Çiğdem Toker

Soma, tütün ve yeniden Derviş

27 Mayıs 2015 Çarşamba

Eğer, ortaçağ koşullarındaki bir madende yanan 301 işçinin çoğu, eski çiftçi ailelerinden geliyorsa...
Alp Gürkan ve şirketi bir sonuç; Somalı, Akhisarlı, Kırkağaçlı yoksul köylüleri 40 TL gündelik için cehennemin yedi kat dibine gönderen asıl sebep, yaşadığı coğrafyada tarımın bitirilmesiyse...
Eğer tütün ekimi sınırlandırılıp TEKEL kapatılmasaydı, Soma köylüsü insanlık dışı koşullarda çalışmak zorunda kalmayacaktıysa...
Kemal Derviş’in CHP’nin olası iktidarında “ekonomiye yön verecek bir görevi” kabul etme sözünü yinelediği bugünlerde, hafıza tazelemek zorunludur...

***

14 yıl önce, Kemal Derviş’i havaalanında karşılayan muhabir ordusu içindeydim.
IMF’nin 10 milyar dolarlık krediyi serbest bırakma karşılığında, “15 günde 15 yasa” sloganında somutlaşan “acı reçete” dönemini, kâh Başbakanlık koridorlarında kâh Meclis salonlarında, değil gün gün, saat saat izledik.
İhale ve Borçlanma Kanunu ısrarı, makul olsa da...
Saklanan amacı, TEKEL’i çitfçi aleyhine, küresel şirketler lehine devreden çıkarmak olan Tütün Yasası ısrarı, gerilim filmlerini aratmayan bir baskıya dönüşmüştü.
Ama nasıl bir baskı...
Gerçekte maaşlı birer bürokrat olan IMF ile Dünya Bankası şefleri, müstemleke valisi edasıyla “Bu yasa çıkmazsa kredi desteği yok” demeçleri veriyor, Tütün Kanunu’na itiraz etmek neredeyse vatan hainliğiyle bir tutuluyordu.
Sonuçta, yasaya itiraz eden dönemin özelleştirmeden sorumlu bakanı Yüksel Yalova istifa etmek zorunda kaldı.
Dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer veto etti etmesine.
Ama krizden çıkaracak kredi karşılığında çokuluslu şirketlere söz verilmişti bir kez. Yasa, yıldırım hızıyla Meclis’te tekrar görüşülerek kabul edildi.

***

O gün Sezer’in “siyasi” davranmakla suçlanmasına yol açan veto gerekçelerinin tamamı bugün gerçekleşti.
Çiftçi mağdur olacak demişti. Oldu; dahası öldü.
Yerli tütün alımı durur demişti. Durdu.
Kartelleşmeye yol açar demişti. Yol açtı.
TEKEL değerinin çok altına satılacak dedi. Öyle oldu.
Bakmayın siz şimdi “IMF’ye borç verir haldeyiz” hamasetine.
TEKEL, bu iktidar döneminde satıldı. Hem de dönemin Maliye Bakanı Unakıtan’ın “Babalar gibi satarız” sloganıyla. (O akşam çokuluslu şirketin Türkiye çalışanları İstanbul’da bir eğlence mekânında satışı kutladı.)
TEKEL işçilerinin 4C vicdansızlığıyla sokağa atılışı da, arazilerin yerinde rezidans, AVM, Diyarbakır’da ise cezaevi yapılması da bu dönemde oldu.

***

Ezcümle, bugün “gerçekten sosyal demokrat bir programda” görev alma sözü veren Derviş, bu tabloyu görmezden gelme lüksüne sahip değil...
Kemal Derviş, gerçekten hâlâ sosyal demokrat olduğu iddiasındaysa, 13 yıl önce baskıyla geçirilen Tütün Kanunu’nun, çiftçiyi önce işçileştirip sonra öldüren, kamu arazilerini rant merkezlerine dönüştüren sonuçları konusunda, sağlam bir özeleştiri yapmalıdır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hoşça kalın 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları