Devamını Oku
25.09.2016
Suskunluk Sarmalı (24.09.2016)

Suskunluk Sarmalı

Devamını Oku
24.09.2016
Cesarete ödül, zulme şamar

Cesarete ödül, zulme şamar

Devamını Oku
24.09.2016
Tarık Akan’ı öldüren sancı

Tarık Akan’ı öldüren sancı

Devamını Oku
18.09.2016
Saray ve yeldeğirmeni

Saray ve yeldeğirmeni

Devamını Oku
17.09.2016
Büyük gözaltı (11.09.2016)

Büyük gözaltı

Devamını Oku
11.09.2016
Avrupa’nın başında bir hayalet dolaşıyor

Avrupa’nın başında bir hayalet dolaşıyor

Devamını Oku
07.09.2016
Mafya hukuku

Mafya hukuku

Devamını Oku
04.09.2016
Veda vakti

Veda vakti

Devamını Oku
15.08.2016
Yeni Kapı’nın ardı

Yeni Kapı’nın ardı

Devamını Oku
06.08.2016
Askerin boşluğuna kim yerleşecek?

Askerin boşluğuna kim yerleşecek?

Devamını Oku
03.08.2016
Avrupa liderleri neden bu işareti yapıyor?

Avrupa liderleri neden bu işareti yapıyor?

Devamını Oku
31.07.2016
Düşmanına benzeyen savaşı kaybeder

Düşmanına benzeyen savaşı kaybeder

Devamını Oku
29.07.2016
Tehdit sökmez, belgeyle gelin!

Uluslararası dayanışma büyüyecek

Devamını Oku
04.07.2016
Avrupa uçağı sallanıyor

Uçaktaki Avrupa

Devamını Oku
02.07.2016
Avrupa şokta (25.06.2016)

Avrupa şokta

Devamını Oku
25.06.2016
Gün dayanışma günü

Gün dayanışma günü

Devamını Oku
21.06.2016
Gençlerin sesi: Cumhuriyet

Gençlerin sesi: Cumhuriyet

Devamını Oku
20.06.2016
Söylenemeyeni söylemek

Söylenemeyeni söylemek

Devamını Oku
13.06.2016
Delikanlılık ve ciğer üzerine

Delikanlılık ve ciğer üzerine

Devamını Oku
06.06.2016
Cumhuriyet olmasa…

Cumhuriyet olmasa…

Devamını Oku
30.05.2016
Genelkurmay’dan ‘Şef’in gezilerine...

Genelkurmay’dan ‘Şef’in gezilerine...

Devamını Oku
28.05.2016
Genç Cumhuriyet

Genç Cumhuriyet

Devamını Oku
23.05.2016
Yeniden yürüyüş vakti

Yeniden yürüyüş vakti

Devamını Oku
19.05.2016
Ülkeyi uğursuza hırsıza bırakmayız

İsveç Ulusal Basın Kulübü, ‘İfade Özgürlüğü Ödülü’nü bu yıl bana ve Erdem Gül’e vermeyi kararlaştırdı. Erdem’le bu gece Stockholm’de bu ödül töreninde olacağız. Bazıları ‘Ülkeden kaçtığımızı’ yazmış arkamızdan... Hiç sevinmesinler... Onlarla işimiz henüz bitmedi. Ülkeyi hırsıza, uğursuza bırakacak değiliz.

Devamını Oku
16.05.2016
Daha da güçlüyüz

Daha da güçlüyüz

Devamını Oku
09.05.2016
Yarın olsun!

Yarın olsun!

Devamını Oku
08.05.2016
Ben böyle gözü pek kadın görmedim

Ben böyle gözü pek kadın görmedim

Devamını Oku
07.05.2016