Çiğdem Toker

Uçuş Güvenliğimiz Kime Emanet?

14 Aralık 2013 Cumartesi

Üç önemli nedenle Sayıştay raporlarına dikkat çekmeyi sürdürüyoruz:
- Sayıştay, ödediğimiz vergilerin nasıl harcandığını denetliyor.
- Şu anda 2014 bütçe kanunu tasarısı, TBMM’de Sayıştay raporları olmaksızın görüşülüyor.
- Raporların gönderilmeme gerekçesi konusunda, kamuoyuna eksik ve yanıltıcı bilgi veriliyor.
Bugün, Sayıştay’ın Devlet Hava Meydanları İşletmesi’nde (DHMİ) yaptığı denetim raporunda yer alan kritik bir konuya değineceğiz: Uçuş güvenliği.
Türkiye’de uçuş trafiği ile yolcu sayısı sürekli artış gösteriyor. DHMİ verilerine göre, bu yılın 11 ayında, Türkiye’de 140 milyon kişi uçtu...
Kasım ayında iç hat uçak trafiği, bir önceki yılın kasım ayına göre, yüzde 16.5 artışla 54.716’ya, dış hat uçak trafiği yüzde 8.5 artışla 35.716, toplam uçak trafiği ise yüzde 13.2 artışla, 90.432 oldu.
Türkiye hava sahasından üst geçiş yapan 21.979 uçak sayısı ile birlikte toplam 112.411 uçak, havalimanlarından hizmet aldı...

Güvenlik projesi 4 yıl gecikti
Sayıştay denetçileri, DHMİ 2011 raporunda; uçuş güvenliğimizi daha etkin hale getirmek ve sürekli artan hava trafik talebini karşılamak üzere planlanan SMART projesini ve bu projedeki gecikmeyi ayrıntılı olarak irdeliyor.
Adım adım gidelim:
- DHMİ, kısa adı ATC olan, Hava Trafik Kontrol Sistemi’ni yenilemek üzere, 2000 yılında EUROCONTROL örgütüyle çalışmaya başlıyor.
- 2002’de SMART projesi yatırım programına alınıyor. Kapsamlı bir yatırımı içeren bu proje ile Türkiye hava sahasının tek merkezden kontrol edilmesi amaçlanıyor. Proje devreye alındığında, bazı iç hat uçuşları kısalacak, yolcular zamandan tasarruf edecek, şirketlerin de maliyetleri aşağıya inecek.
- 2004’te ihaleye çıkılıyor. Fakat sekiz ay sonra iptal ediliyor. Ve 2006’da ihale yenileniyor. İkinci ihalede beş firma teklif veriyor. En uygun teklifi veren firmayla 86.7 milyon Avro bedelle Haziran 2006’da sözleşme imzalanıyor. Aralık ayında da işe başlanıyor.

Artık karar verilsin
- SMART projesi tamamlanıncaya kadar geçecek süre içinde mevcut tesisler modernize ediliyor. Temmuz 2009’a gelindiğinde projenin geçici kabulü yapılıyor. Ancak yazılım konusunda sorun çıkıyor ve 26 Eylül’de bitmesi planlanan proje bitmiyor.
Sayıştay raporunda, firmanın sistemi beklenen tarihte kullanıma hazır hale getirmemesinin “önemli bir kusur” olduğunun altını çizerek şöyle diyor:
“Sözleşme kapsamında sistemlerin temin ve tesisi tamamlandı. Kısmi kabuller de yapıldı. Ancak verilen cezalı sürenin dahi iki yıl aşılmasına rağmen, müteahhit firmanın, sözleşmede öngörülen koşulları tamamen sağlayamayacağının görüldüğü dikkate alınarak, sözleşmenin sonlandırılması ve projenin geleceğine yönelik karar verilmesi uygun olacaktır.”
İlgilisi hatırlayacaktır. En son geçen temmuzda, SMART projesinin “Bu yaz devreye alınacağı, aktif olarak kullanılacağı” açıklanmıştı. Ancak, 2013’ün sonuna gelmemize karşın hepimizin can güvenliğini ilgilendiren proje hâlâ hayata geçirilemedi.
Hava trafiğinin sürekli arttığı, 11 ayda 140 milyon kişinin uçtuğu bir ülkede, bu kadar kritik bir projedeki dört yıllık gecikmenin sorumluları kimler?
Sayıştay raporlarının neden Meclis’e gönderilmediği, her raporda çarpıcı tespitlerle ortaya çıkıyor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hoşça kalın 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları