Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasında tutuklanan oğlu Salih Kaan Çağlayan’ın nöbetçi hâkime verdiği ifadede; “Rüşvet alıp vermediğini, kendisinin sanayici olduğunu, alüminyum cephe giydirme işini yaptığını” söylediği, basına yansıdı.
Çağlayan’ın söz ettiği şirketin adı; Akel Alüminyum A.Ş.
Sanayici kökenli bir siyasetçi olan Zafer Çağlayan’ın 1976’da küçük bir atölye olarak kurduğu şirket, Ankara’nın bilinen sanayi kuruluşlarından biri.
12 yıl aralıksız sürdürdüğü Ankara Sanayi Odası Başkanlığı’nın ardından, tercihini siyasetten yana kullanan Çağlayan, 2007 genel seçimlerinde milletvekili seçildi. İkinci AKP Hükümeti’nin Sanayi ve Ticaret Bakanı oldu.
Çağlayan’ın bakanlığının ikinci ayıydı.
Ankara’da, o sıra yapım aşamasında olan ATO Kongre Merkezi önünden geçerken, Akel Alüminyum’un büyük boyutlardaki pankartını gördüm. Binanın dış cephe giydirme işinin 2.7 milyon dolara ihale edildiğini öğrenince Çağlayan’ı arayarak, şirket yönetiminden çekilip çekilmediğini sordum.
Çağlayan da siyasetle birlikte şirket yönetim kurulu başkanlığından ayrıldığını “Ancak daha şık olacaksa, hisselerini oğullarına devredip şirketten tamamen de çıkabileceğini” belirtip şunları söylemişti:
“O firmayı yoktan var ettim. 170 kişi çalışıyor. Bu şirketin içinden 20-30 şirket daha çıktı. Eşim, kardeşim var. İki oğlum da bu firmayı sürdürsünler diye endüstri mühendisliği ve iç mimarlık okuyorlar. Hem zaten hiç devlet ihalesine girmedi ve girmez de bizim firmamız.” (19 Eylül 2007-Hürriyet)
2 milyon TL’lik şirket
Altı yıl içinde neler olduğuna “açık kaynaklar” üzerinden bakalım:
Çağlayan -biraz gecikmeli de olsa- 20 Mart 2008’de, şirketteki yönetim kurulu başkanlığından çekilerek hisselerini oğullarına devrediyor.
Sonrasında ise ticaret sicili kayıtları bize Akel Alüminyum’un hızla büyüdüğü gösteriyor...
Çağlayan siyasete girmeden 180 bin TL olan şirket sermayesi önce 600 bin TL’ye yükseltiliyor.
6 Temmuz 2011’e geldiğimizde oğulların yönettiği Akel Alüminyum, sermayesini 1.4 milyon TL artırarak 2 milyon TL’lik bir şirkete dönüşüyor. Zafer Çağlayan Ekonomi Bakanı.
Halkbank ve Diyanet’in dış cepheleri
Akel Alüminyum bu dönemde “Referanslar” listesini hızla büyütüp çeşitlendiriyor. Şirketin internet sitesinde 59 binanın fotoğrafı var. Akel’in dış cephelerini “giydirdiği” sayısız bina arasında Halkbank Genel Müdürlüğü, Diyanet İşleri Başkanlığı, Dikmen Polis Evi, AŞTİ, MHP genel merkezi, MTA binası, Diyarbakır Havaalanı gibi önemli kamusal binalar dikkat çekiyor.
Yanı sıra, son beş yıl içinde Ankara’nın siluetini değiştiren pek çok AVM, otel, medya kuruluşlarının dış cepheleri: Rixos Grand Ankara, Ansera, AnkaMALL, Sheraton, Demirören genel müdürlük binası, Star TV temsilcilik binası, TV8...
Bu verilerden sonra, çok ağır bir iddia olan rüşvet konusuna hiç girmeden, basit bir soru soralım: Çağlayan bakan olmasaydı, oğullarına devrettiği şirketi beş yılda bu kadar hızlı büyüyüp gelirlerini artırabilir miydi?
Bir Baba-Oğul Şirket Öyküsü
Yazarın Son Yazıları
Hoşça kalın
O fayansın talimatı kimden?
Bakan düzeyinde 2018’de biteceği açıklanmış ilk metro hattında işlerin planlandığı gibi gitmeyeceği, herhalde baştan belliydi ki, İETT yarım milyar TL’lik bir otobüsle taşıma ihalesini yapıverdi. Otobüsle taşıma seçeneği zorunluysa, özel taşımacılık şirketlerine kaynak aktarmak zorunlu muydu? Otobüsle taşıma işini İETT’nin organize edip gerçekleştirmesi daha mı pahalı olurdu?
‘Enflasyonla topyekûn mücadele’
Bankalara ne oluyor?
Tek hane hedefi
Boykot ve adanmışlık
Otağ Merkezi ve bütçe
Cevapsızlığın şiddeti
Türkiye’nin Uluslararası Yolsuzluk Algı Endeksi’ndeki sırası 81’inciliğe düştü. “Vergi Barışı” tebliği, uluslararası yükümlülükleri hiçe sayıp Türkiye’yi kara para aklayan ülkeler konumuna sokabilir. CHP’li Utku Çakırözer, yurtdışındaki paraların ülkeye transferini yapanların sorgulanmamasını sağlayan düzenlemeyle kimlerin korumaya alındığını sordu.
2019 bütçesinde KÖİ garantileri
Devletin dövizli sözleşmeleri
Türkiye kara para cenneti midir?
İstanbul metrolarının geleceği
Müteahhit kriterleri
3. Havalimanı’na nasıl gidilir
Matrah artırın, yoksa…
Melen Barajı 11 Ağustos’ta açılacak mı?
Tarım alanına santral yaparsanız
Tarım alanlarına Danıştay’dan destek
Yap-işlet-devret yöntemiyle yapılacak Kanal İstanbul büyük bir rant yaratacak. Ancak Kanal İstanbul’un mühendisliği ne kadar mükemmel olursa olsun, çarpık kentleşmiş, betona boğulmuş, neredeyse her gün yeni bir felaket yaşayan ve deprem beklenen bir metropolde doğayla oynanacak. Giresun’da 82 yaşındaki Yusuf Topal, gittiği aile hekimliğinde doktorla tartıştı. Doktorun “beyaz kod” alarmı vermesi üzerine hastaneye gelen polisler, yaşlı vatandaşı gözaltına aldı. Gözaltına alınmasına tepki gösteren Topal’a polislerce biber gazı sıkılıp ters kelepçe takıldı. CHP’li Gülizar Biçer Karaca, Meclis’te milletvekillerini uyardı: “Bu projeyle İstanbul’da milyonlarca metreküp toprak taşınacak. Güzergâh üzerindeki Sazlıdere Barajı yok edilecek. Hafriyatla ekolojik sistem değişecek, sular kirlenecek.”
Büyük ihalede itirazlar dinlendi
Devlet şişmanlıyor ‘Yeni devlet’ darmadağın ve çok başlı
Şehir hastanelerinde ‘kur’ virüsü
Berberoğlu kararı ve ‘kapsayıcı Meclis’
TCDD’nin mali yüküymüş!
SGK neden Sayıştay’dan kaçırıldı?
Torba teklif dönemi
‘Ses ve öfke’
Perhizler ve turşular
Madde 104 yokmuş gibi davranmak
1 numaralı kararname
Ucuz hayatlar
Kişiye özel elbise
‘Yeni’ Meclis dalsız bir çınar gibi
‘Helalinden yüzde 31’
Yüksek enflasyonda dolarlı ihale
Sahip çıkma becerisi
Sonuna dek beklense ne olurdu?
Asıl sorudan kaçmak